Oyunculukta hedefine henüz ulaşmadığını söyleyen Gizem Karaca, Vatan gazetsinden Melis Güvenç'in sorularını yanıtladı;
İnsanlık Suçu nasıl bir deneyim oluyor?
Bu diziyi Ağustosta kabul etmiştim ve o zamandan beri her sürecinde varım. Bu yüzden bu işi çok sahiplendim. Belki klişe olacak ama setimiz ve enerjimiz harika.
Oyuncularla aramız çok iyi. Yapımcımız Efe İrvül ve yönetmenimiz Barış Yöş çok güzel bir dünya yarattı. Başka bir yönetmen böyle bir konuyu bu kadar iyi aktaramazdı. Hepimiz işi çok severek yapıyoruz, keyfimiz yerinde, reytinglerimiz iyi bu yüzden mutluyum.
Senin her setinin enerjisi çok pozitif bunda bence senin etkin var. Sen ne düşünüyorsun?
Nasıl bir enerji etrafa saçarsan öyle bir enerji sana geri döner. Ben burada negatif olan, kimseyle konuşmayan, kapalı biri olursam eminim insanlar bana karşı öyle olur.
Bu tarz insanlarla çalıştığımız oluyor. Onlara karşı açıkcası böyle bir yakınlığım olmuyor. Ama genelde kendimle ilgili en sevdiğim özelliğim pozitif olmam ve bunun ortamda da hissedilmesi.
Hiç pesimist olduğun zamanlar olmaz mı?
Herkesin olduğu gibi her şeyden bıktığım, evden çıkmak istemediğim, pesimist zamanlarım oluyor. Ama bunun kendimde yer etmesine izin vermiyorum. Çünkü annemin hep söylediği bir laf vardır. “İnsan hep iyi anıları hatırlar, kötüleri siler” der. Bu yüzdem kötü anıları siler geçerim, üzerinde çok durmam. Çünkü öyle yaşanmaz.
"Herkeste olduğu gibi benim de her şeyden sıkıldığım, evden çıkmak istemediğim zamanlar oluyor."
Duygun yoksa insanlıktan uzaksın
İnsanlık suçu denince senin aklına neler geliyor?
Duyguları yok olduğunda insanlar çok suç işliyor. Acımasız davranıyor ve kimseye acımıyor. Bir şeye karşı duygusal davranmamak ve yaklaşmamak bana göre bir insanlık suçu. Duygun yoksa insanlıktan uzaksın. İnsanlık suçunun illa cinayet olması gerekmiyor. Trafikte bile birinin senin kaza yapmana sebep olması bir insanlık suçu bence.
Peki sen böyle şeylerle karşılaşsan tavrın tarzın ne oluyor? Oradan uzaklaşır mısın yoksa kalıp meydan okur musun?
Eskiden uzaklaşıyordum ama artık meydan okumaya başladım. Eğer bir şey dersem belki tek başıma bazı şeyleri değiştirebilirim diye düşünüyorum. Bu yüzden ters bir durum olduğunu gördüğümde pasif kalmak istemiyorum. Birinin bir kediyi kafeden kovduğunu gördüğümde bile susmuyorum artık.
Elinde olsa neleri çoğaltmak istersin?
Vaktimi, zamanımı çoğaltmak isterim. Zaman çok değerli ve yetmiyor.
Vaktin çoğaldı diyelim, yapmak istediğin bir şey kaldı mı?
Yapmak istediğim çok şey var. Rafting, kano, paraşüt yapmak istiyorum. Adrenalin dolu sporları denemek istiyorum. Bunları yapacak imkanım var ama bunu hiçbir zaman kullanmadım. Bu yüzden bu yaz biraz hareketli geçecek.
Dizide para için değişen insanlar var. Sen biri veya bir şey için değişmeyi göze alır mısın?
Evlendiğimde eşimin hoşuna gitmeyen şeylerim olsaydı onu üzmemek için bunlara dikkat ederdim. Ama başta beni bu karakterimle sevdiği için kendimden ödün vermem ve değişmem. Zaten böyle bir şeyi o da istemez. Para kazanmaya gelince, hayatın kanunu bu, imkanlarınızla beraber yapabileceğiniz şeylerde artıyor. Bunun yanlış anlaşılmasını asla istemem her şey para değil ama para insanların yaşam alanını genişletiyor. İnsanı rahatlatıyor ve bir güven veriyor. Bunu kimse inkar edemez. Ama hiçbir zaman para beni yönlendiren ve peşinden koştuğum bir şey olmadı.
Kariyerinde kendini ispatladığını düşünüyor musun?
Evet düşünüyorum ama daha fazlasını yapmam lazım. Nedense hala ulaşmam gereken yere ulaşamadığımı düşünüyorum. Yurt dışında oyunculuk yapmak, yabancılarla çalışmak istiyorum. Bunu yapabileceğimi düşünüyorum sadece bunun için imkan olması çok önemli. İlkokul ve ortaokulu Amerika’da bitirdim anadilim neredeyse İngilizce. Bu konuda da kendimi göstermek istiyorum. Oyunculukta sınırlı kalmak istemiyorum. Çok iddialı işlerle başlamak gibi bir şartım yok. Ufak bir rolde olsam bile kendimi tatmin etmiş olurum bu konuda. Bu arada yapmak istediğim sadece oyunculuk da değil. Aynı zamanda yönetmen olmak istiyorum. Zamanı gelip anne olduğumda yönetmenlik yapma niyetim var. Dizi, film ayırmam ama ilk yönetmenliğimde dizi tercih etmem.
Evlilik düzenine alıştın mı?
Kemal’le hala bunu anlamış değiliz, hala seyahatte gibiyiz. Eylül’de evlendik ve hemen akabinde dizi hazırlığına ve çekimine başladık. Kemal’in işi İzmir’de olduğu için iki üç gün boşluğum olduğunda ya o geliyor ya ben gidiyorum. Bu şekilde dengede tutuyoruz.
Ayrı şehirlerde olmak bir dezavantaj değil mi?
Bu kötü bir şey değil. Büyükler hep gözden uzak olan, gönülden uzak olur der ya buna katılmıyorum. Bu iki kişinin arasındaki bağa ve hayat tarzıyla alakalı. İkimizde işkolik insanlarız. Birbirimizi anlıyoruz.
Aşka bir ömür biçilmesine ne diyorsun?
Bu durum herkes için farklıdır. İlla her ilişki bir noktadan sonra sevgi ve alışkanlığa dönüyor. Mesela anne ve babama baktığımda hep beraber olduklarını ve her şeyi birlikte yaptıklarını gördüm. Belki de bu yüzden kendime böyle bir eş buldum. Bence saygı sınırını geçmediğimiz sürece aşk da, sevgi de her zaman devam eder.