Diken'den Canan Coşkun'un haberine göre; altı gazetecinin tutukluluğuna gerekçe olarak gösterilen MİT Kanunu'na muhalefet suçu üç yıldan dokuz yıla kadar hapsi öngörüyor. İnfaz değişikliğiyle denetimli serbestlik süresi üç yıla çıkarıldığı için, yargılama sonunda alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilse bile gazeteciler kapalı cezaevinde kalmayacak.
Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu, 4 Mart'ta Libya'da yaşamını yitiren MİT mensubunun Manisa'daki cenazesine ilişkin haber gerekçe gösterilerek gözaltına alınmıştı. Aynı gün haberi yazan muhabir Hülya Kılınç da gözaltına alınmış, iki gazeteci gece yarısı MİT Kanunu'na muhalefet suçlamasıyla tutuklanmıştı.
MİT mensubunun cenazesiyle ilgili tweeti nedeniyle aynı saatlerde Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel ve bu tweetlerin haberleştirilmesi nedeniyle Yeni Yaşam gazetesinin yöneticileri Ferhat Çelik ve Aydın Keser de savcılıkta ifade vermiş, tutuklanması talep edilen üç gazeteci yurt dışına çıkış yasağı ve karakola imza vermeleri şartıyla serbest bırakılmıştı. Savcılığın ertesi gün karara itiraz etmesiyle tekrar hakim karşısına çıkarılan gazeteciler bu defa tutuklanmıştı.
Derhal tahliye edilmeleri gerekiyor
Hülya Kılınç'ın avukatı Onur Cingil şunları söyledi:
"Gece yarısı operasyonu ile sırf bu soruşturmadaki gazeteci dostlarımız tahliye olmasın diye MİT Kanunu'nu kapsam dışı bırakmaya çalıştılar. Bu bir hıncın sonucuydu. Zira Türkiye'de bu suçtan tutuklu 10 kişi bile yoktur. Hedefin kimler olduğu belliydi. Zaten altı gazeteci bu dosyadan tutuklu. Gerek eski düzenlemeler gerekse de yeni düzenlemenin ruhu gereği tabiri caizse yatarı olmayan bir suçtan tutuklu bulunmaları hukuka açıkça aykırı. Altı gazetecinin 'iddianamesi bile halen yazılmayan' bu soruşturmadan derhal tahliye edilmesi gerekmektedir."