Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ileTürkiye’nin yaptığı 50 yıllık petrol vedoğalgaz anlaşmalarının arka planında çok ilginç bir hikaye yatıyor. Haber7 Yazarı Mehmet Acet'in ulaştığı hikayenin detayında Cumhurbaşkanı Erdoğan bakın neyi göze alarak bu imzayı atmaya karar veriyor...
İşte Mehmet Acet'in yazısı;
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Türkiye’nin yaptığı 50 yıllık petrol ve doğalgaz anlaşmalarının serüvenini merak eder misiniz?
Uzun bir hikaye.
Ama hikayenin aşağıda anlatacağım kısmı, bu anlaşmaların mahiyetini ve Türkiye için önemini ortaya koyması bakımından kıymete değer.
Üzerinde durduğumuz konu, Kürt petrol ve doğalgazının bir kısmının Türkiye üzerinden pazarlara ulaştırılması, bir kısmına ise Türkiye’nin bizatihi ortak olması.
Daha fazla dikkatinizi çekecek bir cümle kurmamı istiyorsanız;
Bir bakıma, ülkenin 2,5 yıldır yaşadığı Ak Parti’yi Türkiye’de, Barzani’yi de kendi ülkesinde devirme çabalarıyla doğrudan ilişkisi olan bir konudan söz ediyoruz.
3,4 yıl önce anlaşma konusunda bir irade ortaya çıkınca, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, Enerji ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerine talimat vererek koordineli bir şekilde çalışıp neticeyi önüne getirmesini ister.
Zorlu görüşmeler, müttefik sandığınız büyük ülkelerden gelen tehditlere karşı göğüs gere gere olgunlaştırılan proje, nihayet Erdoğan’ın önüne gelir.
Erdoğan, Dışişleri Bakanlığının o dönemki üst düzey yetkilisi ve Enerji Bakanlığı’nın yine o dönemki üst düzey yetkilisi, bir masaya otururlar.
Barzani yönetimiyle yapılan anlaşmanın detayları anlatılmaya başlanınca, Erdoğan’ın gözleri parlamaya başlar.
Bir ara karşısındaki iki yetkiliye “siz bu anlaşmayı yaparken kime sordunuz?” diye sorar.
Ama bu bir çıkışma değildir.
Sorunun sorulma maksadı başka bir şeydir.
Muhatapları “acaba yanlış olan bir şey mi var?” diye düşünmeye başladığında Erdoğan asıl meramını biraz gülümseyerek şu soruyla iletir.
“Siz bu anlaşmayı yaparken kime hangi tavizleri verdiniz?”
Ortada verilmiş bir taviz yoktu tabi.
Türkiye’nin istikrarı, Türkiye’nin yükselen yıldızı, Türkiye’nin jeostratejik konumu, Türkiye’nin anlaşırken sözünü tutacağına dair güven veren tutumu…
Verilmiş olan tavizler bunlardı.
Görüşmenin sonlarına doğru Enerji Bakanlığı adına orada bulunan yetkili, Erdoğan’a şunu söyler:
“Efendim bu anlaşmayı imzalamadan önce bir şeye karar vermeniz gerekiyor”
Erdoğan, nedir? Diye bakınca, “Bu anlaşmayı imzaladıktan sonra ileride gerekirse bunun için savaşmayı göze almamız gerekiyor” yanıtını alır.
Karar verilmiştir.
Erdoğan, anlaşmayı imzalar ve Ak Parti hükümetlerinin 13 yılda yaptığı en büyük 13 işten biri olan anlaşma yürürlüğe girer.
Türkiye ile yaptığı bu anlaşma nedeniyle, içinde PKK’nın da bulunduğu geniş bir koalisyon tarafından cezalandırılmak istenen, darbe girişiminden yeni yeni kurtulan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani Çarşamba günü Ankara’ya geliyor.
Bunun, Musul yakınlarındaki Başika Bölgesi’ne Türk askerinin tanklarla çıkarma yaptığı haberlerinin gündemde olduğu bir dönemde önemli bir ziyaret olacağı aşikar.
Mesut Barzani, geçtiğimiz hafta sonu Erbil’de yine dikkate değer bir görüşme daha yaptı.
Suriye’de Türkiye’ye müzahir bir şekilde hareket eden, içlerinde Türkmen direnişçilerin temsilcilerin de bulunduğu Suriye Ulusal Koalisyonu yetkilileriyle.
Kulis bilgilerine göre Barzani o görüşmede, Suriyeli muhataplarına Irak Kürt bölgesiyle yakından ilgilenen Türkiye dışındaki ülkelerin bazılarının ismini zikrederek “bunlara güvenmeyin, yönünüz Türkiye’ye dönük kalsın” mesajı verdi.
Geçen hafta Rusya lideri Putin, “Türkiye DAİŞ’ten petrol satın alıyor, işte bu da görüntüleri” diye son dönemin en büyük asparagas haberini açıklayınca, Erbil’den“hayır, görüntülerini yayınladığınız o petrol tırları bize ait” yalanlaması gelmişti.
Sonra bu konuda Moskova’dan başkaca ses veren olmadı zaten.
Irak’lı Kürtlerle yapılan petrol doğalgaz anlaşmaları…
Suriye’de Türkiye’nin desteğiyle direnişi sürdüren muhaliflerin Barzani ile sağladıkları temas.
Türkiye’nin Musul yakınlarına asker göndermesine Bağdat’tan, ama aslında Tahran’dan gelen tepki açıklamaları…
Washington’dan “biz bunu desteklemiyoruz” beyanatları…
Eli kolu bağlı boş boş oturan kimse yok.
İşler kızıştı yani.
Ne demiştik?
Dost kim, düşman kim, haritaların 100 yıl sonra yeniden çizildiği bir dönemde iyi tanımak lazım.