Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kurulan alt komisyonun izdivaç programlarıyla ilgili olarak hazırladığı rapordan bazı bölümleri okurlarına aktardı. Raporda, "RTÜK, programları yayınlandıktan sonra ilgili kanun hükümlerine uygunluk açısından denetlemekte olup, programlara müdahale etme veya yayından kaldırma yetkisi yok. İdari para cezalarının da bu türden programların yayından kaldırılması için yeterli olmadığı görülmektedir. Bu nedenle, kamuoyunda yoğun eleştirilere ve şikâyetlere neden olan evlilik programlarıyla ilgili caydırıcı yaptırımlara ihtiyaç duyulmaktadır" ifadesi de yer aldı.
Ali Eyüboğlu'nun "İzdivaçlar için yeni yaptırımlar yolda" başlığıyla yayımlanan (11 Mart 2017) yazısı şöyle:
Evlilik programlarını araştırması için TBMM’de kurulan alt komisyon, bu sorunu kökten çözmeye kararlı.
Nereden mi çıkardım bunu? İşin başında yazdıkları “Genel Gerekçe” başlıklı tespitten.
Komisyon, evlilik programlarının ekrandan yansıyan haliyle topluma etkisini bakın nasıl özetledi:
“...Evlenmek isteyen her kadın ve erkek için eş seçimi hayati bir önem taşımaktadır. Bu seçim, ekranların önünde, milyonlarca izleyicinin şahitliğinde kısa bir sürede alınabilecek bir karar değildir.
...İçeriğinde yoğun bir eğlence ve reyting kaygısı bulunduran bu programlarda adayların kendisine talip olan kişiler hakkında hemen karar vermesi beklenmektedir. Böyle bir formatta evliliğin ve beraberinde ailenin sağlam temeller üzerine inşa edilebilirliğinin sorgulanması gerekmektedir.
Evlilik programlarında erkekler maddi varlıklarıyla, kadınlarsa ev işleri konusundaki yetenekleriyle kendilerini anlatmaktadır.”
Topluma kötü örnek
“Evlilik programlarına yöneltilen yoğun bir eleştiri, kendisine eş arayan kadınların bir ailenin kurulması için gerekli şartları maddiyatta görmesidir. Evlilikte duygusal bağlar bir kenara itilip, maddi varlıkların yarıştırılması halinde evlilik programları, evlilik pazarlıklarının yapıldığı bir alışveriş mekânına dönüşmektedir.
Evililik programı gibi yoğun izleyici kitlesine hitap eden programlardaki katılımcılar gelişme çağında olan çocuk ve gençler, evlenme çağındaki yetişkinler ve ikinci baharını yaşamak isteyen yaşlılar için rol model oluşturmaktadır.”
Düzey gittikçe düştü
“Şikâyetlerin muhteviyatını genel olarak milli ve manevi değerlere aykırılık, şiddet, kavga, küfür, argo gibi olumsuz teşkil edecek davranışlar, özel hayatın gizliliğine aykırılık taşıyacak türde içerikler, kurgusal ilişkilerle izleyiciyi aldatmaya yönelik yayınlar, kişilerin onur ve haysiyetleri üzerinden reyting kaygısı gibi gerekçeler oluşturmaktadır.
...2007 yılında evlendirme programı olarak ortaya çıkan bu yayınlarda her geçen gün düzey daha da düşürülerek reyting güdümlü eğlenceye ağırlık verildiği görülmektedir.”
TBMM’de kurulan alt komisyonun buraya kadar yaptığı tespitlerde bir yanlış var mı?
Komisyonun yaptığı tespitlerde eksik çok, ama yanlış saptama yok.
Caydırıcı yaptırımlar
“Teşhisi koyan komisyonun, tedavi için önerisi ne?” diyorsanız, işte yanıtı:
“...RTÜK, programları yayınlandıktan sonra ilgili kanun hükümlerine uygunluk açısından denetlemekte olup, programlara müdahale etme veya yayından kaldırma yetkisi yok. İdari para cezalarının da bu türden programların yayından kaldırılması için yeterli olmadığı görülmektedir. Bu nedenle, kamuoyunda yoğun eleştirilere ve şikâyetlere neden olan evlilik programlarıyla ilgili caydırıcı yaptırımlara ihtiyaç duyulmaktadır.”
“Evlendirmeyen, yaptıkları kurgularla seyircileri kandıran evlilik programları için yolun sonu görünüyor” diye her yazışımda beni susturmaya çalışanlar. Gözünüz aydın!