Erdoğan'ın kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamanın satır başları şöyle:
''Doğu Akdeniz'i kapsayan etki alanı mücadelesinde Türkiye'nin gösterdiği duruşa Kıbrıslı Türkler de sahip çıkmıştır.
Tüm Kıbrıslı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Sayın Tatar'a Cumhurbaşkanlığı görevinde başarılar diliyorum. Türkiye tüm imkanları ve gücüyle Kıbrıs Türkü'nün yanında yer almaya devam edecektir.
Dün İbn-i Haldun Üniversitesi'ne ait külliyenin açılışı münasebetiyle bu siyaset bilimci, devlet adamını hayırla yad etme imkanını bulduk. İbn-i Haldun'un 600 yıl önce 'coğrafya kaderdir' analizi asırlara sari bir sözün önemini ortaya koyar.
Türkiye bir yanı Avrupa'ya bir yanı Asya'ya bir yanı Afrika'ya uzanan kıtaları birbirinden ayıran Akdeniz ve Karadeniz gibi iki kadim coğrafyayı birbirine bağlayan tam merkezde yer alıyor.
Terör örgütlerinin saldırılarından, darbe girişimlerine, ekonomik tuzaklardan siyasi dışlama gayretlerine kadar her yöntem devreye sokuldu. Tüm oyunları bozmayı başardık. Uluslararası kuruluşların, güya demokrasi bayraktarı ülkelerin çoğu ülkemize karşı sergiledikleri çifte standartlarıyla gerçek yüzlerini ortaya koydular.
Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, ilgi alanları doğrudan veya dolaylı şekilde müdahil olduğu hususlar tabii olarak genişlemektedir. Mazlumun, mağdurun, hakkın, adaletin yanında dimdik yer almaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Balkanlardan Kafkaslara, Asya'dan Afrika'ya kadar her coğrafyada gözünü ve kalbini bize yöneltmiş olan her kardeşimizin yanında olduk, olmayı da sürdüreceğiz.
Devletimize, vatanımıza, bayrağımıza, ezanımıza uzatılan her eli kıracağız. Maziden atiye kurduğumuz köprüyü sürekli güçlendireceğiz. En büyük güç kaynağımız milletimizin, birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkarak bize verdiği destektir.
Ülkemizi 2023 hedeflerine inşallah ulaştıracak, evlatlarımıza güçlü ve müreffeh bir Türkiye bırakacağız. Terör örgütlerin küresel düzeyde artan saldırıları ve Koronavirüs tüm dünyada panik haline yol açtı.
Düne kadar parasına, silahına, küresel yapılara güvenerek efelik taslayan devletler sosyoekonomik sıkıntılarla boğuşuyor. Demokrasi, hak ve adalet adına diğer ülkeleri yerden yere vuranlar her geçen gün ırkçılık ve ayrımcılık bataklığına saplanıyor. Türkiye yeni küresel ve bölgesel arayışlarının, güçlü siyasi ve ekonomik yapısıyla yükselen yıldızı konumdadır.
Türkiye'nin krizlerden olumlu yönde ayrıştığını izan ve vicdan sahibi herkes kabul ediyor. Girdiğimiz mücadelelerden başarıyla çıktıkça tüm dünyaya umut aşılıyor, umut veriyoruz. Bu tablo elbette birilerini rahatsız ediyor. Karşılarında geçmişte iki çift lafla, birkaç küçük hamle ile sindirdikleri Türkiye'nin olmadığını gördükçe öfkeleri artıyor.
Biz milli iradenin üstünlüğüne, demokrasiye, hukuka vurgu yaptıkça darbe ve vesayet heveslerinin çirkin yüzü ve aşağılık üsluplarıyla karşılaşıyoruz. Bunların hepsini eski devir alışkanlıklarıyla yapılan son çırpınışlar olarak değerlendiriyoruz.
Millete söyleyecek sözü, anlatacak projesi, kuracak ortak hayali, paylaşacak sevinci olmayanların son sözü dışarıdan gelen destek vaadidir. Artık bu ülkede vesayet milli iradeyi ezemeyecektir. Hükümet olarak bir yandan sağlıktan eğitime, güvenlikten dış politikaya kadar her alanda hizmet ederken 10, 20, 50 yıl sonrasının vizyonunu oluşturuyoruz.
Bizim sadece seçim kampanyasında kullanılıp sonra bir kenara bırakılacak slogan icat ettiğimizi sanıyorlardı. 2023'e şurada 3 yıl kaldı. Gezi olaylarından 17-25 Aralık kumpaslarına siyasi ve ekonomik kumpaslara karşı başarıyla mücadele verdik.
Hiçbir zaman yönümüzü şaşırmadık. Sağlıktan savunma sanayine kadar pek çok alanda verdiğimiz emekler, elde ettiğimiz neticeler sayesinde yürümeye devam ediyoruz. Karşımıza çıkanlar rüzgar gülü gibi her gün başka istikametlere yelken açarken biz rotamızı bozmadık. Asıl yolumuzu hep açık tuttuk. Evlatlarımıza emanet edeceğimiz gelecek vizyonunu şekillendirmeyi ihmal etmedik. İnşallah bir sonraki aşama 2053 vizyonuyla milletimizin karşısına çıkacağız.
Bu hazırlıklar tamalandığında önümüzdeki 30 yılın yol haritası önümüzde olacak. Küresel düzeyde yaşanan yeniden yapılanma sürecinde ülkemizin hangi alanda tam olarak nereye yöneleceğinin kararını işte bu çalışmayla neticelendireceğiz. Türkiye'nin bugüne kadar gerçekleştirdiği yapısal reformlar sadece çok daha büyük hamlelerin temeliydi. Bu temel üzerinde büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasına yeni başlıyoruz.
Ulaşım araçları, çok sayıda insanın bir arada bulunduğu mekanlar ve etkinliklerle ilgili denetimler etkin şekilde sürdürülecek. Temaslı kişilerin takibi çok daha sıkı şekilde yapılacak. Yerli aşı çalışmalarında 2 hafta içinde insan üzerinde deneme safhasına ulaşacağı görülüyor. Hedefimiz önümüzdeki bahar aylarına kadar aşı meselesini tamamen çözmektir.
Eğitimde yeni bir adım daha atarak, ortaokullarda 5., liselerde 9. sınıflarda yüz yüze eğitim-öğretim faaliyetlerini 2 Kasım itibarıyla başlatıyoruz. Halen uzaktan eğitimin sürdüğü ilgili sınıflarda gelişmelere bakarak kamuoyuna ilan edeceğiz.
İşsizlik ödeneği, normalleşme desteği gibi başlıklar altında milletimize sunduğumuz kaynağın tutarı 39 milyarı buldu.
Biz bize yeteriz kampanyasında toplanan, 2 milyar 80 milyon liralık kaynağı hane başı bin lira olarak ihtiyaç sahiplerine dağıttık. Normalleşme desteği kapsamında 1 milyon 400 bin sigortalımıza 1,1 milyar lira destek verdik.
Lisans seviyesindeki öğrencilerimiz için Teknoloji Bakanlığı ve TUBİTAK vasıtasıyla kısaltması STAR olan stajyer araştırmacı burs programını başlatıyoruz. Lisans seviyesindeki bin gencimiz TÜBİTAK tarafından desteklenen programdan faydalanacak.''