Geçtiğimiz günlerde MHP ile yaşanan gerginliğin ardından Ebru Baki'nin program partneri ve Habertürk Ankara temsilcisi Bülent Aydemir görevden alınmıştı. Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Kürşad Oğuz da istifa etti.
Bahçeli'nin "Habertürk TV İzlemiyorum" tweetini atmasından sonra, MHP ile ters düşen yöneticilerini kapının önüne koyan Habertürk yönetimi kriz yönetimini beceremediği gibi, ne kadar iradesiz ve güçsüz olduğunu göstermiş oldu.
Partneri kovulan Ebru Baki hiçbir şey olmamış gibi yayına çıkarken, Habertürk TV de kendi yöneticilerine sahip çıkmayan bir kanal olarak tarihe geçti.
Eski AKP'li Ahmet Davutoğlu'nun Gelecek Partisi, "Özgür medyanın yanındayız" diyerek Habertürk TV'ye destek açıklaması yaptı. MHP'nin Habertürk'e yönelik baskılarına tepki gösterdi. Oysa Habertürk'ün patronu ve tepe yöneticileri o baskı hakkında tek kelime etmemişti. Aksine sesini çıkaran iki önemli ismi kapının önüne koydu.
MHP'li bazı yöneticilerin Ebru Baki'ye ve kendi kurumlarına yönelik hakaretlerini sineye çeken Habertürk Patronajı, Kürşad Oğuz ve Bülent Aydemir'in arkasında duramadı.
Aslında Habertürk'ün Kurucusu Ufuk Güldemir'den miras kalan "gücü özgürlüğünde" sloganına hiç de layık olmadıklarını bir kez daha sergilemiş oldular.
İşte Gelecek Partisi'nin Habertürk ve patronu Turgay Ciner'in hiç hoşuna gitmeyecek olan açıklaması:
"Türkiye’de iktidarın baskısı ile birçok medya organı iktidar yandaşı şirketlere devredildi ve havuz medya düzeni yaygınlaştırıldı. Bağımsız ve doğru habercilik yapan mecralar ise sansür, tehdit ve iftira ile susturulmaya çalışılıyor. Halkın bağımsız haber alma hakkını kısıtlayan bu uygulamalar ile ülkemiz ifade özgürlüğü alanında dünyanın en kötü sicile sahip ülkelerinden biri haline geldi.
İktidarın küçük ortağı ise kendi gerçekliğini tehdit ve şiddet yoluyla hayata geçirdi. Şimdiye kadar MHP Yönetimi tarafından hangi gazeteciler hedef gösterildiyse ya fiziki saldırıya uğradılar ya da işlerinden oldular. Partimizin Genel Başkan Yardımcısı Sn. Selçuk Özdağ da benzer alçak bir saldırının hedefi oldu. Saldırıyı gerçekleştirenler ise serbest bırakılarak, başka baskılara kapı açıldı. 1930’lu yılların Almanya’sına benzer şekilde, sokak ortasında gazeteci ve siyasetçilerin ölümcül şiddete uğraması karşısında duyarlı tüm vatandaşlarımızla ve basın mensupları ile dayanışma içinde olduk.
"HABERTÜRK TV'YE YAPILAN BASKILAR KABUL EDİLEMEZ"
"İktidarın küçük ortağı tarafından son günlerde Habertürk TV’ye yapılan baskılar kabul edilemez. İktidar, küçük ortağı ve mafyanın tehditlerine ve baskılarına karşı, başta Habertürk TV olmak üzere, tüm bağımsız medyanın yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz."