Bundan iki sene önce hayatımızı Ezel diye bir dizi girdi. O güne kadar yapılmış diziler içinde en farklısıydı. Farkı da senaryosunda saklıydı. Tek bir başrolü yoktu Ezel’in. Bir proje olarak Ezel (Kenan İmirzalıoğlu) karakterinin yanı sıra Dayı (Tuncel Kurtiz), Eyşan (Cansu Dere), Kerpeten Ali (Barış Falay), Cengiz (Yiğit Özşener), Kenan Birkan (Haluk Bilginer), Tefo (Sarp Akkaya) ve daha nice karakter, hikayeleriyle başlı başına birer efsaneydi. İkinci sezonun sonuna doğru yavaş yavaş ölümler başladı. Son olarak Eyşan gitti. Ve Ezel yarın, son bir ’oyun’la aramızdan ayrılıyor. Bunu biz değil, dizinin, kendileri de efsane olan senaristleri söylüyor. Kerem Deren ve Pınar Bulut’la bir araya geldik ve Ezel’i uğurladık...
- Ezel yarın bitiyor. Ne hissediyorsunuz?
- Kerem Deren: Rahatlamış hissediyoruz. Çünkü uzun ve çok meşakkatli bir işti. İki gün önce her şeyiyle bitti bizim açımızdan. Ben bayağı mutlu kalktım.
- Pınar Bulut: Ben tam idrak edemedim henüz. Özellikle final, çok özendiğimiz bir bölümdü. Ben uzun bir süre tatil yapacağım ama...
- Neydi izleyiciyi bu kadar çarpan şey bu dizide?
- P.B: Ezel bizim için bir iş değildi. Bizdik Ezel. Ezel’i yazıyor olmadık yani. Ne yapıyorsun diye sorana ’Ezel yapıyoruz,’ diyorduk.
- Bunun dışında senaryo tekniği de farklıydı tabii...
- K.D: Evet, öyleydi ve zorlayıcı bir tekniği vardı. Ama Türkiye’ye ait özel de bir sebebi var bunun. Sonuçta Türkiye’de senaryo zanaat olarak yapılan bir iş değil. Çok güzel yazan insanlar var tabii ama ’senaryo’ yazan insan çok az. O yüzden de matematiğine uygun, kurgusu önemli olan bir şey yazdığınızda farklı oluyor aslında.
- Finale giderken nasıl bir denge gözettiniz?
- K.D: Başladığı gibi bitmesine özen gösterdik. Çünkü aslında bizi ilgilendiren, başlangıçtaki Ömer, Cengiz, Eşyan ve Ali’nin arasındaki dertti. Onların hesabıyla bitmesi gerektiğini düşündük. Kenan Birkan’ın daha önce ölmesinin temel nedeni, başa dönebilmekti.
- Ezel izleyicisine dair ne dersiniz...
- P.B: Benim çok ilgimi çeken bir şey var. Ezel izleyicisi bir şekilde mutlu son istemiyor.
- K.D: Ezel yazarı istemiyor zaten. Ben Ezel’in ’mutlu’ bir sonu olabileceğini düşünmüyorum. Her hikayenin kendi doğası var. Ezel ve Eyşan aşkının platonik tarafı çok kabul edildi. Ama gerçekleşen tarafı kabul edilmedi.
- P.B: Fakat Ezel’in, bir bakış açısıyla bir mutlu sonu var.
- Ama klasik anlamda mutsuz son, öyle mi?
- P.B: Bilmem. Seyirciye bağlı. Zaten bir soruyla bitiriyoruz. O da önemli bir soru.
- Çok kişi öldü ama Tefo biraz harcandı sanki.
- P.B: Adam hayatı boyunca harcanmış. Ona öyle bir son, kendi hikayesi içinde tutarlı aslında ama benim de canımı acıttı.
- Ezel oyuncu bir adam. Son bölümde ne olacak?
- K.D: Son bölümde de bir oyun oynuyor.
- P.B: Ama alıştığınız gibi bir oyun değil. Daha içli bir oyun.