Gülper Özdemir, Vatan gazetesinden Melis Güvenç'in sorularını yanıtladı:
Meleklerin Aşkı ile yeni bir başroldesin nasıl geçiyor günlerin?
Çok güzel bir yaz geçiriyorum. Günlerim en sevdiğim işi yaparak; oldukça yoğun ve yeni bir projenin verdiği heyecanla dolu dolu geçiyor. Aslında tam da istediğim gibi bir yaz yaşıyorum. Meleklerin Aşkı dizisi; benim ilk kez komedi oyunculuğumu da gösterdiğim bir iş olacak , dolayısı ile hem mutluyum hem de çok heyecanlıyım.
Kariyerine hızlı bir yükselişle başladın seni hep başrolde izliyoruz nedir bunun sırrı?
Aslında Türkiye’ye gelip direk başrol oynamaya başlamışım gibi yanlış bir algı var sanırım. Oysa buradaki ilk yer aldığım projede yan rollerden birindeydim. Diğer taraftan öncesinde Frankfurt’ta aldığım oyunculuk eğitimleri, Fankfurt ve Newyork da rol aldığım tiyatro oyunları var. İlk çalıştığım proje sonrasında, yapımcımız yeteneğime inanıp bana şans tanıdı ve başrolü verdiler. Bu şansımın değerini biliyorum. Ben de bu şansı iyi kullandım, disiplinli davranarak çok çalışarak kendimi ve yeteneğimi ispatladım. Sonrasında da yeni projeler o doğrultuda oldu.
Oyunculukta kariyer planlaması yaparak mı ilerliyorsun yoksa gelen fırsatlara göre mi hareket ediyorsun?
Hayatımla ilgili çok uzun vadeli planlar yapan biri olmadım açıkçası, dolayısıyla oyunculukla da ilgili çok plan yapmıyorum ama tabi ki gerçekleştirmek istediğim hayallerim var.
Mesela kült bir filmde yer almak isterim. Kariyerimde ilerlerken proje konusunda seçici davranıyorum kolay beğenemiyorum. Hemen her gelen işi bu da olsun, bunu da yapayım diyerek kabul edemiyorum. Bayağı ince eleyip sık dokuyorum yani.
Meleklerin Aşkı dizisi ve Melek nasıl bir deneyim oluyor senin için?
Biraz önce de söylediğim gibi ilk komedi dizi projem olduğu için çok heyecanlıyım ve mutluyum. Bugüne kadar dramatik, mağdur kız rollerindeki oyunculuğumla ekrandaydım. Şimdi oyunculuğun geniş bir renk dağılımı olduğunu deneyimleyip komedi oynayabildiğimi de göstereceğim.
Melek deli dolu, pozitif, eğlenceli biri. Dizide hepimiz bir meleğiz ve hepimiz aşkı arıyoruz. Hayatta yaşadığımız her şeyin sebebi aşk, her şeyin altında aslında aşkın yattığını anlatan bir dizi. Melek de dünyayı gezen doğa aktivisti, haksızlığa gelemeyen dürüst biri. Bu yönleriyle birbirimize benziyoruz.
Sen hiç meleklerin aşkı gibiydi dediğin bir aşk yaşadın mı?
Evet, yaşadım. Aşk çok güzel bir şey; bir kere sizi güzelleştiriyor, içinizdeki farklı birini ya da başka farklı özelliklerinizi keşfetmenizi sağlıyor. Ama şu an hayatımda biri yok.
Romantik komedide yer alan başrollerin büyük fan kitleleri olur bu duruma, şöhrete hazır mısın?
Şöhret benim için bir amaç ve sonuç değil. Tek derdim içinde olduğum işin iyi olması. Bu yüzden şöhret için bir hazırlık yapmıyorum. Tanımadığım kişilerin yanıma gelip benimle sohbet etmeleri şu an bana çok ilginç geliyor ama bu durum çok hoşuma da gidiyor.
Birçok kültür görmüş, gezmiş biri olarak etkileri sana neler oldu?
Her yere, her koşula, her şekilde kolayca adapte olabilmeme çok olumlu etki ediyor en başta. Türküm ama Almanya’da doğup büyüdüm. Buraya geldiğimde hiç sıkıntı çekmedim.
Senin restorantta keşfedilen bir oyuncu olduğun yazılıyor, öyle mi?
Öyle bir keşif hikayem yok. Bu konu bir röportaj sırasında; farklı ülkelerde okurken yaşarken yaptığım işleri anlatırken söylediğim ve yanlış aktarılan bir şey oldu. Yani yurt dışında garsonluk da yaptım, otistik çocuklara eğitmenlik de yaptım, küçük tiyatrolarda da oynadım şeklinde bahsetmiştim.
Oyunculuk eğitimi almaya başladığımda bir Alman ajansına yazıldım. Başka ülkelerde eğitimlerim ve işlerim devam ederken Türk bir cast direktörü beni Almanya’daki ajansım üzerinden buldu ve oyuncu seçmelerine çağırdı. Yoksa beni bir kafede gördü ve buraya çağırdı diye bir hikayem yok. Türkiye’ye gelmem tamamen profesyonel adımlarla oldu.
Türkiye kariyerinde son durağın mı?
Hayatımda asla son durak yok. Her yere açılmak ve keşfetmek isterim. Bu Hollywood da olur, Bollywood da. İşin çok başındayım, daha yeni yeni ısınıyorum... Bunları düşünmüyorum.
Başkalarının kurallarına göre yaşamak istemem
Planlı biri değilim. Başkalarının çizdiği kurallara göre yaşamayı sevmiyorum.Hayatımın akışına ve yaptığım seçimlerin ne olduğuna ben karar vermek isterim. Bunu yapamadığım yerde de kalamam. Kendi doğrularım üzerine, kendi kurallarımla yaşamak isterim. Ne istediğimi biliyorum. Dışarıdaki normlar, kurallar beni rahatsız eder.