"Saray kaynakları, Erdoğan'ın, aynı Davutoğlu'nda olduğu gibi Yıldırım'da da büyük pişmanlık duyduğunu ifade ediyor" iddiasını ileri süren Takan, "Davutoğlu'nun azledilme sürecinin başında olduğu gibi, Erdoğan'ın sık sık 'Keşke Binali Yıldırım'ı Başbakan yapmasaydım' dediği Saray kulislerinde açıktan konuşuluyor. Zaten, uzun süredir damat Berat Albayrak'ın Binali Yıldırım'ı 'hiç takmadığı', 'partide ve Bakanlar Kurulu'nda gerçek söz sahibinin Berat Albayrak olduğu' konuşuluyor" diye yazdı.
Ahmet Takan'ın "Sarayda ikinci 'keşke' sıkıntısı!..." başlığıyla yayımlanan (30 Kasım 2016) yazısı şöyle:
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in, Doktor Devlet Bahçeli'yi bombalayan açıklamaları ile haftaya sıkı bir giriş yapmıştık. Ne oluyordu?.. Yoksa, Cumhurbaşkanlığı görünümlü başkanlığı getiren Anayasa değişikliği paketi güme mi gidiyordu?.. Ankara'nın klasik Salı'sında AKP ve MHP grup toplantılarında yapılan açıklamalarda gördük ki; sıkıntı yok. Durmak yola devam!.. Grup toplantılarından sonra AKP ve MHP cephelerindeki hava, "Pürüz olsa liderler bir araya geleceklerini açıklamazdı" şeklindeydi. Peki,Tuğrul Türkeş'in gündeme bomba gibi düşen açıklamaları neyin nesiydi?.. Oraya geçmeden önce, saray ve AKP cephesindeki son duruma göz atalım;
OHAL süresi ile ilgili iktidar cephesinde dışa vuran çatlak umarım gözünüzden kaçmamıştır!.. Erdoğan, "OHAL belki 3 ay, belki 3 ay daha uzayacak" diyor. Binali Yıldırım, OHAL'in referandumdan önce kalkacağını dillendiriyor. Tuğrul Türkeş, Nihat Zeybekçi de istemezükçülerden. AKP'deki görünür çatlamadan sonra Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş orta yoldan devam etti, "gerektiği kadar uzar" mealinde.
Sonda söyleyeceğimiz yine başta söyleyelim: Başkanın adamları arasında büyük bir kavga yaşanıyor. Hatırlar mısınız?.. Kısa bir süre önce kaleme aldığım yazıda, Cumhurbaşkanlığı ikinci yardımcılığı konusunda Binali Yıldırım'da ısrarcı olanlara "Acele etmeyin. Sürprize hazır olun" demiştim. Merdiven usulü (!) gidelim;
Saray kaynakları, Erdoğan'ın, aynı Davutoğlu'nda olduğu gibi Yıldırım'da da büyük pişmanlık duyduğunu ifade ediyor. Davutoğlu'nun azledilme sürecinin başında olduğu gibi, Erdoğan'ın sık sık "Keşke Binali Yıldırım'ı Başbakan yapmasaydım" dediği Saray kulislerinde açıktan konuşuluyor. Zaten, uzun süredir damat Berat Albayrak'ın Binali Yıldırım'ı "hiç takmadığı", "partide ve Bakanlar Kurulu'nda gerçek söz sahibinin Berat Albayrak olduğu" konuşuluyor. Saray kaynakları, hükümet icraatlarında tüm kararların Erdoğan'a gitmeden son onayı Berat Albayrak'ın verdiğini söylüyor.
Erdoğan ile Yıldırım'ın arasının açılma süreci OHAL süresi tartışmasında önce. Şöyle;
*Erdoğan'ın, "özel sektöre yönelik uygulamaları yüzünden" Yıldırım hakkındaki rahatsızlıklarını sık sık dile getirdiği,
*Erdoğan'ın, cinsel istismar yasasıyla ilgili olarak medya aracılığıyla çekilme talimatı vermesinin Başbakan'da yarattığı rahatsızlık.
AKP cephesinde Erdoğan ile Yıldırım arasındaki büyük muhabbettin sona ermesine an gözüyle bakılıyor. AKP, gruplara ayrılmış halde. Ekonomik kriz derinleştikçe "Günah keçisi Binali Yıldırım olacak" diyenlerin sayısı AKP'de her geçen gün artıyor. Bu arada AKP içinde byLock'cu Bakan ve milletvekili sayısında artan rakamları da duyarsanız sakın ha şaşırmayın!.. Berat Albayrak, Cumhurbaşkanı yardımcısı olmadan 'Milli Mutabakat Hükümeti'nin Başbakanı olması da kimseyi şaşırtmasın. Saray kaynakları, iddialı bir şekilde "Kritik kararlarda Devlet Bahçeli'ye sorulup onayı alınmadan kesinlikle adım atılmıyor" diyor.
Dönelim Tuğrul Türkeş'in şok açıklamalarına... Merdiven usulü gidin!.. Top yekun, koltuk kavgası referandum öncesi başladı!.. En acı olanı; Erdoğan, Türk milliyetçilerini manivela olarak kullanıyor. Referandumdan sonra da Vefa'ya boza içmeye gidenler çok olacak!..
Bir de!.. Suriye konusunda giderek yükselen hamaset ve Erdoğan-Bahçeli paralel söylemlerine dikkat!.. Ne diyelim? Yerim dar!.. Sabah ola hayrola!..