İşte o yazı..
Avşar Film-Şükrü Avşar’ın yapımcılığını, Sırma Yanık’ın öykü ve senaryosunu, Alp Yenier’in müziklerini, Murat Saraçoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği Fazilet Hanım ve Kızları cumartesi akşamı Star TV’de ilk bölümüyle görücüye çıktı. Nazan Kesal, Deniz Baysal, Çağlar Ertuğrul, Mahir Günşıray, Tolga Güleç, Hazal Türesan, Afra Saraçoğlu, İdris Nebi Taşkan, Alp Navruz, Tuğba Melisa Türk, Ecem Baltacı, Emine Umar, Sevinç Erol, Gizem Özekşi, Dila Eslem Solak, Bülent Onur’un rol aldığı, Zerrin Nişancı’nın konuk oyuncu olarak yer aldığı dizi, Tüm Kişiler’de 3.00 reytingle 11’inci, AB’de 3.13’le 8’inci, ABC1’de 3.07’yle 11’inci oldu. Fazilet Hanım ve Kızları, alışık olduğumuz dizilerin tüm dokusunu kullanmasına rağmen kahramanımız Fazilet çok farklı özellikler taşıyordu. Neredeyse tüm dizilerde kullanılan fakir ve ezilmiş kadın kahraman burada karşımıza fakirlikten ölümüne nefret eden biri olarak çıktı. Fazilet mağdur olmasına rağmen gözünden tek damla yaş gelmiyordu. Fakir ama gururlu bir kadın olmak yerine hak ettiği hayatı yaşamak için kızını ünlü yapmanın peşinde koşuyordu. Komşularını, büyük kızını, otobüste birlikte yolculuk yaptığı insanları aşağılamaktan çekinmiyordu. Ona göre insanlar ikiye ayrılıyordu. Fakirler yani gereksizler ve zenginler yani yaşamayı hak edenler... İşte o nedenle kendisini o ikinci tarafa kaydırmak için gözünü karartmış durumdaydı. Bunun için kızlarını kullanmaktan çekinmiyordu.
Anti-kahramana da hak vermeliydik
Ekranda bir anti-kahraman izledik, ne yazık ki son derece antipatikti. Çünkü anti-kahraman yaratmak ve seyircinin onu takip etmesini sağlamak için ona hak vermemiz gereken sebep-sonuç ilişkisi ilk bölümde işlenmemişti. Her insan içinde iyilik ve kötülük barındırır. Bu ülkede herkesin, istisnasız herkesin yırtma derdi var. Herkes yaşadığı hayattan mutsuz, hak ettiği hayata ulaşmak için gözünü karartmış durumda! O nedenle eminim izleyicinin kendisiyle yüzleştiği çok an olmuştur. Fakat 134 dakika boyunca bir sahne, sadece bir sahneyle Fazilet’in neden bu hırsa sahip olduğunu izleseydik daha inandırıcı bir yolculuğa çıkardık. Kötünün ya da anti-kahramanın peşine takılmak için onu anlamamız, hak vermemiz gerekmiyor mu? Peki, biz ne izledik? Sürekli bağıran, insanları aşağılayan, çocuklarını ayıran, onları kullanan, görgüsüz bir anne! Nazan Kesal oyunculuğuna bayıldığım bir isim! Yazılan Fazilet’e de çok şey katmış. Ama sadece bir sahneyle hepimizi ağlatıp peşinden koşturacak potansiyeli var. Keşke onu da ilk bölümde izleyebilseymişiz. Deniz Baysal’ı Hazan olarak izledik. İlk bölümde annesine pasif olarak karşı çıkan ama ağırlığını koyamayan bir karakterdi. Afra Saraçoğlu’ysa annesinin maşasıydı. Hazal Türesan şahane bir yenge yaratmış. Zenginliğin içindeki diğer arıza o! Belli ki, Fazilet ve Yasemin Egemen Yalısı’nın en büyük entrikalarını kuracak. Ya deli deliyi görünce sopasını saklayacak, ya da iki deli o yalıyı birbirine katacak.
Seyirci yüzleşmekten hoşlanmaz
Dizinin kötü karakterleri çok iyi yazılmış ve hepsi ilk bölüme damgasını vurdu. Ama bu dizi iyi karakterlerin de içimize işlenmesiyle seyirciyi kendisine çekecek. Çünkü insan içinde ne kadar hırs taşırsa taşısın kendisiyle yüzleşmekten hoşlanmaz. Eminim, Fazilet, cumartesi akşamı pek çok insanı rahatsız etti. O nedenle o görgüsüz Fazilet’i kahramanlaştırmak da fayda var. İnsan durup dururken kötü olmuyor. Bunun nedenini izlemeye hakkımız vardı. İlk bölümün ritmi oldukça yüksekti. Murat Saraçoğlu’nun ve reji ekibinin emeğine sağlık! Ezcümle; Fazilet Hanım ve Kızları Yeşilçam’da ünlü olan pek çok ismin gerçek hikayesiyle hayatına başladı. Pek çok ünlünün hikayesi aslında Ecem’in ki... Ama Fazilet’in hikayesine biraz kutsal annelik kavramını yüklemek gerekiyor.
Oya Doğan/ Vatan