Burada halka hitap eden Erdoğan, "O evlerde, o binalarda, o açtığınız hendeklerde yok olacaksınız. Tüm güvenlik güçlerimiz askeriyle, polisiyle, gönüllü köy korucularıyla şu andaki operasyonlar; oralar tertemiz hale gelinceye kadar, huzur ortamı tesis edilinceye kadar bu mücadele orada devam edecektir. Durmak yok, aynı kararlılıkla devam edeceğiz" dedi.
"HEMEN BAŞIMIZA RUSÇU KESİLDİLER"
Konya'daki Mevlana Meydanı'nda gerçekleştirilen açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle 24 Kasım günü Rus uçağının düşürülmesinin ardından Türkiye ve Rusya arasında yaşanan uçak krizine değinen Erdoğan, "Türkiye'nin başı hangi ülkeyle sıkıntıya düşse gidip hemen o ülkenin yanında saf tutanları üzüntüyle görüyor, ibretle takip ediyoruz. Ülkemiz yakın zamana kadar Rusya ile yakın ilişkiler kurduğunda bizi Batı'ya sırtımızı dönmekle, Asyacı, Avrasyacı olmakla suçlayanlar vardı. Şimdi üstelik de egemenlik haklarımızı koruma konusunda Rusya ile bir gerilim yaşıyoruz; bunlar hemen başımıza Rusçu kesildiler" diye konuştu.
"BİZİ İRANCI OLMAKLA İTHAM EDENLER ŞİMDİ İRAN'IN SAFINA GEÇTİ"
Türkiye'yi İran'la yakın ilişkiler içindeyken İrancı olmakla suçlayanların şimdi İran'ın safına geçtiğini öne süren Erdoğan, "Türkiye, İran'la yakın ilişkiler içindeyken bizi İrancı olmakla itham edenler, aramızda bazı görüş ayrılıkları belirince bir anda kendileri İran'ın safına geçtiler. Aynı durumu Yunanistan'a, Ermenistan'a, Avrupa ülkelerine, Afrika'ya tüm dünyaya uyarlayabilirsiniz. Türkiye'nin sorun yaşadığı kim varsa onun safında yer almayı kendilerine görev bilenleri siyasette, medyada, akademide, her yerde görmek mümkün. Kendi ülkelerine ve milletine ihanet bunların adeta iliklerine işlemiş" ifadelerini kullandı.
"'YA BENİMSİN YA KARA TOPRAĞIN' DİYEN PSİKOPATLAR VARDIR YA BUNLARINKİ DE O HESAP"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu hastalıklı ruh hallerini Tayyip Erdoğan düşmanlığıyla, hükümet karşıtlığıyla, iktidar partisine muhalefetle perdelemeye çalışıyorlar. Bunların asıl düşmanlığı bu ülkeye ve bu milletedir. Bunların düşmanlığı milletimizin temsil ettiği tüm değerlere, özellikle de inancımıza, tarihime, kültürümüze yöneliktir. Türkiye güçlendikçe milletimizin temsil ettiği değerlerin de güçlendiğini görüyorlar. 'Ya benimsin ya kara toprağın' diyen psikopatlar vardır ya bunlarınki de o hesap. Türkiye ya bizim olsun ya da yok olup gitsin mantığıyla kişisel ve ideolojik saplantılarını siyasetin, medyanın, akademinin kendilerine sağladığı unvanları kullanarak her fırsatta dışa vuruyorlar" dedi.
"BU NASIL HELİKOPTER Kİ BOMBALIYOR DA MİNARE YIKILMIYOR"
Diyarbakır merkez Sur İlçesi'nde 7 Aralık günü çıkan çatışmalar sırasında tarihi Kurşunlu Camii'nde meydana gelen yangına değinen Erdoğan, "Böyle dönemler herkesin eteğindeki taşları döktüğü, maskelerin sıyrılıp gerçek yüzlerin ortaya çıktığı günlerdir. Bu milletle, bu ülkeyle hiçbir aidiyet bağı hissetmeyenlerin hezeyanlarını her gün duyuyorsunuz, seyrediyorsunuz. Bu terör örgütü muhiplerinin iki yüzlü tavırlarına son olarak geçen hafta Diyarbakır'da Fatihpaşa Camii'nin örgüt tarafından yakılması hadisesinde bir kez daha şahit olduk. Çıkıyor bir tane sözde eş başkan ne diyor? Devlet helikopteriyle diyor bombaladı. Bunlar bakar kör. Bu nasıl helikopter ki bombalıyor da minare, kubbe yıkılmıyor. Alttan kapılar yanmaya başlıyor" açıklamasında bulundu.
"FATİHPAŞA CAMİİ'Nİ YAKANLAR BUNUN BEDELİNİ ÖDEYECEKLER"
Yurdun Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanan gelişmelere ilişkin konuşan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aynı zihniyet bölgede yaşayan insanların hayatlarını zindana çeviren hendeklere methiyeler düzecek, güvenlikleri için yer değiştirenlere hakaret edecek kadar alçalabiliyor. Belediyeleriyle, belediyelerin iş makinalarıyla hendekler açacaksın ve oradaki benim Kürt kardeşlerime hayatı zindan edeceksin. Şimdi bu insanlar oraları terk etmek zorunda kalıyor. Utanmadan, sıkılmadan da bir de geri dönemezsiniz. Geri dönecekler. O insanlar geri dönecekler. Ama o evlerde, o binalarda, o açtığınız hendeklerde yok olacaksınız. Tüm güvenlik güçlerimiz askeriyle, polisiyle, gönüllü köy korucularıyla şu andaki operasyonlar; oralar tertemiz hale gelinceye kadar, huzur ortamı tesis edilinceye kadar bu mücadele orada devam edecektir. Durmak yok, aynı kararlılıkla devam edeceğiz. Fatihpaşa Camii'ni yakanlar benim inançlı, imanlı o Kürt kardeşlerimi istismar edenler bunun bedelini ödemeye başladılar ve ödeyecekler"
"NASIL OLUR DA BU ÜLKEYİ BİR TERÖR DEVLETİNE SARİN GAZI VERMEKLE SUÇLAYABİLİRSİN?"
Rus kanalında yer alan bir röportajındaki iddiaları üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında soruşturma başlatılan CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem'i isim vermeden eleştiren Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: "Bu ülkede cumhuriyetle yaşıtım, diyen bir partinin milletvekili yabancı bir televizyon kanalında kendi devletini terör örgütlerine kimyasal silah vermekle suçlayacak kadar ihanet çukuruna batabiliyor. Mensubu olduğu partiden bir ses var mı? Neyi bekliyorlar? Bu nasıl bir ihanettir? Sen nasıl olur da bu ülkeyi bu devleti Suriye gibi katil Esed'in başında olduğu bir terör devletine sarin gazı vermekle suçlayabilirsin? Bunu partisinin içinde barındırabilenlere şahsım, milletim adına yazıklar olsun diyorum"
"GÜYA BİR PROSEFÖR NOBEL ÖDÜLÜ ALAN AZİZ SANCAR HOCAMIZI AŞAĞILAMAYA ÇALIŞIYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güya bir profesör Nobel Ödülü alan Aziz Sancar hocamızı sırf kendi gibi düşünmüyor diye aşağılamaya çalışıyor. Siyasetiyle, medyasıyla, üniversitesiyle Türkiye bu tabloyu hak etmiyor. Bu bakımdan Türkiye'nin topyekün bir değişime ihtiyacı var. Biz işte bunun için yeni Türkiye diyoruz. Önümüzdeki dönem inşallah başta Anayasa konusu olmak üzere yeni Türkiye'nin adım adım inşası dönemi olacaktır" ifadelerini kullandı.
"ŞU SAATTEN SONRA KİMSE BENDEN BAŞKA BİRİ GİBİ HAREKET ETMEMİ BEKLEMESİN"
40 yıllık bir siyaset tarzı ve üslubu olduğunu belirten Erdoğan, kimsenin kendisinden başka biri gibi hareket etmesini beklememesi gerektiğine dikkat çekerek "Benim yetkilerimin sınırlarını elbette Anayasa belirliyor. Ama sorumluluğum da milletime karşıdır. Her kim ülkeme ve milletime zarar verecek bir tavır, bir eylem içine girerse onun karşısında yer almak en öncelikli görevimdir. Bunu yapanın şu veya bu parti olması, şu veya bu örgüt olması benim sorumluluğumu ortadan kaldırmaz. 40 yıllık bir siyaset tarzım, üslubum var. Milletimle bir şekilde iletişim kurdum. Meramımı bu şekilde anlattım. Halkımdan desteği de bu şekilde aldım. Şu saatten sonra benden başka biri gibi hareket etmemi kimse beklemesin" diye konuştu.
"BU SİSTEMLE TÜRKİYE YOLUNA DAHA FAZLA DEVAM EDEMEZ"
Yeni Anayasa ve başkanlık sistemi vurgusu yapan Erdoğan, "Biz yeni Türkiye derken yeni Anayasa derken başkanlık sistemi tartışılmalı derken asla kendi kişisel ikbalimizi düşünerek bunları söylüyor değiliz. Benim bu ülkenin, bu milletin daha yönetilmesi; daha büyük hedeflere doğru yürümesi gibi bir derdim var. 1994 yılından beri edindiğim tecrübeler şunu gösteriyor. Bu sistemle Türkiye yoluna daha fazla devam edemez. 40 milyonluk Türkiye'ye yeten 80 milyonluk Türkiye'ye yetmiyor. 2-3 bin dolarlık milli geliri olan Türkiye'ye yeten 10 bin dolarlık milli gelire sahip Türkiye'ye yetmiyor. Kendi içine kapanmış Türkiye'ye yeten, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olmak isteyen Türkiye'ye yetmiyor. Bunu görmek için siyaset dahisi, yönetim gurusu, hukuk kompedanı olmaya gerek yok" açıklamasında bulundu.
"13 YILDIR BİZİM AK DEDİĞİMİZE KARA DİYEREK SİYASET YAPIYOR GÖZÜKTÜLER"
Yaptığı siyaset üzerinden muhalefet partilerini eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şu anda ben cumhurbaşkanıyım. Kurucusu olduğum parti, iktidar partisi. Yıllardır yol arkadaşlığı yaptığım Ahmet Bey başbakan. Buna rağmen biz değişim, dönüşüm, yeni Türkiye diyoruz. 13 yıldır bu ülkenin yönetiminde esamesi okunmayanlar bu kafayla daha nice 10 yıllar boyunca da okunmayacak olanlar mevcut sistemde direniyor. Halbuki onların sistem değişikliği talep etmesi bizim de mevcut sistemi sürdürmekte ısrar etmemiz gerekiyor değil mi? Burada bir terslik var. Niçin böyle? Çünkü bunların ülke diye, millet diye bir dertleri olmadığı için ülke daha iyi nasıl yönetilir diye bir arayışları mevcut değil. 13 yıldır bu ülkede sadece bizim ak dediğimize kara diyerek siyaseti yapıyor gözüktüler. Muhalefeti böyle temsil ettiler. Aslında hiçbir şey yapmadılar. Bunların vesayetin aracı olmaktan, onların sözcülüğüne soyunmaktan başka bir işlevleri yok"
"MİLLETİMİZ YENİ ANAYASA TALEBİNİ GÜÇLÜ ŞEKİLDE ORTAYA KOYDUĞUNDA HİÇBİR PARTİNİN KAYITSIZ KALABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
Yeni Anayasa için milletin desteğine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Milletimiz yeni Anayasa talebini güçlü şekilde ortaya koyduğunda buna hiçbir partinin uzun süre kayıtsız kalabilmesi mümkün değildir. Şayet kayıtsız kalırlarsa bedelini öderler. İnşallah Türkiye'yi 2023 hedeflerine hep birlikte kavuşturacağız" dedi.
Mehmet Kayhan YILDIZ-Hasan DÖNMEZ-Bahar DEMİREL / KONYA, (DHA)