Teke Tek programıyla tanıdığımız Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, dokuz senedir zor bir görevi daha üstleniyor. Baba olmak! Ama baba olmanın zorluğundan şikayet etmeyen Fatih Bey, aksine kızı Zeynep'le hayatının daha bir güzelleştiğini söylüyor. İşte Mother&Baby'de Fatih Altaylı'nın ağzından baba olmak...
Kaç yıllık evlisiniz? Zeynep'li hayat nasıl gidiyor?
Fatih Altaylı: Hande'yle 16 yıldır evliyiz. Kızımız Zeynep şu an 9 yaşında. Zeynep planlı bir bebek değildi. Kızım olacağını öğrendiğimde adı belliydi. Zeynep ismini çok severim. Ama biz ilk doğduğu günden beri ona 'Zezo' diyoruz. Kızımız hayatımıza girdikten sonra her şeyi ona göre organize etmeye başladık. Hatta üç kez iş değiştirdim. Doğduğunda Hürriyet'teydim sonra Sabah'a geçtim. Şimdi de malum, Habertürk'teyim.
Baba kızın arası nasıl? Beraber neler yaparsınız?
F.A: Zeynep'le birbirimize çok düşkünüz. Ama son zamanlarda ben çok çalıştığım için beraber fazla vakit geçiremiyoruz. O da bundan şikayetçi tabii. Ancak haftanın bir günü ailece bir şeyler yapabiliyoruz. Genelde İstinye Park'a gidiyoruz. Orada oyun parkındaki oyuncaklara biniyoruz. Birkaç kez balık tutmaya da gittik. Bu yaz tatili için Antalya'daydık. Tekneyle küçük bir mavi yolculuk yaptık. Zeynep ara sıra iş yerime de geliyor.
Zeynep nasıl bir çocuk?
F.A: Zeynep dışarıdan baktığınızda çok sakin bir çocuk gibi görünüyor. Ama evin için de pek de öyle değil. Kızlardan çok erkeklerle anlaşıyor. Dışı kız içi erkek derler ya... Ama çok arkadaş canlısı. Tabii bazen yeni tanıdığı insanlara hemen alışamadığı da oluyor. En sevdiğim özelliğiyse merhametli bir çocuk olması. Hayvanları çok seviyor. Bir tane tek gözü görmeyen kedimiz var. Onunla çok güzel ilgileniyor. Köpek almamızı istiyor ama henüz Zeynep'in köpeğe bakabileceğini düşünmüyoruz. Sitenin içinde bir veteriner var. Kızımız sürekli orada. Okuldan sonra da gidip orada çalışıyor. Harçlıklarını biriktirip kedilere, köpeklere mama alıyor. Oradaki hayvanları besliyor. Bizim bile dokunamayacağımız hayvanlara dokunuyor. Tam bir hayvan dostu anlayacağınız. Evde balık, tavşan, kaplumbağa besledi. Faresi bile var. Kelebekleri de vardı ki ben kelebekten korkarım!
Evhamlı bir baba olduğunuzu duyduk...
F.A: Hande hamileyken çocuk bakımıyla ilgili birçok kitap okuduk. Ama çocuğunuz doğduğunda, hiçbir şey kitaplardaki gibi olmuyormuş onu öğrendik!. Zeynep ilk doğduğu zamanlarda çok evhamlıydım. İlk kez ateşlendiğinde onu apar topar hastaneye götürmeye kalktım. Bakıcısı da 'Fatih Bey bebek bu ateşlenir, hemen hastaneye götürmek ne demek?' diye beni sakinleştirmeyi denemişti. Şimdilerde daha az evhamlıyım diyebilirim.
Gazeteci bir babası, yazar bir annesi var peki 'Zezo' yazıyor mu?
F.A: Kızım çocukluğundan beri durmadan kitap okur. Günde neredeyse 250 sayfa okuyor. 5 yaşındayken okumayı kendi söktü. Önce emin olamadık ezberliyor herhalde dedik. Okuması için başka kitaplar verdik. Oradaki yazıları da okudu. Ama okula başladığında yazı yazmayı öğrenirken zorlanmıştı. Bazen ufak tefek hikayeler yazdığı da oluyor. Ama ileride yazar ya da gazeteci olacağını düşünmüyorum. Bence bambaşka bir meslekle uğraşacak. Mesela veteriner olabilir.
Tam bir Galatasaray fanatiğisiniz ya Zeynep?
F.A: O da Galatasaraylı. Bir kere 'Fenerbahçeli olacağım' dedi. O zaman ilk defa Zeynep'le kavga ettik. Bunun sebebi de öğretmeninin Fenerbahçeli olmasıymış. Ben de sinirlendim tabii. 'Okuluna giderim, öğretmenini şikayet ederim.' diye onu kızdırdım. Sonra o da 'Şaka yaptım baba.' diye beni sakinleştirmeye çalıştı. Onunla birkaç kez maça gittik. Ama maçtaki küfürlerden pek hoşlanmadı. Bir maçta arkamızda Zeynep'ten birkaç yaş büyük bir çocuk vardı. Sürekli küfür ediyordu. Zeynep de 'Babaaa çocuk amma küfür etti be.' dedi.
Annesiyle arası nasıl?
F.A: Annesine bayılır ama aralarında değişik de bir rekabet var. Kızlar ve anneleri arasında bu hep oluyor sanırım. Annesinin ayakkabılarını giyip evde dolaşmaya bayılıyor. Bir ara makyaj malzemelerini de kullanıyordu. Ama annesiyle biraz da mesafeli, benimleyken biraz bardağı taşırabiliyor. Ben ona daha az kural koyuyorum. Mesela annesi her istediğini almaz. Ben bu konuda biraz daha yumuşağım sanırım.
Zeynep nelerle ilgileniyor?
F.A: Haftanın 5 günü kulüpte tenis oynuyor,. Geçen sene piyano öğrenmek istedi. Piyano aldık. Bu sene de elektrogitar aldık. Ara sıra böyle şeylere merak sarıyor ama hemen hevesi kaçıyor kızımızın. Televizyon izlemeyi, bilgisayarla oynamayı seviyor. Gezmeyi de çok sever. Her gün gazete okuyor. Uçak kazalarıyla ilgili haberler okumaya başlayınca uçak yolcuğundan da korkar oldu. 'Uçak arıza raporu verirse ben inerim.' diyor. Baksanıza kaza olsa bizi bırakıp inecek!
Bize biraz babandan bahseder misin?
Zeynep Altaylı: Çok iyi bir baba. Babamla birlikteyken çok eğleniyoruz. Ama artık çok yoğun çalışıyor. Eskisi kadar vakit geçiremiyoruz. Yaptığı meslek bana çok karışık geliyor. Onu pek göremiyorum ve çok özlüyorum. Ama aramız çok iyi.
Anne ve babanla neler yapıyorsunuz?
Z.A: Annemle İstinye Park'a gidiyoruz genelde. Beraber ders çalışıyoruz, bol bol kitap okuyoruz. Babamlaysa daha çok evde eğlenmeye çalışıyorum. Çünkü o çok yoğun çalışıyor.
Okul nasıl gidiyor?
Z.A: Bu sene 4. sınıfa başlıyorum. Matematik derslerini sevmiyorum. En sevdiğim derslerse hayat bilgisi, resim ve müzik. Okulum eve çok yakın. Bu yüzden sitede arkadaşlarım var. Onlarla sık sık görüşüyoruz. Babamın tanınan biri olması beni rahatsız etmiyor. Sadece bir kere bir sınıf arkadaşım babamdan imza istemişti.