Cem Küçük'ün 10 kişinin şehit olduğu Mavi Marmara gemisindekiler için "manyak tipler" ifadesine bir tepki de muhafazakar medyanın aykırı yazarı Esra Elönü'den geldi. Esra Elönü, isim vermeden çok sert sözlerle yüklendiği Cem Küçük'e, "Sahil gazozuyla şehadet şerbetinin arasındaki fark neyse, seninle manyaklar arasındaki fark o !" diye seslendi.
İşte Elönü'nün bugün haber7.com'da yeralan "Şehadet şerbetiyle sahil gazozu arasındaki fark" başlıklı yazısı:
Şimdi ben bu yazıda isim kullanmayacağım lakin biliyorum ki ana sınıfı bebeleri bile kafa ve gövde eşleştirir gibi ismi tahmin etme konusunda ıskalamayacak.
Bıçak kemiğe dayanır da sesini çıkarmazsan o kemik bıçağı bilemeye başlar ve sen de haksızlık karşısında çekirdek çitlemeye alışırsın.
Önceden TV’lerde kullanmadığımız eşyalardan neler yapabilirizi gösteren programlar olurdu keşke şimdi kullanılmış insanlardan neler yapabilirizi gösteren programlar olsa da evlerimize yeni yeni çöp bidonları ekleyebilsek.
Hayatımda iki şey beni ürkütür. Birincisi mazlumun duasını alan adamı üzmek, ikincisi mazlumun bedduasını alan adamı sevmek. Ben bu düstura göre dost seçtim koltuk kapmaca oynarken şerefin haysiyetin onurun hakkını yiyen makamı putları olmuş adamlara göre değil.
Böyle oluyor işte bir tane adamlığı bile tane sayılmayacak şey, güvertesi cennet olan Mavi Marmara’ya laf eder. Hesaba vursan laf bile etmez o derece. Dediği şeyleri buraya yazarak kağıdın da midesini bulandırmak istemem.
Özetle 17-25 Aralık'ta cephede, 15 Temmuz'da cephede öyle ki kaburgalarını tankların altına Râm eylemiş insanlara, yani camianın avlusunda bayrağıyla kitâbıyla seccadesiyle kahve değil, hain bekleyen insanlara “manyak”diyor.
Biz, 1997’de Siirt Cumhuriyet Meydanında “Minareler süngü,kubbeler miğfer,Camiler kışlamız, müminler asker, Bu ilahi ordu dinimi bekler, Allahu ekber, Allahu ekber” şiiriyle hainlere, postal bağını boynumuza vurmak isteyen vesayete ilk başkaldırısını yapan adamı ve o şiiri çok sevenlerdeniz.
Bu şiir senin laf ettiğin insanların Cv’si.
O gemide atık bile olamayacak olan sen bilmiyorsun ki, o şehadet erlerinin alnında da aklında da bu şiir yazılıydı.
Biz, Esma’sını toprağa vermiş bir babanın teselli bulduğu topraklarız. Sen bu sözlerinle Muhammet Biltaci’ya ancak Sisi olursun lakin onlar şehit babasına teselli olan Rabia ve Musalardı.
Sen o sözlerinle babasının kucağında delik deşik edilmiş Muhammet Durre’yi bir kez daha vurdun lakin onlar o yaranın şifası olan manyaklardı.
Sen 15 Temmuzda kafama ektirdiğim hangi saç boy verdi acaba diye düşünürken onlar boy boy tankların önüne dizilmiş, namlunun ucunda şehadet bekleyen Manyaklardandı.
Sen Furkan’ı bilir misin? Furkan Doğan. 19 yaşında başında 5 kurşun. Ama imanı kurşun geçirmeyen yiğit! Senin aklın onun samimiyetinin şerefinin cesaretinin zerresi etmeyeceği için git kendini bir hurdalığa bağışla ortalıktaki adam trafiğini de aksatma!
Sahil gazozuyla şehadet şerbetinin arasındaki fark neyse, seninle manyaklar arasındaki fark o!
Sen sakın limon satar şerefimle geçinirim edebiyatı yapma!. Önce senden daha iyi sıkan limonla yüzleş o senin tezgaha tenezzül ederse tabii.
Hoş gerçi Şeref sizinle yorulacağına yıllık izne ayrılır o derece..
Ey camianın korkak adamları, nabza göre şerbet kafalar bu mesele sadece Mavi Marmara meselesi değil kendinize gelin.
Bu ümmet olma bilincine edilmiş hakarettir. Korkmayın be bir şey olmaz! Koltuk gitse bile adam kalırsınız!!! Yılmaz Özdil, Müjdat Gezen, Uğur Dündar ağzıyla hakaret eden canlıya insaf, mazluma zulümdür.
Hadi Eyvallah!