Eren Talu ve kırık kalpler kulübü
Son dönemin en çok konuşulan boşanma davasının erkek tarafı, hikayenin diğer detaylarını anlattı.
Son dönemin en çok konuşulan boşanma davasının erkek tarafı, hikayenin diğer detaylarını anlattı. Eren Talu ikinci davayı açmaya hazırlanıyor ve evdeki aşık oldukları günlerden kalan tüm yazıları beyaza boyadı.
Hayatta iki şeyin benden kaçmadığını çok iyi anlamış bulunmaktayım. Nerede, hangi şartlar altında olursa olsun iki tür insan mutlaka dönüp dolaşıp beni buluyor. Bunlardan biri deliler. Diğeri de kalbi kırıklar. Bir tür deli paratoneri ve kırık kalpler kulübüyüm.
Mesela kendisini o dönem sadece magazin programlarından takip ettiğim Mehmet Ali Erbil'in eski karısı Sedef, tam boşanmalarının en yoğun olduğu aşamada döndü dolaştı geldi beni buldu. Ve o dönemim bacak boyu 1.23 m olan, sarışın Sedef'in boşanmasına destek çıkmakla geçti.
Ve yine o mıknatıs dönemlerimden biri de sanırım geçtiğimiz salı gecesiydi ve ben bu sefer yine popüler bir boşanma hikayesinin erkek kahramanıyla bir gece geçirdim. Eren Talu, yeni keşfettiği Asmalımescit'te, Ece Bar'da arkadaşlarıyla otururken oradan geçiyorduk ve bir anda masaya dahil olduk.
Özellikle Eren Talu ve Defne Samyeli çiftinin boşanması çiftin kendisinin ve yakın akrabalarının dışında herhalde Türkiye Cumhuriyeti içinde bir tek beni bu kadar ilgilendirmiştir. Ev terk etme hadisesini ilk ben yazdım, ondan sonra da olay büyüdükçe büyüdü.
Ve her ne kadar über arsız olsam da yazılara konu olan insanlarla karşılaşınca utanıyorum biraz. Korkuyorum da diyebiliriz çünkü aralarında magandalar da oluyor çoğu zaman ve o koca gövdelerini sallaya sallaya saldırıyorlar üstüme.
Ama Eren Talu hiç böyle biri değil. Son derece zarif, komik ve bence bir kadının onu niye terk ettiğini asla anlayamayacağım kadar hoş bir adam.
Gelelim Talu'nun bu boşanma davası için ne dediğine: Elbette hiçbir şey söylemiyor. Çünkü dava süresi boyunca 90 gün konuşması yasakmış. Fakat gece ilerleyip, mekanlar değişerek takılmamız sabaha uzayınca, içirip içirip ağzından laf almayı başardım biraz daha. Daha doğrusu o beni içirdi. Çünkü Eren Talu'ya sabah kadar Belvedere votka dayayacak kadar zengin değilim maalesef.
NAZİRE ŞENLENDİRİCİ'YLE AYNI KADERİ PAYLAŞIYORUM
Ama bu zamana kadarki boşanan insan konuşmalarımdan edindiğim deneyimle şunu söyleyebilirim ki bence hala karısını çok seviyor. Evlerinin içinden birkaç Defne-Eren ayrıntısı gösterdi ki, olanca gaddarlığıma rağmen benim bile içim sızladı. Talu, bu boşanma hikayesinin bu noktalara gelmesinden sonra evlerinin duvarında yazan Eren-Defne yazısının üstünü boyamış. Elbette en sevdiği renk olan beyazla.
Bir de en sevdiğim kendiyle dalga geçebilen insan modeli. Şu lafından sonra ona karşı sempatim daha da arttı 'Ben ve Nazire Şenlendirici aynı kaderi paylaşıyoruz'. Ama gittikçe daha da çetrefilleşen bu boşanma davası artık Talu'nun da canını sıkmaya başlamış ki o da 'Her şeyin açığa kavuşacağı' ikinci bir dava açacak. Hatta bu dava bugünlerde açılmış olabilir bile.
Talu'yu teselli edip 'Boş ver abi, bu kadın milleti böyle' demek de bir süre sonra yetmemeye başlayınca eski bir Peralı olarak ona semtimizin güzel yönlerini göstermeye karar verdim. Ve sabaha kadar muhtelif bar, pavyonları gezdirdim.
Sonuç olarak: Ayrılık hikayesini ilk benden duyduğunuz Eren Talu'yu şimdi daha iyi anlıyorum. Bu süreçten umarım gayet sağlam çıkar. Ve artık o da bir Peralı olmaya karar verdi. Ev bakıyor. Çünkü ona da dediğim gibi 'Tünel'de oturmak yeni bir başlangıç için çok iyi geliyor'.
Yiğit Karaahmet - Akşam