Cumhuriyet'ten Tuğba Özer, Ev İşçileri Dayanışma Sendikası Başkanı Gülhan Benli ile Türkiye'de sayıları 1 milyonu bulan ve tamamına yakını kayıt dışı olan ev işçisi kadınların durumunu konuştuk.
"Pandemi sürecinde yatılı kalan ev işçisi kadınlar hapis hayatı yaşadı"
En büyük sorunun güvencesizlik olduğunun ısrarla altını çizen Benli, şöyle konuştu:
"Çalıştıkları yerde öldürülüyorlar, düşüp kaza geçiriyorlar, sakatlanıp kalıyorlar. Ankara'da bir arkadaşımız işe gidip gelirken trafik kazası geçirdi. İki dizi kesildi. İş kazası bile sayılmadı, davası hâlâ devam ediyor. Tüm bunların çözümü için en başta yapılması gereken ev işçilerinin kayıt altına alınması.
Pandemide bir destek sağlanmadı. Ev işçileri bakım emeğinde çalıştığı için öncelikli risk grubunda yer almalıydı. Sosyal yardımlar ve ödeneklerden faydalanamadığı gibi maalesef aşı konusunda da öncelikli gruplar arasında olması gerekirken yine yok sayılıyorlar.
Pandemi sürecinde yatılı kalan ev işçisi kadınlar hapis hayatı yaşadı, hâlâ izne çıkamayan arkadaşlarımız var. Ama ev sahipleri evlerine misafirlerini davet edip 100-200 kişi davetler verebiliyorlar. Sanki Koronavirüs'ün kaynağı ev işçileriymiş gibi bir davranış söz konusu."
Kutlama değil, eylem
Göçmen ev işçilerinin neredeyse kölelik koşullarına maruz bırakıldığını anlatan Benli, "Çalışma izinleri işverene bağlı olduğu için büyük sıkıntılar yaşıyorlar. İşe alırken 'sigortanı yapacağım' diyorlar ancak işe başlatıp yapmıyorlar. İşçiyi bir süre çalıştırıyor, daha sonra 'benim seninle işim bitti' diyorlar. Üstüne işçiyi sınır dışı ettiriyorlar. Aldığı parayı bu işlemlere yatırmak zorunda kalıyor işçi" diye konuştu.
"Bunlar bir günde çözülebilecek sorunlar" diyen Benli şunları söyledi:
"Sağır sultan duydu ama hükümet, Çalışma Bakanlığı bizim sesimizi duymadı. Duymak istemiyorlar. Meclis'e kadar gittik, sonuç alamadık. Yarından sonra ev işçileri için bir kampanya başlatıyoruz. Çünkü açlığın pençesinde olan ev işçilerinin dünya ev emekçileri gününü kutlayabilecek bir hali yok. Biz bu günü ancak eyleme dönüştürebiliriz."
Benli, son söz olarak ise insan gibi yaşamak istediklerini hatırlatıyor:
"Biz insanız, insan onuruna yaraşır bir iş, aş ve yaşam istiyoruz. Bizi toz bezi gibi, istedikleri şekilde kullanıp sonra da istedikleri gibi kenara atsınlar istemiyoruz. Biz toz bezi değil, insanız."