HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana'nın TBMM'nin açılışındaki yemin töreninde 'Büyük Türk milleti' yerine 'Büyük Türkiye milleti' demesine Yeni Yüzyıl yazarı Esra Elönü'den destek geldi.
Elönü, "Pardon da niye olmadı.. Ayrıca bu olmadı uyarısının tadı, Bülent Ecevit’in bir zamanlar Merve Kavakçı’ya hurdalıktan had bildirme sevdasının tadıyla aynı. Hepimiz kirli arşiv yüzünden vesayet gurmesi olduk kabul" dedi.
İşte Esra Elönü'n o yazısı:
Leyla Zana’ya da mı çatal atacaksınız ?
Sözüm meclisten içeri..
Ne oldu şimdi? Derin dondurucudan çıktık. Çözüle çözüle kendimize rötarsız geleceğiz.
Yani kusura bakmayın da şişe üstüne yazılan “ kullanmadan önce çalkalayınız” uyarısı bizim iç hatlarımıza işlemiş. Mesela vicdanımıza..
Dün Meclisteki hava, rutubet sever kafaların kapışacağı cinstendi.. Eski kara bulutlardan nem kapma yarışı.
HDP’li vekil Leyla Zana yemin metnini okumak üzere kürsüye çıktı önce kürtçe “ "Onurlu ve Kalıcı Bir Barış Umuduyla" dedi. Bu arada Leyla Zana’yı kan sponsorluğu yapan, barışı duyunca detone olan sazcı liderlerinden çok daha samimi bulduğumu söyleyebilirim..
Onurlu ve Kalıcı bir barış umudu.. temennisinden sonra Zana, yemin metnindeki Türk Milleti başlığını, Türkiye Milleti olarak okuyunca Meclis Başkanı Baykal “ Olmadı, olmadı” arızası verdi!!
Pardon da niye olmadı.. Ayrıca bu olmadı uyarısının tadı, Bülent Ecevit’in bir zamanlar Merve Kavakçı’ya hurdalıktan had bildirme sevdasının tadıyla aynı. Hepimiz kirli arşiv yüzünden vesayet gurmesi olduk kabul.
Şimdi bütün iştahımı toplayıp tekrar soruyorum o yemin niye olmasın?
_ Rejimin kutsalları bizim kutsalımız olmak zorunda mı?
_ Fetişleştirdiğiniz kavramların, hissettiklerimiz üzerindeki anlamsız ambargosu ne zaman bitecek?
_ Ne olacak, milliyetçi damarın ergen apaçileri, kurt dökenleri, asabiyette limitsiz olanları.. Bıraksalar Zana’yı çatal yağmuruna mı tutacaksınız? Dün bazı vekillerin içine de battal boy Serdar Ortaç kaçmıştı gözümden kaçmadı.
Türk milleti ya da Türkiye Milleti.. Bu kavmiyetçi ruhu harf sayısına göre mi yaşatacaksınız anlamadım.. Yahu biri şunlara, devlet akıl kurar, birleştirir, inşa eder, kabile aklı veya kişi kültü dağıtır küçültür desin.. Bu konuyla alakalı en güzel yorum Diriliş Postası Gazetesinde “Lafı Uzatmadan” köşesinden geldi.
Diyeceğimiz o ki, “millet” kelimesinin Türkiye’deki yaygın kullanımı Arapların halk veya toplum yerine kullandığı “ümmet” kelimesi anlamındadır ve dolayısıyla “Türk Milleti” denilebiliyorsa “Türkiye Milleti” de pekâlâ denilebilir ve hatta ikincisi birincisinden daha münasiptir. Milletvekili yemini metnini okurken “Türk Milleti” yerine “Türkiye Milleti” diyen Leyla Zana, millet kelimesindeki galat-ı meşhura iltifat sorununu bir kenara koyacak olursak, yanlış bir şey yapmadı, Türkiye şartlarında doğru olanı yaptı. ( Diriliş Postası)
Yine geçmişi kafamıza dank ettiren bir soru.. Türk Milleti kavramı anayasaya ne zaman girmiş ya da hangi anayasayla boy göstermiş.
1921 Anayasasına göre, devlet kendisine “Türkiye Devleti” dediği gibi ülkesine de Türkiye diyor.
1921 Anayasasına göre ( Teşkilatı Esasiye Kanunu), Türkiye Devleti, Türkiya olan tabirler in kullanıldığı görülür. Henüz Türk Milleti, veya Türk Devleti gibi tabirler Anayasa metnine girmemiştir.
1960 tarihli Milli Birlik Komitesince hazırlanan, anayasa metninde, Türk vurgusunun dozajı arttırılmış, Türk Yurdu, Türk Vatanı, Türk Ordusu, Türk Cumhuriyeti, Türk Milleti tabirleri kullanılmış.
Buradan nereye Geleceğim..
Artık hurdacıya versek karşılığında mandal bile alamayacağımız, bu eski vesayet dilini, metnini bir kenara atsak diyorum.
Hele ki topraklarımızın beynine kan sıçratmaya çalışan dağ kovboylarının eline kavramsal bahaneler vermesek diyorum. Peygamberin Veda Hutbesi ne güzel metindir.. Bugünün Yemin metninden daha kucaklayıcı ve sancağı toparlayıcı.. Akif’in Türkiye Milletini açıklayan şiirini de şuraya getirdik mi iş bitmiştir.
“Artık ey milleti merhume, sabah oldu uyan !
Sana az geldi ezanlar, diye ötsün mü bu çan?
Ne Kürtlük, ne de Türklük kalacak aç gözünü !
Dinle Peygamber-i Zişanın İlahi sözünü.
Veriniz başbaşa; zira sonu hüsranı mübin,
Ne hükümet kalıyor ortada, billahi ne din !
"Medeniyet !" size çoktan beridir diş biliyor;
Evvela parçalamak, sonra da yutmak diliyor.
Ne bu şuride siyaset, ne bu fasid dava?
Görmüyor gittiği yanlış yolu, zannım, çoğunuz...
Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz!
Bunu benden duydunuz, ben ki evet, Arnavudum... Başka birşey diyemem... İşte perişan yurdum!...
Emre Uslu’nun su kaynatışı..
Dün Emre Usludaki hararet en külüstür kamyonda yoktu
. Önce can simitlerini topladı yani nabız yokladı sonra atladı.. Laf tesisatçısı Uslu son yaramazlığını cemaatine yaptı.
Hizmet belediye de cemaat camide güzel Emre diye yazıyorum biri bundan caps yapsın..
Paralelin çamurluğu sayılabilecek üslubuyla, her yere dönebilir .. Lakin plastik folklorik düğün semazenleri bile senden daha iyi dönüyorlar Emre Uslu .. Sakın silecekleri çalıştırma sağanağa katlan!!!
Haydi Eyvallah..