Merkezi yönetimin seçilmiş bir belediye başkanı olan Ekrem İmamoğlu’na karşı ‘düşmanca bir tavır’ içinde olduğunu belirten Altaylı, “Yaşadığım kentin belediye başkanını engelleme ve iş yaptırmama çabalarını kendime yapılmış bir engelleme ve benim yaşam kalitemi düşürmeye yönelik bir çaba olarak görüyorum.” dedi.
Altaylı, AKP iktidarının İmamoğlu üzerindeki baskıları artırarak, İstanbul’u ikiye bölüp yerel yönetimin bazı yetkilerini merkezi yönetime bağlamak gibi bir planı hayata geçirebileceğini belirtti.
Fatih Altaylı’nın yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Sonuç olarak yaşadığım kentin belediye başkanını engelleme ve iş yaptırmama çabalarını kendime yapılmış bir engelleme ve benim yaşam kalitemi düşürmeye yönelik bir çaba olarak görüyorum.
Ve şunu da hissediyorum ki, “kar bahanesi” ile İmamoğlu’na yönelik baskılar da artacak.
Sanki İstanbul’u ikiye bölmek, İstanbul’da yerel yönetimin bazı yetkilerini merkezi yönetime bağlamak gibi bir girişim olacakmış gibime geliyor.
Zannedersin ki, AK Partili belediye başkanları tarafından yöneltildiği zamanlarda ya da öncesinde İstanbul’da hiç afet yaşanmadı.
Karda yolda kalmayı bırak, yağmurlarda oluşan sellerde İstanbul’un göbeğindeki otoparklarda TIR şoförleri öldü, tekstil işçisi 9 kadın işyerinin önünde minibüs içinde boğularak can verdi. Toplamda 26 kişi kentin içinde selden can verdi.
Sene milattan önce falan değil, 2009’du.”