Abone Ol

Fehmi Koru: Ben ufukta erken seçim görüyorum, sizler görmüyor musunuz?

Fehmi Koru, yakın zaman içinde bir erken seçim yapılabileceğini yazdı.

Fehmi Koru'dan olay yaratacak erken seçim iddiası

Acaba ufukta bir erken –hatta baskın– seçim mi var?

“Bunu da nereden çıkardın?” diyecekler haklıdırlar; gerçekten de böyle bir ihtimali etrafta telâffuz eden yok. Tam tersine, ağzını her açan, eline kalemi her alan “2019’da üç seçim var” kanaatini tekrarlayıp duruyor.

Yakın geçmişte farklı bir konuya değinirken böyle bir ihtimalin varlığından bir cümleyle söz ettim; kimsenin dikkatini çekmedi.

Demek ki, ‘erken-hatta baskın seçim’olabileceği kuşkusunu taşıyan bir ben varım.

İktidar çantada keklik mi?
AK Parti içeriden ve dışarıdan sıkıştırılıyor ve her yeni gelişme AKP seçmeninin kafasını karıştırıyor; böyle ortamlarda iktidarlar çareyi vaktinden önce halkın hakemliğine müracaat etmekte bulurlar.

Benim hareket noktam da bu.

Ekonomide.. dış politikada.. hukuk ve adaleti ilgilendiren konularda.. bıçak sırtı bir durum var. Her yeni gelişme iktidar partisine seçimde artı da getirebilir, var olan seçmen tabanını oy vermekte tereddüde de düşürebilir.

Tablonun iktidar için fazla endişe doğuracak bir görüntüsü bulunmadığının ben de farkındayım: Son genel seçimde (1 Kasım 2015) oyların neredeyse yarısını almış bir parti iktidarda. Onun içinden çıkardığı cumhurbaşkanı adayı (Tayyip Erdoğan) cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 52’yi zorlayan bir oy almıştı. Cumhurbaşkanına geniş yetkiler vermeyi amaçlayan anayasa değişikliği referandumundan da ‘Evet’ sonucu çıkmadı mı?

Somut veriler bunlar.

İktidarın yapılacak seçimi çantada keklik görmesi için yeterli veriler…

1 Kasım 7 Haziran seçimini unutturdu
Ancak hep unutulan bir başka olgu daha var: 7 Haziran 2015 genel seçimi… O seçimde, AK Parti’nin oyları yüzde 40’a dayanmıştı.

Özellikle anayasa değişikliğiyle ortaya çıkan yeni siyasi ortamda iktidar olabilmek için bir partinin oylarının yüzde 50’nin üzerine çıkması gerekiyor.

Yüzde 40 oranı ile tek başına iktidar olunamıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran seçimini bir tür kostümlü prova sayan bir yöntemle beş ay sonra seçimi tekrarlatarak AK Parti’ye tek başına iktidar yolunu öyle açabilmişti.

O iki seçim herhalde muhalefet tarafından da mercek altına alınmıştır. Aynı durumla karşılaşıldığında, tabii eğer karşılaşılırsa, muhalefet 7 Haziran sonrasında davrandığından farklı bir çizgi izleyecektir.

Sözün kısası, AK Parti için iktidarını sürdürebilmenin yolu seçimde kullanılacak oyların yarısını almaktan geçiyor.

Siyasette bıkkınlık da rol oynuyor
Partiler için uzun süreli iktidarların bir sonu oluyor. Bıkıyor insanlar. Demokrasilerde 17 yıldan daha uzun bir süre iktidarda kalmış parti hemen hemen yok. İngiltere’de Muhafazakâr Parti Margaret Thatcher ile 11 yıl gitti, sonrasında 16. yılda iktidarı rakibi İşçi Partisi’ne bıraktı. Almanya’da Angela Merkel’in Hıristiyan Demokrat Partisi dördüncü kez seçimi kazanırsa 16 yıl çizgisine ulaşmış olacak; ötesi için iddiasını sürdürebileceğinden herkes kuşkulu.

AK Parti de bu durumun farkında ve sürekli kendini yenileyerek, ülkeyi de yalnız kendisinin yönetebileceği değişimlere zorlayarak vazgeçilmez olmayı amaçlıyor.

Muhalefetin sergilediği âcizlik de iktidar partisinin işine yarıyor.

Yine de 2019’da yapılacak genel seçimde istenen ve beklenen sonuç alınamayabilir.

Özellikle de aynı yılın mart ayında yapılacak olan yerel seçimde tökezlenirse…

Sandıktan ‘Evet’ sonucu çıkan 16 Nisan referandumunda üç büyük kentin farklı tavır aldığı gerçeği yaşanmıştı. İzmir ile birlikte İstanbul ve Ankara’da da ‘Hayır’ oyları fazla çıktı.

Yerel seçimde İstanbul ve Ankara belediyelerinin kaybedilmesi ihtimalini yabana atmamak gerekiyor. Öncesinde üç büyük kent belediyesini kaybederek gireceği genel seçimden AK Parti yeniden iktidar olarak çıkabilir mi?

Hayli zor ve sanıyorum AK Parti lideri şapkasıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan zorluğu görüyor ve uyarıları da bunu sezdiriyor.

AK Parti içeriden sıkıştırılıyor

Sigara içen başörtülü kadın ile “Yeni devlet kuruyoruz” söylemleri.. şortlu kadını taciz.. sarıklı, cüppeli polis memuru.. heykel saldırganı…

Bunlar sadece son bir haftanın tartışma konuları ve hepsi de iktidar partisine yönelik eleştirilere yol açıyor.

İster ‘iktidara karşı komplo’ deyin, ister bazıları gibi ‘güç şımarıklığı’ ile açıklayın, sonuçta bunların hepsi seçime giden Türkiye’nin şimdiden başlamış seçim kampanyasının unsurları…

Siz beni dinleyin ve bir erken seçime hazırlanın.