Altaylı, "Zannedersin, tüm ekranlarda her gece sabaha kadar HDP’liler konuşuyor, anlatıyor da bir Habertürk ekranı kendilerine kapalı. 'HDP’yi konuşuyoruz, HDP’liler niye yok?' sorusuna Didem Arslan Yılmaz’ın verdiği 'Biz özel sektörüz' yanıtı zaten yeterince manasızdı. Bir de üzerine Veyis Ateş ile Mehmet Akif Ersoy’un “Terörle aralarına mesafe koymadıkları için onları konuk etmiyoruz” sözleri gelince sanki HDP’lilere sansür uygulayan tek Kanal Habertürk’müş gibi bir hava yaratıldı." düşüncesini dile getirdi.
Altaylı Yahu bu insanları hiç kimse ekrana çıkarmıyor, sadece Habertürk değil!Ayrıca ben yayın organlarının ideolojik tavır alabileceklerine inanırım hep. Mesele A Haber sadece HDP’lileri değil CHP’lileri de çıkarmıyor ekrana. Kılıçdaroğlu’na da yer vermiyor.Vermez vermez.
Kendi bilecekleri iş. Bazen de partilerin temsilcileri bazı kanallara çıkmıyorlar. O da onların bileceği iş. Bana göre bunların tamamı basın özgürlüğü kapsamındadır.Ama kendini merkezde, herkese eşit mesafede, tarafsız olarak gören bir yayın organı iseniz, böyle kısıtlamalarınız olmaz. Olmamalıdır." görüşünü savundu.
Bana kalsa ben HDP’li konuk da alırım. Konuğunuz ile aynı fikirde olmanız gerekmiyor ki!
Her görüşten konuk alıyorum. Oradan niye almayayım.
Dediğim gibi Öcalan’la konuşmuşum, HDP’li ile mi konuşmayacağım. Ancak Habertürk’ün yayın politikasını ben belirlemiyorum. Buranın bir yönetimi var.
Ve 2015 yılındaki “hendek kalkışması” sonrası Habertürk yönetimi şöyle bir tasarrufta bulunmaya karar vermiş:
Yazının devamı için TIKLAYIN