Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle:
Kongremizi şereflendiren kıymetli misafirler, sevgili yol arkadaşlarım, değerli hanım kardeşlerim, sevgili gençler, kıymetli kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Allah’ın selamı bereketi hepimize olsun. Kongremizin ülkemiz, milletimiz,. Dünyanın dört kesimindeki kardeşlerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Bu vuslat kongresi için Türkiye’nin dört bir yanından gelen kardeşlerime Ankara’ya hoş geldiniz diyorum. Yurt dışından ülkemize teşrif ederek bu mutlu günümüzü bizlerle paylaşan misafirlerimize hoş geldiniz diyorum. Kurulduğu 2001’den bugüne kadar AK Parti teşkilatında görev almış genel başkanlarımıza, MKYK üyelerimize, belediye başkanlarımıza, köy mahalle temsilcilerimize, sandık müşahitlerimize, burada ifade edemediğim tüm gönüldaşlarımıza şükranlarımı sunuyor, her birini ayrı ayrı selamlıyorum. Birlikte yol yürüdüğümüz kardeşlerimizden ahirete intikal etmiş olanlara rahmet diliyorum.
Türkiye’de hanımları siyasetin asli bir unsuru haline getirmiş bir siyasi parti olarak ilk günden beri siz hanım kardeşlerimle beraber yol yürüyor olmanın memnuniyetiyle her birinize şükranlarımı sunuyorum. Gençler siyasete gençlik kollarından başlamış biri olarak olarak her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İlk günden bu yana hareketimizin elde ettiği tüm başarılarda hanımların ve gençlerin büyük payı var. AK Parti yolu da kaderi de milletimizle bütünleşmiş bir partidir. Türkiye’nin demokrasisi, ekonomisi, kalkınması için ter döken herkese buradan teşekkür borcumuz vardır. Vatan müdafası için görev yapan kahraman askerlerimize teşekkür ediyorum. Bizim huzurumuz için görev yapan polislerimize huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Hangi kurumda hangi konumda nerede görev yaparsa yapsın ülkemizin milletimizin büyümesi kalkınması için emek veren tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. Tabi en büyük teşekkürü, şükranı, takdiri 80 milyonun tamamıyla milletimiz hak ediyor. Bize güvendiği, destek verdiği için milletimin her bir ferdine yürekten teşekkür ediyorum.
"SÜLEYMAN ŞAH'TAN GAZİ MUSTAFA KEMAL'E..."
19 Mayıs’ı geride bıraktık. Gençliğin dinamizmi ile geleceği buluşturduk. Bu vesileyle coğrafyamızdaki ilk devletimizi kuran Süleyman Şah’tan Gazi Mustafa Kemal’e kadar bu toprakları vatanımız haline getiren tüm abide isimleri rahmetle anıyorum.
"998 GÜN SONRA YENİDEN BİR ARADAYIZ"
27 Ağustos 2014’de yine bu salonda her bitiş yeni bir başlangıç diyerek yola çıkmıştık. Gönüllerimiz hiçbir zaman ayrı düşmedi. Sevinçlerimizi de hüzünlerimizi de hep tek yürek olarak yaşadık. Şimdi 998 gün sonra yine aynı salonda nerede kalmıştık diyerek yeniden bir aradayız. Bugün bir kez daha fatihamızı okuyor daha büyük amaçlar için yeniden çalışmak üzere yeni bir başlangıç yapıyoruz.
16 yıl önce çıktığımız yolda sadece milletimizden yardım istedik. 16 yıldır sürekli büyüyerek güçlenerek bugünlere geldik. Gönül kazanmayı oy kazanmak kadar önemli gördüğümüz için içeride ve dışarıda maruz kaldığımız onca saldırıya rağmen dim dik ayakta durabildik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışına sım sıkı sarıldığımız için milletimizi yanımızda bulduk. Kentinden köyüne, en mutena semtinden en mütevazi köşesine kadar ülkemizin tamamına hizmet ettik. Ülkemizin tamamına ulaştık. Burası şu partiye oy verdi burası bu partiye oy verdi demedik. Hepsine hizmet götürdük. Bundan sonra da götürmeye devam edeceğiz. Herkesi bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı haline getirdik.
Muassır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmış Türkiye idealinin ancak geçmişimize sahip çıkmakla hayata geçirilebileceğini ispatlayarak milletimizin tamamına ulaştık. 16 yıl sonra dahi AK Parti nedir diye soranlar varsa, AK Parti işte budur. Büyük kongrelerimiz hasret giderme, yönetimde yer alacak arkadaşlarımızı belirlemenin yanı sıra kapsamlı bir muhasebe ve murakabe yapmanın da vesilesidir. Partimizi her şeyiyle milletimize hizmetkar olacak şekilde dizayn ettik.
Türkiye’de kuruluşu tabandan tavana doğru olan ilk parti AK Parti’dir. Dünyada normal demokratik düzen içinde faaliyete başlamasından 16 ay sonra çok güçlü bir şekilde iktidara gelen pek az parti örneği vardır. Bu durum sorumluluğumuzu arttırmıştır. Bunun sebebini bizden önceki dönemlerde yaşananlara baktığımızda daha iyi anlayabiliriz.
Milletimiz hizmet istiyordu, milletimiz yatırım istiyordu. Hatırlayın çöp dağlarından geçilmeyen, susuzluğa mahkum olan İstanbul’u. Bunları çilesini yaşayanlar iyi bilir. Milletimiz yarınından emin olmak istiyordu. Milletimiz vesayet güçlerine değil kendisine hizmet edilmesini istiyordu. Dedik ya biz Allah’tan başka hiçbir gücün önünde eğilmedik, eğilmeyiz. Bu böyle biline. AK Parti milletimizin işte bu taleplerinin, beklentilerinin, umutlarının bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştır. 3 Kasım seçimlerinde partimiz yüzde 34 oyla 365 milletvekilliği elde ettiğinde bize oy versin vermesin milletimize umut verdiğimizi gördük.
"BU UZUN YOLCULUKTA YORULANLAR, YOLUNU KAYBEDENLER OLDU"
AK Parti demokrasinin teminatıdır. AK Parti değişimin teminatıdır. AK Parti reformun adresidir. Kerameti hiçbir zaman kendimizde görmeden işin sırrının yaptığımız hizmetler olduğunu bilerek mücadeleden mücadeleye koştuk. Bu uzun meşakkatli, sabır gerektiren yolculukta elbette yorulanlar oldu, elbette yolunu kaybedenler oldu, elbette çeşitli sebeplerle geride kalanlar oldu. Ama AK Parti olarak bizim ne menzilimiz değişti ne de milletimizle aramızdaki rabıtamız zayıfladı.
Rabbim ömür ve imkan verdikçe milletimize hizmet yolunda çalışmayı sürdüreceğiz. Çünkü bu kutlu, hayırlı bir yoldur. Çünkü bu kendimizle birlikte çocuklarımızın torunlarımız hayatını şekillendirecektir. O nedenle kim dönerse dönsün biz dönmeyiz bu yoldan.
"KİMSEYE EYVALLAHIMIZ YOK"
Millete hizmet borcumuzdan başka kimseye eyvallahımız yoktur olmayacaktır. Yarım milletimizin karşısında boynumuz bükük durmaktansa bugün içerideki ve dışarıdaki alçakların karşısına dimdik dikilir kaderimizdeki neyse onu yaşarız. Ölümden öte köy olmadığını biliyoruz. Rakibin bile hayırlısı için dua ettik. Milletime sesleniyorum bu kardeşiniz Tayyip Erdoğan’ın milletinin hayrına olmayan bir icraatını görürseniz gerekeni yapın.
Eksiklerimiz hatalarımız elbette olmuştur ama ihanetimiz asla vaki değildir. İnşallah bundan sonra da hak olan yoldan sapmadan devam edeceğiz. Türkiye’nin FETÖ ile PKK ile DEAŞ ile diğer terör örgütleriyle mücadelesini işte bu anlayışla yürüttük yürütüyoruz. Bizim kimseye karşı kişisel bir husumetimiz yoktur ama bu aziz milletimizin hakkının yenilmesine geleceğinin tehlikeye atılmasına da iznimiz yoktur. İsterse babamın oğlu olsun kimin böyle bir yanlışı varsa karşısında yer alırım. Kimseye diyet borcumuz bulunmuyor. Elbette mazlumun hakkını korumak görevimizdir ama bu mazlum kılığına girmiş zalimlerin oyunlarına teslim olacağımız anlamına gelmiyor.
"İTİRAFÇILIK OYUNLARIYLA MÜCADELENİN SULANDIRILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"
17-25 Aralık emniyet yargı darbe girişiminin ardından çağrı yaptık. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan bu yapıyla ilişkinizi kesin dedik. Çağrımız üzerine bu ihanet çetesiyle ilişkisini kesenler kendilerini kurtardılar. Ama iletişim programlarını kullanarak, bankalarına para yatırarak destek olanlar için yapacak bir şeyimiz kalmadı. Türkiye’nin ve Türk milletinin bu örgütün bir başka ihanet teşebbüsüne daha tahammülü yoktur. Eğer bu mücadele gerektiği gibi yürütülmezse ülkemiz daha büyük tehlike altında kalacaktır. O yüzden bütün milletimizi ucu en yakınımıza da uzansa mücadeleye davet ediyorum. İtirafçılık oyunları ile mücadelenin sulandırılmasına izin vermeyeceğiz. Bu konuda önümüzdeki dönemde çok daha hassas, çok daha kararlı bir mücadele yürütülmesini temin edeceğiz.
"OHAL NE ZAMAN KALKACAK DİYORLAR?"
Aynı şekilde bölücü terör örgütü. Ona karşı da mücadele ediyoruz. Uzattığımız eli ısıranlara hiddetimiz sert olmuştur. 2015 yılındaki çukur eylemlerinin üstesinden bölge halkının desteğiyle gelebilmemizde 2013 yılından itibaren yaşadıklarımızın büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Şimdi bundan sonraki süreç bunları tamamen yok etme sürecidir. Ülkemizin güney sınırları boyunca bir terör organizasyonu inşa etmek isteyenler ülkemizin neler yapabileceğini görmek istiyorsa tarihe baksınlar. O kadar geri gitmek istemiyorsa 15 Temmuz’a baksınlar. Unutmayın namert kaçar mert dövüşür. Biz hiçbir zaman kaçanlardan olmadık. FETÖ’den PKK’ya ve DEAŞ’a kadar terör örgütlerinin hiçbiriyle meselem şahsi değildir. Buradaki mesele ülkemizin ve milletimizin istiklali, istikbali, bekası meselesidir. Ortadaki mesele şahsi olmadığı için benim kimseyi affetmem ya da cezalandırmam söz konusu değildir. Dünyada Türkiye’nin yaşadıklarını yaşayıp da hukuk devleti ilkelerine bu kadar bağlı olan bir ülke olabileceğini sanmıyorum. OHAL ne zaman kalkacak diyorlar. Ben de onlara diyorum ki Fransa’da 15-20 tane terörist ayağa kalktı. Öldürüldü ve Fransa 1-1,5 yıl OHAL ilan etti. Benim ülkemde devlet yıkılmaya çalışılıyor ve biz 249 şehit veriyoruz, 2 bin 193 gazimiz var. Ya siz ne yüzle bize OHAL’in ne zaman kalkacağını soruyorsunuz? Kalkmayacak. Bu ülke huzur ve refaha kavuşuncaya kadar OHAL neden kalksın? Göreve geldiğimizde uzun yıllar OHAL vardı. Şimdi ise dün bir bugün iki.
"AB YA BİZE VERDİĞİ SÖZÜ TUTAR YA DA HERKES BİLDİĞİNİ YAPAR"
AB üyelik süreci birliğin riyakar tutumu yüzünden çıkmaza girmiştir. Bu ülkede bir daha kimsenin farklılıkları yüzünden horlanmasına, ötekileştirilmesine, cezalandırılmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Özellikle gençlerimizin özgürlüğü konusunda en küçük bir tereddütleri olmasın. Kendilerinden önceki nesillerin maruz kaldıklarını yaşamayacaklar. Demokrasi lafla değil icraatla olur. AB’nin artık ülkemizin onurunu hiçe sayan iki yüzlü tavrına daha fazla tahammül etmek zorunda değiliz. AB ya bize verdiği sözleri tutar ya da herkes kendi bildiğini yapar. Bizim tercihimiz her şeye rağmen yolumuz AB ile devam etmektir. Burada kararı verecek olan AB’dir.
Sadece son bir ayda yaptığımız seyahatler Türkiye’nin önünde çok daha büyük bir dünyanın olduğunu göstermiştir. Son on ayda yaşadığımı iki ön4emli hadise, 15 Temmuz ve 16 Nisan ülkemizin geleceği bakımından çok önemli. 15 Temmuz'da ülkesinin ve kendisinin istikbaline sahip çıkan tüm vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum milletimle iftihar ediyorum. Bu tür hadiseler milletlerin tarihlerindeki kritik dönüm noktalarıdır.
"ARTIK ÇITA 50+1'DİR"
Türkiye’de artık hiçbir şeyin 15 Temmuz öncesi gibi olmayacağı bilinmelidir. Bu ülkeye silah doğrultan onları teşvik edenlere karşı en ufak bir müsamahamız olamaz. Yeni yönetim sistemiyle ilgili maddeleri 2019 Kasım’da yürürlüğe girecek olsa da milletimizin 16 Nisan’daki iradesi çalışmalarımız konusunda bize güç vermiştir. AK Parti olarak artık işimiz daha zor. Artık yüzde 34 ile hatta yüzde 49,5 ile iktidara gelme şansımız kalmadı.Artık çıta yüzde 50+1’dir… Bunun ne kadar zor olduğunu önce cumhurbaşkanlığı seçiminde ardından 16 Nisan referandumunda gördük. 2 ayaklı bir program yürüteceğiz. Bir yandan demokratik kazanımlarımızı daha ileri götürürken diğer yandan ekonomik yatırımlarımızı artıracağız. Bugün de en önemli güç kaynaklarımızdan biri belediyelerimizdir.
AK Parti vizyonuna uygun belediye başkanlarına ihtiyacımız var. Şehirlerine ve partimize yük olan değil şehirleri ve partimizi omuzlayan belediye başkanlarımızla yola devam edeceğiz. Bu kongre AK Parti için bir yeniden diriliş yeniden kuruluş kongresidir. Ak Parti 80 milyon vatandaşımızın partisidir.
Hiç kimse kendisini ötekileştirmiş hissetmesin, kimse özgürlük alanın tehdit altında görmesin, kimse geleceğinden endişe duymasın. Bu ülkede tüm bireyler birinci sınıf vatandaştır. Kimseden illa bizi sevmesini isteyemeyiz ama herkesten bizi dinlemesini, anlamaya çalışmasını istemek hakkımızdır. FETÖ ve PKK gibi DEAŞ gibi terör örgütlerinin zehirlerini vücudumuzdan temizledikçe dış politikada da daha sağlıklı bir zemine oturacağımıza inanıyorum. Bir kez daha hoş bulduk diyorum.