Vatan Pazar'ın haberine göre; "AK PARTİ kendi kadınları için böyle bir plaj açtı önyargısıyla gittim ama içeride bikini ile denize giren modern Türk kadınları ve Ruslar da vardı. Yeşil gözlü, sarışın bir kadın olarak ‘vücut avcılarından uzak’ olmak benim hakkım. Çevremde maganda erkekler yok, cennette gibiyim.’’
Bu plaj kadınlar için özgürlük cenneti
Antalya Konyaaltı’nda 72 dönüm arazi üzerine açılan Sarısu Kadınlar Plajı son günlerin en çok tartışılan konusu oldu. Antalya’da yaşayan Rus gazeteci Maria Kristina Fadeeva kadınlar plajına girdi izlenimlerini yazdı...
15 gün önce Antalya Konyaaltı’nda açılan kadınlar plajı son günlerin en çok tartışılan konusu. Kimi bedenini erkek gözünden korumak için, kimi de rahat etmek için kadınlar plajına geliyor. Tesettür otele gidemeyen muhafazakar kadınlar da buraya geliyor, bikinili “modern” kadınlar da. Antalya’da sayıları 100 bine yaklaşan ve yerleşik olarak yaşayan yabancıların da gözdesi olmuş bu plaj. Halk plajındaki “maganda bakışlarından” rahatsız olan yabancı kadınlar burada rahat nefes alıyor. Antalya’nın yerel televizyonu VTV’de Matruska programınını yapımcısı Rus gazeteci Maria Kristina Fadeeva’da bunlardan biri. Fadeeva, kadınlar plajına girdi ve izlenimlerini yazdı...
Magandalardan arındırılmış bölge
Antalya Büyükşehir Belediyesi Konyaltı’nda kadınlara özel plaj açtı. Merak ettim, gittim. Önce, İslami duyarlılık ile tanıdığımız AK Parti kendi kadınları için böyle bir plaj açtı diye düşündüm. Ama bu düşüncem doğru çıkmadı. Neden mi? Çünkü kapıdaki erkek güvenlikciden sonra çok farklı bir resim gördüm. İçeride modern kadınlar çoktu. T-shört ve şortla denize giren oldukça azdı. Antalya’da yaşayan benim gibi bir grup Rus vatandaşı da plaja gelmişti. Erkeklerin kötü bakışlardan rahatsız olan kadınlar için burası bir özgürlük alanı. O zaman anladım ki yalnızca dini referanslar içeren bir yer değil, kadınlar için bugünün cenneti olmuş bu plaj. Kötü bakışlar nedeniyle koca baskısı görenler ve bizim gibi Ruslar burada mutluluğa kulaç atıyorlar... Sizi bilmem, ama ben şehir plajlarını sevmiyorum. Yanlış anlamayın ben havalı kibirli biri değilim, sadece “avcı magandaların” bakışları beni çok rahatsız ediyor. Antalya’da “Kadınlar Plajı” açılacak diye gelen haber beni ilk başta çok şaşırttı. Sonra da coşturdu. Bir taraftan laik, demokratik toplumda ‘Kadınlar plajı’ garip bir şey, ‘harem’ kokuyormuş gibi geldi. Hatta sonraki adım “mecburi başörtüsüne mi gidiyor Türkiye” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Eyvah, ben nereye düştüm!
Halk plajındaki kadınlar kurban gibi
Ben Rusya‘nın New York‘u Moskova’dan geldim. Yüksek eğitimli biriyim, dini veya ahlaki ilkelerimin çiğnenmesini asla kabul edemem. Zorlama zaten kötüdür, ama Antalya’da yaşarken ben bunu görüyor ve hissediyorum. Mesela halk plajında. Buraya erkekler ve kadınlar geliyor sınırlama olmadan. Kırık şezlonları, sigara izmaritleri ve çekirdek kabukları da bir nebze kabul edebilir, yeri temizleyip havlu açabilirsin. Ama buraya gelen bir kadın, hatta tek başına veya çocuğu ile gelen genç bir kız kendini nasıl hissediyor? Ona tamamıyla normal hareketler tam bir işkenceye dönüyor. Plaja gelen sıradan bir kadın daha şortunu çıkarmaya başladığı zaman çevresinde bir maganda erkek güruhu beliriyor ve tıpkı bir sirkteki ya da bir arenadaki kurban gibi oluyor. Kendisine yönlen ‘avcıların’ bakışlarını hissediyor. Bakanlar zaten hiç utanmadan gözlerini fırıl fırıl açarak bakıyor. Hatta yorum yapıyorlar. Bu durum bir kadın için korkutucu!
Burası daha önce açılmalıydı
Antalya’da yaşayan 48 bin Rus vatandaşından biri de Renata. Kadınlar plajında karşılaşıyorum kendisiyle, ona plaj hakkında ne düşündüğünü soruyorum...
Renata, sırf kadınlar için bir plaj açmanın iyi bir fikir olduğunu düşünüyor musun?
Bana göre bu harika bir fikir! Zaten böyle bir plaj çoktan açık olması gerekiyordu.
Konyaaltı’ndaki halk plajinda rahatsız eden çok mu oluyor?
Yazın tabii çok turist varken pek fazla hissedilmiyor, ama kışın sırf deniz kokusu almak için plaja gittiğimde kendimi çok garip hissediyorum. Herkes bana bakıyor. Sanki uzaydan gelmişim, iki başım ve dört bacağım var!
Sence bu problem sadece bizim Antalya’da mı var?
Turizm kenti olduğunu için buraya çok sayıda mevsimlik işçi geliyor. Bunlar için mayolu kadınları tetkik etmek için sık sık sağa sola bakmaları adamlarda boyun problemine neden olabilir.
Peki sence Türk kadınlar bu yeni plaja neden geliyor?
Onlar burada rahat rahat soyunabilirler. Halk plajında Türk kadınların çoğu inancı nedeni ile elbiselerini çıkaramıyor ve kadınlar öyle kapalı olarak kumsalda oturmak zorunda kalıyorlar.
Eşitliğe aykırı
Moskova’dan gelen ve 15 yıldır Türkiye’de yaşayan Alice:
Plajı nasıl buldunuz?
Bu plaja geldiğimde ilk tepki olarak halka açık bir yerde erkeksiz o kadar çok kadın toplanmış görmek tuhaf geldi. Bence kadınla erkeğin beraber olması birlikte hayatı paylaşması uyumludur.
Burada yanlış olan nedir ki?
Karma plaj ve kadın plajı ayrımı Türkiye’de kadın hakları sorunu şiddetlendirir. Daha da bu adım bana göre bu ülkenin muhafazakarlaşmasından kaynaklanmaktadır. Böyle bir plaj oluşturma kadınlar ve erkekler arasındaki uçurumu büyütür. Dedikleri gibi ‘yasak meyve her zaman tatlıdır’.
Eğitimsiz erkekler plajda kadınları bakışlarıyla taciz ediyor
Son söz:
Türkiye’de kadınlar ve erkekler arasındaki uçurum gerçekten var. Bence bu, sıcak Türk erkeklerinin zihniyeti ve Türkiye’deki zayıf eğitim sistemden kaynaklıyor. Tabii erkeklere bikinili bir kadın görünce bayılmamalarını öğretmek gerekiyor. Türkiye Müslüman bir ülke. Plajlar, sadece yüksek öğretim gören ve başı açık olan, uzaya gitmek isteyen kadınların hakkı değil. Başörtülüler de üniversiteye gidebilmeli, uzaya gitme hayali kurabilmeli, plajlara gidebilmeli. İsterse de kendi konforu kendi görüş ve düşüncesi ve iç dünyasına uygun kadınlar plajında bikiniyle endişesiz yüzmek de hakkı olmalıdır. Bildiğimiz gibi Türkiye için en önemli mesele bu dengeyi bozmamak. Çunkü bu denge yabancılara caziptir bugünlerde. Peki, benim özel hakkım Türk ‘vücut avcılarından’ uzak olmak. Yeşil gözlü, sarışın bir kadın olarak Antalya’da, Konyaaltı bölgesinde rahat bir tatil yapmak da benim kişisel hakkım olmalı...