Birçok şehirde olduğu gibi İstanbul'da da hayatı olumsuz etkileyen kar yağışının olduğu gün, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu'nun restoranda yemek yediği görüntülerin tartışılmasına ünlü piyanist Fazıl Say da esprili bir paylaşımla katılmıştı.
Ekrem İmamoğlu, Dilek İmamoğlu çiftiyle daha önceden çektirdiği bir fotoğrafı Twitter hesabından paylaşan Say, "Belediye başkanımız Ekrem İmamoğlu'nun dün gece bir restoranda görüldüğü yanlış haberdir. İşin gerçeği şudur; bu 4 kişi dün bütün gece diskoda çılgınlar gibi dans etmiş ve içmiş, eğlenmiştir. Fotoğrafı çeken kişi de Devlet Bahçeli'dir! Salvador Dali’nin de selamları var!" ifadelerini kullanmıştı.
Bu paylaşımının ardından hem AKP'liler hem de MHP'liler tarafından hedef alınan Say, kendisine dış görünüşü üzerinden yapılan saldırgan yorumlara 5 maddede yanıt verdi.
Paylaşımlarına ''Naçizane, sevenimiz sevmeyenimiz bir çift söz etmek isterim'' diye başlayan Say, şu ifadeleri kullandı:
''İlki şu; 1- ‘Yamuk ağızlı Fazıl’. (Bu benim kırıldığım alındığım bir şey değildir.) Ben tavşan dudak doğumluyum. (3 dudak) Zordur. 4 ameliyatım var. Yine de; görüntü tam düzelmez. Gerçek bu. Fiziksel olarak durum bu.
Keza; ikincisi, dişlerim; tavşan dudak sebebi; iç damaklarda çıkanları oldu. Hacettepe’de 9 yıl süren (ve 17 yaşımda biten) çok yorucu bir ortodonti metodu ile dişler öne çekildi, yerleştirildi. Çok iyi bakmama uğraşmama rağmen, çok sağlıklı değil ve iyi değil. Ne diyeyim?
3- Sanatçıları tutkuları ile baş başa bırakın. Ve unutmayın; Ülkeleri en çok temsil eden sanatçılardır. Sanat içini dökmektir. Aynadır. Çağrıdır. 52 yıllık geçtiğim yolda, dünyada, e ülkemde bazı şeyleri başardığımı ve çok ürün bıraktığımı düşünüyorum. O kadar ne daha az ne daha çok.
4- Hayatımda hiç bir zaman her hangi bir siyasi rol, devlet görevi almak istemedim, istemeyeceğim. Öyle bir ilgim yok. İnsan olarak düşündüklerimi yazarım, o kadar. Belediyelerle yıllardır konserim falan olmadı. Olmasını da istemiyorum. Aslında olması doğal. Ama laf edilir.
Son olarak da; 5- Özür dileyecek bir şey yazdığımda merak etmeyin. Özür dilerim elbet. Ortada özür dilenecek bir şey yok. Haksızlıklara karşı insanları savunuyorum. Nokta! ‘Özür diletmek’ ne kadar aciz bir durum. Ne kadar cılız! Kimseden özür dileyeceğim bir şey yazmadım! Onlar??”