Altaylı, "Koton sayesinde Türk milleti 'Yahu sendika diye bir şey vardı değil mi?' diye sendikalaşmayı hatırlıyor. Bu yüzden Koton’u tebrik ediyorum. Türk halkına sendikayı hatırlattınız. Sağolun. Varolun!" ifadesini kullandı.
Altaylı'nın "Teşekkürler Koton" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Dün Türkiye’de neredeyse herkes histeri halinde “Koton mağazalarına” küfür ediyordu.
Protesto edenler, “Bir daha Koton’un kapısından girmem” diyenler, sövenler, sayanlar.
Sebep şu imiş.
Koton, sendikalılaşmak amacıyla bir araya gelen ve bir sosyal medya hesabı kuran çalışanlarını işten çıkarmış.
Yetmemiş, bu hesabı “likelayan” yani “beğenen” işçilerinin de işine son vermiş.
Üstelik de tazminatsız.
Türkiye ayakta: “Sendikaya üye olmak isteyen işçinin işine nasıl son verirsin, bu amaçla kurulan hesabı beğenen işçiye nasıl karışabilirsin.”
“Ulan” dedim, “Helal olsun.”
“Helal olsun Koton’a.”
İşçilerin işine son verdiği için değil elbette.
Koton mağazaları, birkaç işçinin işine son vererek, 12 Eylül sonrasının en büyük ayıbında Türkiye’yi uyandırdığı için.
Koton’a öfke kusanlar acaba biliyor mu ki, koskoca Türkiye’de kaç işçi sendikalı?
Sahi biliyor musunuz?
Hadi söyleyin bakayım, sizce kaç işçi sendikalı!
Bilemediniz tabii ki, koca ülkede toplam sendikalı işçi sayısı kaç ben söyleyeyim size: 1 milyon 894 bin 170.
Peki sendikalaşma oranı ne sizce!
Onu da söyleyeyim.
Yüzde 13,7.
Bunların 1 milyon 12 bin 177’si Türk İş’e üye.
674 bin 404’ü ise Hak İş’e.
Haliyle Büyük bölümü kamu çalışanı.
DİSK’in üye sayısı ise 178 bin 691 işçi.
Ve sendikalaşma oranı giderek düşüyor.
Ve Koton sayesinde Türk milleti “Yahu sendika diye bir şey vardı değil mi?” diye sendikalaşmayı hatırlıyor.
Bu yüzden Koton’u tebrik ediyorum.
Türk halkına sendikayı hatırlattınız.
Sağolun. Varolun!