Abone Ol

Erol Mütercimler Maduro'nun seçeneklerini değerlendirdi: Kaçış, hapis ya da suikast...

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğr. Üy. Erol Mütercimler, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu bekleyen üç sonu sıraladı.

Maduro'nun sonu: Kaçış, hapis ya da suikast..

Haliç Üniversitesi İşletme Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğr. Üy. Erol Mütercimler Venezuela'da yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu bekleyen üç son olduğunu ifade eden  Mütercimler, "Birincisi ülkeyi terk ederek başka bir ülkeye siyasi mülteci olarak gidişi kabul edilecek.

İkincisi 'ben mücadele ederim, halkın bir kısmı benden yana' diyerek ayak diretecek. Ondan sonra muhtemeldir ki suikastla öldürülecek. Üçüncü şık ise Mısır'da olduğu gibi Maduro yargılanarak ömür boyu hapse mahkûm edilecek" dedi.

Venezuela’da yaşanan gelişmeleri değerlendiren Dr. Öğr. Üy. Erol Mütercimler, “Bu toprakların askeri olarak işgali yapılamayacağına göre bu topraklardaki siyasal rejimlerin kendisine bağımlı hale getirilmesinin bir örneği. Libya'da, Irak'ta Suriye'de ve Ortadoğu'daki petrol-doğalgaz olan topraklarda ne yapılıyorsa şimdi burada aynısı yapılıyor.

Buradaki ana unsur şu: Coğrafya sizin kaderiniz. Venezuela dünyanın en büyük petrol rezervine sahip bir ülke. 2017 rakamlarına göre 300 milyar varil petrolden söz ediliyor. Örnek olarak ABD'nin rezervi 35 milyar varil. Dolayısıyla Venezuela'nın ABD tarafından bu derinlikte ilgi odağı olmasının en önemli nedeni” ifadelerini kullandı.

Venezuela Eski Devlet Başkanı Hugo Chavez döneminde akraba kayırmacılığı, ülkenin yeraltı kaynaklarını kendi zenginlikleri için kullanmaları, muhalifler üzerindeki baskıları, medyayı tekelleştirme adımları ile başlayıp petrol fiyatlarının 100 dolardan 30 dolarlara kadar gerilemesiyle devam eden süreçle ülkede yoksullaşmanın başladığını belirten Dr. Öğr. Üy. Mütercimler, "İçeride halkın bunlardan duyduğu rahatsızlık, yokluk, yoksulluk, zaten Venezuela üzerine operasyon hazırlığında bulunan uluslararası müesses nizamın belirleyicisi olan aktörlerin ekmeğine yağ sürdü" dedi.

"Maduro’nun önünde bireysel olarak çıkış yok "

Maduro'nun artık kalıcı olmadığının altını çizen Dr. Öğr. Üy. Mütercimler, "Benim gördüğüm kadarıyla Maduro'yu üç son bekliyor. Birincisi ülkeyi terk ederek başka bir ülkeye siyasi mülteci olarak gidişi kabul edilecek. İkincisi 'ben mücadele ederim, halkın bir kısmı benden yana' diyerek ayak diretecek.

Ondan sonra muhtemeldir ki suikastla öldürülecek. Üçüncü şık ise Mısır'da olduğu gibi Maduro yargılanarak ömür boyu hapse mahkûm edilecek. Yani Maduro'nun önünde bireysel olarak çıkışı yok" şeklinde açıklamada bulundu.

"Ordunun en yüksek kademesi satın alınır, başkaldırı olmaz "

ABD tarafından desteklenen muhalefet lideri Juan Guaido'nun iktidara geldiğinde ülke içinde yaşanan çalkantıların biteceğini söyleyen Dr. Öğr. Üy. Mütercimler şunları söyledi:

"Öte yandan ülkenin yeraltı zenginliklerinin büyük bölümüne uluslararası karteller el koyacak. İlk etapta bir bolluk görülür. Ülkedeki yiyecek, tarım, ziraat gibi bu sektördeki kartellerine emir verilir. Marketler doldurulur. Petrolün satışıyla ilgili olarak ülkeye yeniden bir giriş olur.

Bir süre ülkenin içinde dinginlik olur. Bu ne zamana kadar devam eder? 300 milyar varil petrol rezervinin yanı sıra konuşulmayan doğalgaz, altın, lityum var. Bütün bunların üzerine çöreklenecek. Sonraki süreçte içeride başkaldırı olmaz. Ordunun yüksek kademesi satın alınır. Bu iş biter."

“Türkiye’nin desteği psikolojik”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu arayarak 'Maduro kardeşim! Dik dur, yanındayız' diyerek sadece psikolojik bir destek verdiğini belirten Erol Mütercimler, “15 Temmuz’da Maduro’nun Türkiye’ye destek vermiş olması onu Tayyip Bey’in gözünde desteklenmesi gereken bir aktör olarak gösteriyor.

Buradaki destek Maduro’nun bu davranışına. Yoksa uluslararası arenada Türkiye, “Maduro’nun muhalefeti susturmak için yaptığı baskıyı, medyayı tekelleştirmesini, demokrasi dışı davranışlarını, insan hakları ihlallerini, ülkesindeki nepotizmi hoş görüyorum" derse bu kabul edilebilir bir şey değildir.

Tayyip Bey’in bunu yapacağını zannetmiyorum. Ama öte yandan da Türkiye, kendi kuruluş felsefesi nedeniyle emperyalizmin buraya yapmayı tasarladığı bu darbe girişimini de onaylayamaz" dedi.

“Ankara duruşunu doğru açıklamalı”

Burada Ankara’nın tavrının önemli olduğuna dikkat çeken Mütercimler sözlerini şöyle noktaladı:

“Ankara’nın buradaki tavrı bunun hangisini destekliyor olduğunu dünyaya doğru anlatabilmesinden geçiyor. Yoksa Maduro’yu bütün bu olumsuzluklara rağmen desteklemek Ankara’yı çok sıkıntıya sokar. Ankara’nın duruş yerinin 15 Temmuz’la ilgili olarak bir psikolojik destek olduğunu ama buralara müdahalenin de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi ve ideolojisiyle bağdaşamayacağını doğru anlatması lazım