Guardian gazetesi yazarı Simon Tisdall;
"Recep Tayyip Erdoğan'ın asabi bir mizacı var. Geçmişte de siyasi rakiplerine karşı ne derece acımasız olduğunu gördük. O yüzden Cuma akşamı gerçekleşen darbe teşebbüsüne karşı da nasıl bir tepki verebileceğini tahmin edebiliyoruz.
"Erdoğan'ın çatışmacı üslubu, belki biraz maddi sıkıntılar içerisinde geçen çocukluğuna biraz da İstanbul Belediye Başkanı'yken maruz kaldığı muameleye dayanıyor olabilir.
"Ancak sert adam imajının asıl kaynağı, Türkiye için en iyisini kendisinin bildiği yönündeki ataerkil düşünce yapısı.
"Erdoğan Başbakan seçilmesinden bu yana sık sık aleyhindeki komploların hedefi olduğunu söyler. Genelde bu komploları üretenlerse ülke dışarısındaki gizli düşmanlardır. İstenmeyen kişi olarak öne çıkan en net isim ise Fethullah Gülen.
'Yeni bir tasfiye dönemi'
"Dün akşam Erdoğan İstanbul'a indiği sırada başarısız olduğu ortaya çıkmış olan darbe için Cumhurbaşkanı doğrudan orduyu, ya da en azından ordu içerisindeki yapılanmaları işaret etti.
"Darbe girişimini 'Allah'ın bir lütfu' olarak yorumlayan Erdoğan bu sayede ordunun da temizleneceğini söyledi. Darbeye teşebbüs edenler 'ağır bedel' ödeyecekti.
"Erdoğan'ın konuşmasındaki tehditler, yeni bir tasfiyenin sinyallerini veriyordu.
"Orduda yapılacak tasfiyenin meşruiyeti hayati. Türkiye muhafazakâr olsa da silahlı kuvvetlerine saygı duyan bir ülke.
"Cumartesi günü konuşan Binali Yıldırım, 3 bine yakın ordu personelinin gözaltına alındığını söyledi. Yıldırım bir gazetecinin sorusu üzerine de hükümetin idamı geri getirme yönünde yapılabilecek yasal düzenlemeleri değerlendireceğini de vurguladı.
"Erdoğan Batılı liderler tarafından çok sevilen bir isim değil. ABD'yle Kürtler ve Suriye yüzünden, AB'yle ise göçmen krizi yüzünden sert tartışmalara girmişti. Erdoğan'ın insan hakları ve basın özgürlüğü konusunda yaptıkları da sürekli eleştiri konusu oluyor.
Washington ve Brüksel'de 'soğuk duş etkisi'
"Ancak Erdoğan'ın ve AKP hükümetinin silah zoruyla iktidardan indirilmesi tehdidi, parlamentonun bombalanması, Washington ve Brüksel'de soğuk duş etkisi yarattı.
"Erdoğan sorunlu bir lider olabilir. Ancak Türkiye gibi stratejik öneme sahip bir NATO ülkesinde seçilmeden iktidara gelecek bir askeri cunta kuşkusuz daha kötü bir tabloyu doğuracaktır.
"Şimdi önümüzde Erdoğan'a sempatinin ve desteğin artacağı bir dönem olacak. Bir takım kusurları olsa da Erdoğan sonuçta demokrat birisi.
"Erdoğan ender bulduğu bu dayanışma anını iyi değerlendirir ve içgüdüsel intikam alma duygularını törpülerse akıllılık eder.
"Şu anda şoka girmiş ve yara almış bir toplumu birleştiren itidalli devlet adamı rolünü oynama şansı var.
'İtidalli devlet adamı' rolü
"Ancak en büyük endişe Erdoğan'ın askeri kalkışmayı kullanarak Kürtlere karşı yürütülen ilan edilmemiş savaşı daha da tırmandırması, çok tartışılan yeni anayasayı ve başkanlık sistemini kabul ettirmesi ve basın üzerindeki baskının daha da artırılması.
"Eğer Erdoğan bu yolu tercih ederse toplayacağı destek de kısa soluklu olur.
"Eğer Erdoğan darbe için Türkiye'yi yok etmeyi amaçlayan dış güçleri suçlayıp ülke içindeki baskısını artırırsa elde edeceği tüm büyüklüğü yitirir.
"Eğer şu anda demokrasinin kurtarıcısı olarak görülen Erdoğan darbecileri cezalandırmak için özgürlükleri daha da kısıtlama yoluna giderse, atacağı adımlar Türkiye için de zarar verici olur. Şu anda olaylara aşırı tepki vermek Erdoğan'ın ve Türkiye'nin en büyük düşmanı."