Özel Kuvvetlerin Irak'ta başında bulunan komutanı doğru karar vermiştir. Şayet bu kararın alternatifi uygulansaydı olabilecekleri anlayanın takdirine bırakıyorum” dedi.
Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk'e konuşan Özkök, "Özel Kuvvetler Karargâhı, ABD'nin Irak harekatı öncesinden beri Kuzey Irak'ta konuşlu idi. ABD harekata başlamadan önce, yanlışlıkla bir çatışmaya mani olmak amacıyla, bu karargâhın yeri ABD Kuvvetleri'ne bildirilmişti. ABD kuvvetleri ve Türk Özel Kuvvetleri bu karargâhta zaman zaman koordinasyon toplantıları yapmışlardı.
Özel Kuvvetler'in bir komutanı Süleymaniye'deki bu karargâhta bulunmaktaydı. Bu komutan Şırnak'ın Silopi ilçesindeki bir komutana bağlıydı. Silopi'deki komutan, Genelkurmay Harekat Başkanı'na, Harekat Başkanı ise Genelkurmay II'nci Başkanı'na bağlıydı." diye konuştu.
Özkök, "ABD kuvvet unsurları olay günü dost kuvvetler olarak Özel Kuvvetler Karargâhı'na gelmişler ve Karargah'ta bulunan personelimizi beklenmedik şekilde gözaltına almışlar.
Olay yukarıda açıkladığım emir komuta zinciri içerisinde, her komuta kademesinde, gerçek mahiyetini anlamak için, inceleme yapılarak bir üst komutana sunulmuştur. Böylece olay, doğru bilgilerle Genelkurmay Başkanlığı'na ulaşana kadar zaman geçmiş ve gözaltına alınan personel ABD karargâhına götürülmüştür." ifadesini kullandı.
Özkök şunları kaydetti:
Bu durumda tevatür haberlerde yer aldığı şekilde personele ‘ABD askerlerine karşı direnmeyin' ya da ‘Teslim olun' gibi emirler hiç bir komuta kademesince asla verilmemiştir.
Böyle ani gelişen durumlarda personel varsa ‘Devamlı Talimatlar'daki gibi ya da o anda yapılacak durum muhakemesine göre hareket eder. Bence Özel Kuvvetler'in Irak'ta başında bulunan komutan doğru karar vermiştir. Şayet bu kararın alternatifi uygulansaydı olabilecekleri anlayanın takdirine bırakıyorum.
Olay bana geldiği anda ABD Avrupa Komutanı'nı arayarak olayın kabul edilemez olduğunu belirttim ve olayın sebebini sordum. Bana kuvvetimizin bir valiye suikast hazırlığında olduğunu ve bunu önlemek için Yeşil Hat'tın güneyinde gözaltına alındıklarını söyledi.
Cevaben, kendisinin yanıltıldığını, olayın ABD makamlarınca yeri kesinlikle bilinen Süleymaniye'deki karargâhımızda cereyan ettiğini ve bir suikast eylemi hazırlığının asla olmadığını, askerlerimizin hemen serbest bırakılmasını istedim. Kendisi durumu Kuzey Irak'taki unsurlarıyla hemen konuşacağını söyledi. Bilindiği üzere Bağdat'a götürüldüğünü sonradan öğrendiğimiz personel iki üç gün içinde geri verildi ve aynı karargâhta göreve devam ettirildi."
Yazının devamı için TIKLAYIN