AYŞE ARMAN'IN YAZISINDAN BİR BÖLÜM..
Adam, iki eliyle boğazını o kadar sıkıyor ki, aslında boğulmanın son aşamasına geliyor, hatta bu son aşamada yaşanan birtakım fiziki reaksiyonlar oluyor bedeninde... Kadıncağız öldü ölecek... Yani adam sadece tecavüz etmekle kalmamış, aynı zamanda canına da kastetmiş... Can çekişirken, “Beni gündüz görsen tanır mısın?” diye soruyor, dehşet içindeki kadın, can havliyle “Hayır” diyor. “Bana numaranı ver... Bu yaşananları da kimseye anlatma yoksa yine tecavüz eder, boğazını keserim!” diyor ve kadıncağızı bırakıyor.
Sonra kadın, polise başvuruyor.
Adamı yakalıyorlar, cehennemin dibine gitmesi gereken aşağılık mahluk, o bilinen yalanları sıralıyor.
- Kendi isteğiyle oldu...
- Beni beğendi, istedi...
- Karanlık bir yere çek dedi...
- Önce yap dedi, sonra yapma dedi...
- Onun rızasıyla oldu...
- Seni seviyorum dedi...
YAŞAMA HAKKIMIZI DA MI KULLANAMAYACAĞIZ
Evet, hepimiz sosyal medyada, Ankara’da yaşanan bu vahşete isyan ettik.
Azerbaycan ve Türk vatandaşı olan bu öğretmenin yanında yer aldık.
Ama yeterli mi?
Ben S. ile konuştum... İçim parçalandı.
O kadar kötü durumdaki psikolojisi, kendini sorguluyor, kendinde kusur arıyor.
Ona bu zulmü yaşatan aşağılık şoföre de bütün tecavüzcü erkek zihniyetine de lanet olsun!
S. şu anda intihardan söz ediyor.
Çok güzel bir kadın bu arada.
Düşünebiliyor musunuz, “Keşke güzel olmasaydım!” diyor.
Bunu sorguluyor. Ağlama krizleri yaşıyor. Sonra duruyor. Öfkeleniyor. Adama kızıyor. Kendine kızıyor. İsyan ediyor. Ölmek istiyor. “İnsan içine çıkamam!” diyor. Başına gelenlerden utanç duyuyor.