Yunanistan'da yaşayan ve Filipinler'de düzenlenen Miss Earth Güzellik Yarışması'nda Türkiye'yi temsil eden Gözde Zay, ilk röportajını da Gazete Habertürk'ten Kutlu Esendemir'le yaptı...
İstanbul'da bir kariyere başlamak daha çekici değil miydi?
Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Bölümü'ne girmiştim. Ama ara ara iş geliyor, yurtdışında modellik de yapıyordum. Hani normalde bu işte başarılı olmanın bir sistemi vardır. Normalde Asya ülkelerine gidip portfolyo yapmak, modellik için doğru bir tercihtir ama bunu Türkiye'de kimse öğretmez. Ajanslar fotoğraf çekimi yaparlar, para ödersin, seni cast'a koyarlar. Ajansta tanıdığın yoksa ya da çok sıcakkanlı biri değilsen Claudio Schaffer olsan hiçbir şey yapamazsın. Eskiden sistem böyleydi; şimdi nasıl bilmiyorum. Belki bundan, belki de İstanbul'da pazar tipi olmamamdan sanırım burada başlayamadım.
Sıcakkanlılıktan kastınız ne?
Ajansın sahibine şirin görünmek, sürekli arayıp, "İş var mı?" diye sormak, onun tacizlerine; "aşkım, canım"larına gülüp geçmek vesaire. Benim yapımla alakası olmayan bir şey yani...
Bir de eskiden kadın model olmak zordu. Son yıllarda arkadaşlarımdan duyduğum erkek modeller daha çok zorluk çekiyorlarmış.
Erkek modeller neden zorluk çekiyormuş?
Fashion Industry'de (moda endüstrisi) artan gay nüfusu olabilir mi? (Gülüyor)
Öyle bir artış var mı zannedildiği gibi?
Elbetteki var. Sadece burada değil dünya üzerinde.
Neden?
Gay olmak tabu olmaktan çıkıp trend olmaya başladı. Oldukça garip. Bazılarının hiçbir hormonal bozukluğu yok. Başka ne gibi bir bilimsel nedeni var; bilmiyorum. Hatta benim gerçekten gay olan arkadaşlarım bile böyle bir şeyin varlığından oldukça rahatsız. Ne kadar mantıklı gelir bilmiyorum; gay olmadığı halde bir erkekle beraber olmak. Dünya üzerindeki bütün ya da çoğunluk designer'ların (tasarımcı) fotoğrafçıların hepsinde hormonal bir bozukluk olması gibi bir durum söz konusu değil sanırım. (Gülümsüyor)
Siz niye magazin medyasında pek görünmüyorsunuz?
Türkiye'de çalışmadığım için... Ama çalışsaydım da magazinin neresinde olurdum bilemiyorum. Toplumda örnek alınan insanların klasik olacak ama yaptığı işler ve o işlerdeki mizahla gündeme gelmesinden yanayım. Magazin, merak edilen bir şeyleri verirken, bir şeyler de katmalı insanlara. Mesela birinin eşini aldatmasının, çarpık ilişkilerin ya da on kere evlenen birinin haberin yapılıp insanlara örnek verilmesinden daha kötü ne yapabilir bir magazinci ülkesine? Böyle şeyleri sıradanlaştırmak bence oldukça tehlikeli bir durum.
Yunanistan'la, Türk magazin dünyasını kıyasladığınızda nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
Yarışmadan sonra bana Türkiye'de de soru yöneltti gazeteciler. Sorular öyle ilginçti ki; "Güzelliğimi kanıtladım", "Kimse benimle yarışamaz" gibi cümleler kurmamı bekliyorlardı. Benim cümlemi değiştirip, "Böyle mi demek istediniz?" diye farklı sorular sordular. Her cümlede bir düzeltme yaptım diyebilirim. Meydan okumayı seven ya da insanların birbirinden üstünlüğünün kesin olarak anlaşılabilirliğine inanan biri değilim. Herkes farklı ve herkes farklı ölçüde başarılı olduğuna inanan biriyim. Oysa onlar her cümlemde bir meydan okuma yaratmaya çalışıyorlardı. Burası büyük sözler söyleyenlerin ülkesi.
Kutlu Esendemir - Gazete Habertürk