Hayata hep ihtiyatlı yaklaşanlardanım. Çalıştığım her kuruma oradan emekli olacakmışım gibi bütün emeğimi sunarken, hep yarın kapının önüne konulacakmış hissini üzerimden atamamışımdır.
Ayıptır söylemesi, çoğu kez olaylar o hissimi doğrulamıştır.
Politikacının tecrübelisi de seçim konusuna ihtiyatlı yaklaşır; uzun yılların gözlemiyle şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Seçim zamanında olacakmış gibi çalışır tecrübeli politikacı, bir yandan da her an erken veya baskın seçim olacakmış gibi tedbirini alır.
Doğrusu da budur.
Menderes’ten Erdoğan’a seçim tarihimiz
Çok partili hayata geçtiğimiz 1950 sonrasında yapılan seçimler bu gözlemimi doğruluyor: Ülkemiz Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal, en son üçlü koalisyonda Devlet Bahçeli eliyle erken seçimlere gitmiştir.
“Tayyip Erdoğan farklı” diyorlar, evet Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki siyasetçilerden pek çok yönden farklılıkları olduğu bir gerçek; ancak 7 Haziran (2015) seçiminden sonra gittiğimiz 1 Kasım (2015) seçimi neydi?
Erken seçim değil miydi?
ABD’de erken seçime izin vermeyen ülkenin siyasi geleneğidir; Avrupa ise bizden pek farklı değil. Avrupa’da da birçok ülkede iktidar partileri gerekli gördüklerinde erken seçime gitmekten geri durmazlar.
İlk burada dile getirildikten sonra gazetelerde ve televizyonlarda hararetle tartışıldığını görüp izlediğim konu hakkında, AK Parti sözcüsü Mahir Ünal’ın yaptığı “Erken seçimi düşünmüyoruz” açıklamasını da bu tespitler ışığında ihtiyatla karşılıyorum.
Onun açıklaması bugün için doğru olabilir, ama politikada şartlar çok çabuk değişebiliyor.
CHP’nin her an seçime gidilebilecekmiş gibi tedbirler almakta olduğu belli.
Meral Akşener ile birlikte yeni bir parti kurmak için yola çıkanlar da ellerini çabuk tutsalar iyi olacak.
Parti kurmak İçişleri Bakanlığı’na verilen bir dilekçeye bakar. Sanırım, yeni parti için yola çıkanlar, her an bunu yapacak şekilde kuruluş dilekçesini ceplerinde taşıyor, ancak sağlam bir kuruluş için de tedbirli davranıyorlar.
OHAL tedirginliği
Her an her şeyin olabildiği bir ülkede politikacıların her an seçim olacakmış hazırlığı içerisinde bulunması da doğaldır.
Erken seçim olur mu?
Olabilir de, olmayabilir de.
Seçim tarihini erkene alıp almama üzerinde düşünen/lerin şu sıralarda en fazla kafa yordukları konunun, 15 Temmuz hain darbe girişiminin hemen ardından, kısa süreli olacağı bildirilerek ilan edilmiş, ancak bir yılı aşkın kesintisiz devam eden Olağanüstü Hal (OHAL) konusu olduğunu sanıyorum.
Nasıl gidilecek seçime, OHAL ortamında mı, OHAL kaldırıldıktan sonra mı?
Biliyorum, teröre muhatap ülkelerden Fransa da OHAL ile yönetiliyor ve orada cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerine OHAL varken gidildi. Bizde de istenirse seçim OHAL’li ortamda yapılabilir.
Nitekim anayasa değişikliği referandumunu (16 Nisan 2017) OHAL sırasında yapmadık mı?
Yapılabilir, ama OHAL’li ortamda gidilecek seçim iktidarın lehine mi sonuç verir, yoksa?..
Referandumda ‘Evet’ sonucu kıl payıyla alınabildi; özellikle büyük kentlerin tavrı düşündürücüydü.
AK Parti’ye vücut veren, daha kurulur kurulmaz ilgi çekmesini sağlayan, büyük kentler belediye başkanlıklarına sahip oluşuydu; aynı kentlerde anayasa değişikliği referandumunda ‘Hayır’ oyları ‘Evet’ oylarından fazla çıktı.
Sebebi OHAL olabilir mi?
Olabilirse, OHAL’li ortamda gidilecek erken veya zamanında seçim/ler de benzer bir kazaya uğramasın?
İktidar çevresinde “Milletvekili seçimini zamanında mı yapalım, yoksa seçimin tarihini erkene mi alalım?” konusu tartışılırken OHAL konusunun bu bağlamda açılmamış olması imkânsız.
Yanlış anlaşımasın, içeriden haber alıyor değilim
Son yazılarımı okuyan dost çevremden bazıları, erken seçim konusunu erkenden gündeme taşıdığımı görünce, “Sen hâlâ içeriden haberler alıyorsun” demeye başladılar.
Bu yazımı okuduklarında.. ve OHAL konusunun seçim tarihinin belirleyicisi olabileceğini kayıtlara geçirdiğimi fark ettiklerinde.. bu kanaatlerinin iyice pekişeceğinden endişe ederim.
İçeriden haber almıyorum.
Ya ne yapıyorum?
Cumhurbaşkanı, başbakan ve AK Parti ileri gelenlerinin konuşmalarının satır aralarını okuyarak sonuçlar çıkarmaya çalışıyorum.
“Erken seçimi düşünüyorlar, fakat OHAL’li ortamın seçimi ne şekilde etkileyeceği konusu onları tereddüde düşürüyor” sonucuna öyle vardım.
“Tereddütleri varsa OHAL’i kaldırsınlar o zaman” mı dediniz?
Siz ne dediğinizi bilmiyorsunuz.
Üzerinde düşünün diye soruyorum: OHAL’in bulunmadığı ortam seçimde iktidar partisi için daha iyi bir ortam mı olacak?