"Cumhurbaşkanı, Bahçeli’nin yaklaşımı ve 15 Temmuz sonrası oluşan hava nedeniyle tarihi bir fırsat yakalandığı görüşünde. O nedenle sürecin yönetimini bizzat üstlenecek" iddiasını ileri süren Selvi, "Erdoğan, büyük kavgaları milletle birlikte verdi. Bu kez de milletin büyük bir destek vereceğine inancı tam. İktidara, “Siz MHP’yi sıkı tutun. Meclis’te 330’u bulun. Ben milletimle beraber söker getiririm” diyor" diye yazdı.
Abdulkadir Selvi'nin "Başkanlıkta fire bekleniyor mu?" başlığıyla yayımlanan (1 Aralık 2016) yazısı şöyle:
Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'cumhurbaşkanlığı' sistemine son şeklini vermek üzere bugün bir araya gelecekler.
İki liderin görüşmesi öncesinde hava ne?
AK Parti ile MHP, ortak bir metin üzerinde çalışmalarını tamamladı.
Pürüzlü iki madde ise liderlere bırakıldı. Onlar ne?
1- Cumhurbaşkanının parti genel başkanı olması.
MHP, cumhurbaşkanının parti üyesi olmasına kapı aralıyor ancak genel başkanlığın tarafsızlık ilkesine aykırı olduğunu savunuyor. AK Parti ise, parlamenter sistemdeki tarafsızlık ilkesinin başkanlık sisteminde aranamayacağını savunuyor. O nedenle parti üyesi olan cumhurbaşkanının parti genel başkanı olabilmesini de istiyor. Çünkü parti genel başkanı ile cumhurbaşkanının ayrı güçler olmasının ileride siyasi krizlere neden olacağını savunuyor. Parti genel başkanlığı konusu AK Parti’nin olmazsa olmazı.
2- Cumhurbaşkanının Yüce Divan’a sevki. İki parti arasında kademeli sistem konusunda uzlaşmaya varıldı ama oran liderlere bırakıldı.
Şimdiye kadar bir samimiyetsizlik sezmedik
İki liderin görüşmesine ışık tutması açısından Başbakan Binali Yıldırım’ın dün AK Parti MYK’da yaptığı değerlendirmeyi yansıtmak istiyorum. ‘Başbakan yardımcısı Tuğrul Türkeş’in Bahçeli’ye ilişkin değerlendirmeleri nedeniyle MHP Lideri’nin niyeti konusunda bir kuşku oluştu mu’ sorusuna cevap verilmesi gerekiyordu. Bazı AK Partililerin, “Bahçeli bizi duvara mı çarpacak” şeklinde kaygı taşıdığı söyleniyordu. Binali Yıldırım, MHP Lideri ile yaptığı ilk görüşmeden sonra, “Ben kendilerini son derece samimi buldum” demişti.
Başbakan dünkü MYK’da benzer bir değerlendirme yapıyor.
“Şimdiye kadar bir samimiyetsizlik sezmedik. Devlet Bey samimi. Ülke menfaatlerinin gereği hareket ediyorlar. Haklı oldukları noktalarda biz geri adım atıyoruz. Keşke CHP de katılıp sürece destek verseydi. Çok önemli bir katkı yapardı.”
İki liderin görüşmesi öncesinde hava pozitif. ‘Anayasa değişikliği Meclis’e iki partinin ortak teklifi olarak mı sunulacak?’ Henüz o netleşmedi. AK Parti’de böyle bir beklenti hâkim. Ama kararı MHP’ye bırakmış durumdalar.
Bu arada takvim öngörüldüğü şekilde işlemeye devam ediyor. Nisan-mayıs ayında referanduma gidilmesi bekleniyor. Referandum, OHAL’in kaldırıldığı bir dönemde yapılacak mı? Bu yönde bir istek var. Hatta Başbakan, “Referandum öncesi OHAL kaldırılır diye düşünüyorum” dedi. Ama bu konu netleşmedi. “Ülkenin içinde bulunduğu duruma bakılır” deniliyor. Ayrıca Bahçeli’nin, “OHAL’de referandum yapmanın sakıncası yok” sözleri AK Parti’nin elini rahatlattı. Cumhurbaşkanlığı teklifinin Meclis’e sunulmasıyla birlikte siyaset hareketlenecek. Ankara kulislerinde bir süredir Meral Akşener’in parti kuracağı konuşuluyor. Meral Akşener’le konuştum. Kesin bir dille yalanladı. “Parti kurmayacağım” dedi. “Ne MHP’den ne AKP’den bir milletvekili ile irtibatım yok” diye konuştu. “Ancak benimle birlikte hareket eden üç milletvekiliyle birlikte başkanlık sisteminin aleyhine çalışacağım” diye konuştu.
Ciddi bir fire korkusu var mı: Yok
Türkiye’de sistem değişiyor. AK Parti ve MHP’de bazı hareketlilikler yaşanabilir ama bunların sonucu etkilemesi beklenmiyor. MHP’de Bahçeli’ye muhalif 5 milletvekili başkanlığa karşı olduğunu açıkladı. O zaten bekleniyordu. Peki AK Parti ve MHP’de ciddi bir fire korkusu var mı? Yok. Özellikle AK Parti’de fire korkusu yaşanmıyor. Ama AK Parti açısından sürecin yönetilmesi önemli. Çünkü gizli oylamada işi sıkı tutmak gerekiyor. Cumhurbaşkanı, Bahçeli’nin yaklaşımı ve 15 Temmuz sonrası oluşan hava nedeniyle tarihi bir fırsat yakalandığı görüşünde. O nedenle sürecin yönetimini bizzat üstlenecek. Erdoğan, büyük kavgaları milletle birlikte verdi. Bu kez de milletin büyük bir destek vereceğine inancı tam. İktidara, “Siz MHP’yi sıkı tutun. Meclis’te 330’u bulun. Ben milletimle beraber söker getiririm” diyor.
Cumhurbaşkanlığı treni rayına koyuldu. Zorlu süreç öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın morali yerinde.