Doç. Dr. Derya Kömürcü, Cumhuriyet’ten İpek Özbey’in sorularını yanıtladı.
“Seçmen artık Erdoğan ve diğer yetkililerin açıklamalarını inandırıcı bulmuyor”
“128 milyar dolar nerede?” kampanyasının yalnızca AKP karşıtlaının değil AKP-MHP ittifakına oy verenlerin de dikkatini çektiğini söyleyen Doç. Dr. Kömürcü, “Öyle ki 24 Haziran 2018’de AKP’ye oy verenlerin yüzde 43’ü, MHP’ye oy verenlerin yüzde 30’u bu açıklamaları tatmin edici buluyor. Aslında bu konu da diğer pek çok konu gibi, son dönemde Erdoğan’ın, kendi oluşturamadığı gündemleri idare etme sıkıntısını, açıkça ortaya koyuyor. Görmezden gelmeyle başlayıp, inkâra ve çekingen açıklamalara uzanan bir tutarsızlıklar siyaseti içinde, seçmen artık Erdoğan ve diğer yetkililerin açıklamalarını inandırıcı bulmuyor” dedi.
“Erdoğan’ın oyu, karşısındakinden bağımsız bir biçimde yüzde 37-38 aralığında seyrediyor”
Doç. Dr. Kömürcü, “Bu pazar seçim olsa Erdoğan’ın karşısında kimin şansı daha fazla?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Erdoğan’ın oyu, karşısında kim olduğundan bağımsız bir biçimde yüzde 37-38 aralığında seyrediyor. Buna karşılık ‘Erdoğan’a asla oy vermem’ diyenler her ay biraz daha artıyor. Araştırmamıza göre bu oran, yüzde 48’e çıkmış durumda. Öte yandan muhalefetin Erdoğan karşısında kesinleşmiş bir adayı olmadığı için, sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek amacıyla seçmenlere ‘Bu pazar cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. turu yapılsa, şu iki adaydan hangisine oy verirsiniz?’ şeklinde bir soru yöneltmeyi tercih ediyoruz.
“Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu, Erdoğan’ı geçmeyi başarıyor”
Bugüne kadar Erdoğan karşısında 2. tur adayı olarak sorduğumuz farklı isimler arasında, düzenli olarak iki isim, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu, Erdoğan’ı geçmeyi başarıyor.
“Yavaş, Erdoğan’ın oy oranını da aşağı çekmeyi başarıyor”
İmamoğlu’nun avantajı, net bir biçimde gençlerden, kadınlardan ve Kürtlerden daha fazla oy almayı başarıyor olması; dezavantajı ise milliyetçi-muhafazakâr seçmen kitlesinden sınırlı sayıda seçmeni kendisine çekebilmesi. Buna karşılık Yavaş, milliyetçiler ve muhafazakârlardan aldığı destekle kendi oyunu arttırırken; Erdoğan’ın oy oranını da aşağı çekmeyi başarıyor. Bana öyle geliyor ki, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu, muhalefet açısından ikinci turundan çok daha kritik. Bu yüzden ilk tur için, doğru bir stratejinin geliştirilmesi, son derece önemli.”
“Seçmenlerin oy tercihlerinde bir değişim yaşanmakta olduğu bir gerçek"
“Seçmenlerin oy tercihlerinde bir değişim yaşanmakta olduğu bir gerçek. Ama bu adeta çıplak gözle görülemeyen, belirli bir zaman dilimi içinde sürekli gözlemlediğinizde, toplamda fark yaratan bir değişim. O yüzden AKP’den radikal kopuşlar halinde, belirli bir partiye yönelen seçmen kümelerinden bahsetmek mümkün değil” diyen Kömürcü, bu durumu şöyle analiz etti:
"Birincisi, Türkiye demografik olarak değişiyor. Genç nüfus o kadar güçlü bir biçimde seçmen havuzuna dahil oluyor ki, AKP hiç oy kaybetmese bile toplam seçmen içindeki oy oranı düşüyor. Çünkü önümüzdeki seçimde ilk kez oy kullanacak genç seçmenler arasında AKP’nin oyu ülke ortalamasının altında.
İkincisi, AKP’ye oy vermiş olanların 24 Haziran 2018’den bugüne değişen tercihlerini incelediğimizde CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, HDP gibi partilere kısmi geçişler görüyor, ancak kararsızlar ve oy kullanmayacağını ifade edenler arasında da azımsanmayacak oranda AKP’li olduğunu tespit ediyoruz.”
“Erdoğan ve AKP, darbe tehdidini vatandaşların gündemi haline getirebilme kabiliyetini yitirdi”
İktidarın, emekli amiralleri, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un açıklamalarının ardından imzaladığı Montrö bildirisinde “darbe çağrışımı” yapmakla suçlamasına ilişkin de konuşan Kömürcü, “Geldiğimiz nokta itibariyle Erdoğan ve AKP’nin, emekli amirallerin yazdığı bir bildiri ya da bir muhalefet milletvekilinin sarf ettiği bir cümleyle, darbe tehdidini vatandaşların gündemi haline getirebilme kabiliyetini yitirdiğini görüyoruz” dedi.