Birçok müşteri, midelerini bozma korkusuyla restoranlarda kabuklu deniz ürünlerinden uzak durur. Peki bu insanlar hayatlarındaki en iyi deniz ürününü yemeyi sebepsiz yere kaçırıyorlar mı, yoksa korkuları konusunda haklılar mı?
HuffPost, gıda güvenliği uzmanlarıyla dışarıda yemek yemekten kaçındıkları yiyecekler ve neden sizin de bunu yapmak isteyebileceğiniz hakkında konuştu...
Süslü Fransız bistrolarının gözdesi olan et tartar, çiğ kıyma, arpacık, kapri, zeytinyağının karıştırılıp üzerine hardal ve çiğ yumurtanın eklenmesiyle oluşur. Eğer bir gurmenin kabusu gibi duyuluyorsa, evet öyle.
Normalde ev aşçıları kendilerini gıda zehirlenmesinden korumak için, kıymayı yemeden önce 160 derecede pişiriyorlar ve bunun oldukça iyi bir sebebi var. Yemek bilimcisi ve “150 Food Science Questions Answered” kitabının yazarı Byran Quoc Le’nin dediğinde göre, “Et elde edilirken, kesim aşamasında hayvanın vücudundaki dışkının çiğ et ile temas etmesi kaçınılmazdır.”
Byran Quoc Le, “Normalde kasap eti, dezenfekte edici bileşenler ile temizlenir” diye açıkladı; “Ancak sığırın bağırsaklarını içinde bulunan, E.coli alt değişkeni O157:H7 gibi bazı patojenik mikroorganizmalar bu tedavilere karşı oldukça dirençli.”
Le’ye göre, E.Coli gibi bir patojenin hayatta kalıp gıda zehirlenmesine yol açması için sadece birkaç hücre bile yeterli, işte bu yüzden bütün potansiyel patojenleri öldürmek için eti pişirmek oldukça gerekli.
Çiğ etin kimseyi zehirlemeyeceğinden emin olmanın yolu, şirketlerin bunu güvenli bir şekilde hazırlayacağına güvenebilmekten geçer. Penn State yemek bilimleri departmanının kıdemli gıda güvenliği uzmanı Martin Bucknavage şöyle açıkladı:
“Beğenmediğimden değil, ama patojenik E.coli gibi patojenlerin bulaşıcılık riski daha yüksek. Birileri gerçekten restoranlara, yemekleri hazırlarken, bunu bütün patojenleri eleyecek bir yöntemle yaptıkları konusunda güveniyor.”