"Feminist Avukatlar" sosyal medya hesabı üzerinden CaferYılmazTutuklansın etiketiyle yapılan açıklamada şu bilgilere yer verdi:
“-Yaklaşık 1 ay önce gerçekleşen cinsel istismara ilişkin Savcılık dosyasını takip ediyoruz. İstismara uğrayan 3.5 yaşında bir bebek, istismarcı ise bu bebeğin “dede”si. Soruşturma şu an Bakırköy C. Savcılığı’nda sürüyor. Ancak maalesef bu dosyada etkili bir soruşturma yürütülmüyor.
-Aile, 1 Haziran’da istismarı fark ederek 2 Haziran’da karakola giderek şikayetçi oluyor, nihayetinde dosya kapsamında annenin de bebeğin de ifadesi alınıyor. Ama bebek çok korkmuş olduğu için ne kendini ifade edebiliyor ne de muayeneye onay veriyor.
-9 gün sonra bebeğin kanaması olunca aile çaresizce hastane hastane geziyor, istismar şüphesi var diye herkes birbirine gönderiyor. Nihayetinde Cerrahpaşa’ya götürülüyor.Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Cerrahisi, Adli Tıp ve Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi uzmanları muayene ediyor
-Anne ve teyzenin dosyasında etkili bir soruşturma yürüdüğü söylenebilir. Çünkü savcı erkeğin eşi olan anneannenin tanık olarak ifadesini ve failin ifadesini de aldıktan sonra, tutuklamaya sevk ediyor!
-Erkeğin 2010’da işlediği başka bir cinsel istismar suçu sebebiyle 4 yıl hapis cezası aldığı ortaya çıkıyor! Sonunda Sulh Ceza yurt dışı çıkış yasağı veriyor. 2 gün önce iki kadına yönelik zincirleme cinsel istismar suçundan Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı!
-Bebeğin dosyası Cerrahpaşa’da muayene edildiği süreçte bize geldi. Dosyayı inceleyince gördük ki savcı, karakola 5 maddelik talimat yazmış ancak sonuçları dahi takip edilmemiş. Üstelik aile içinden olan cinsel istismar failinin ifadesi 19 gündür dosyanın içinde yok!
-Ne tanıklar dinlenmiş ne de Cerrahpaşa’dan rapor gelmiş. Bu yüzden hem eksik delillerin toplanması hem de failin tutuklanması talepli dilekçe sunarak savcıyla konuşmak istedik. Çünkü yasa dışı bağlantıları da olan sanığın yurt dışına kaçma riski de bulunuyor.
-Ancak savcının taleplerimize ilişkin verdiği ilk cevap “gidin işinizi emniyetle halledin, ben bir şey yapamam” oldu. Emniyetin 19 gündür bu dosyaya ilişkin işlemleri gereği gibi yerine getirmediğini, dosyada şüphelinin ifadesi dahil hiçbir şey bulunmadığını anlatmaya çalıştık.
-Bebeğin ifadelerden 9 gün sonra kanaması olduğu için Cerrahpaşa’ya başvurduğunu o raporların istenmesi ve dosyadaki eksik delillerin talebimiz olduğunu söyledik. Çocuğun üstün yararı ilkesi ve dosyadaki deliller gereği failin gözaltına alınıp tutuklanması gerektiğini anlattık.
-Çocuk İzlem Merkezi’ndeki adli görüşmeci de Cerrahpaşa’daki hekimler de kuvvetli istismar şüphesi olduğunu belirtmişti. Ayrıca fail, daha önce cinsel istismar suçundan 4 yıl hapis cezası almıştı! Ancak savcı bu konuşma esnasında gitgide hiddetlendi.
-Bebeğin bilgileri dosyada bulunduğu için hastaneye yazarak raporu dosyaya alabileceğini belirttiysek de “kim verdi bu raporu, kim gönderdi çocuğu, öyle olmaz” diye bağırmaya başladı.
-Oysa erkek şiddeti söz konusu olduğunda, maruz bırakılan herkes bir hastaneye gidip her şekilde şiddeti belgeleyebilir! Kaldı ki kanaması olan çocuk için polisten, savcıdan önce hastaneye gidilir?! Zaten hastane istismarı fark edip bildirim de yapmış.
-Savcı ısrarla dosyada delil yok dese de bebek ifadesinde failden bahsettiği her an çekinmiş ve korkmuş, adli görüşmeciye de ön görüşmede istismarı anlatmış. Ama savcı bebeğin beden muayenesi olmadığı için faili gözaltına bile aldırmamış? Oysa psikolojik muayene de yeterlidir!
-Tüm bunları ne kadar anlatmaya çalıştıysak da konuşma bir türlü ilerlememiş, nihayetinde bu kişinin daha önce de bu suçtan ceza aldığını söyleyince savcı “ne demek yani allah allah, bu suçu işlediğine karine midir!” diye zaten sürdürdüğü sert tavrını bağırmaya evriltmiş,
-Fail kendi kızlarına da yıllarca cinsel şiddet uygulayan biri, bu suçtan 4 yıl hapis cezası da almış ve şimdi torununu istismar etmiş, bu kişi sistematik cinsel şiddet faili” deyince savcı “çık dışarı” diye bağıra çağıra genç bir kadın olan meslektaşımızı odadan kovmuştur.
-Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddet Soruşturma Bürosu’nda görevli savcının böyle bir dosyaya karşı bu tutumu mağdur vekilliği yapmakta olan bir kadını dahi tetiklerken, şiddete uğradığı için şikayette bulunan kadınların nasıl travmatize edildiğinden/edileceğinden endişe duyuyoruz.
-Evet, bu kişi sistematik cinsel şiddet failidir. Evet, maruz bırakılan kişi erkek şiddetini her şekilde belgeleyebilir. Evet, psikolojik bulgular gözaltı ve tutuklama için yeterlidir. Bu failin bir an önce tutuklanması gerekir! Dosyada 1 aydır şüphelinin ifadesi dahi yok!
-Bu duruma karşı ses çıkarmak zorundayız çünkü bu cinsel istismarın faili hala rahatça dışarıda geziyor! Kardeşleri, akrabaları aileyi tehdit ediyor. Bunlar için uzaklaştırma kararı alsak da aile hem kendileri hem de bebeklerinin can güvenliğinden endişeli.
-Buradan Bakırköy C. Başsavcılığı’na sesleniyoruz: Bu dosyada etkili soruşturma yürütülsün; İstanbul Sözleşmesi, Lanzarote Sözleşmesi, 6284 sayılı Kanun’un gerekleri yerine getirilsin ve #CaferYılmazTutuklansın!”