Nasıl gidiyor hayat?
İyi gidiyor. Altı hafta süren ‘Geleceğin Starı’ yarışması seyircinin ilgisini çekmedi, kanalın istediği reyting alınmayınca bitirdik. Ancak yapımcılar seçtiğimiz oyuncularla çok ilgilendi. Anadolu’da pırıl pırıl çocuklar var, onlara birçok teklif geliyor. Yeteneklilere köprü olalım istiyorum. Hiç sahneye çıkmamış çocukları çıkardık, iyi sonuç aldık. Biri Aksaraylı, biri Rizeli. Kendilerini göstermeyi başardılar.
Yarışma bitti ama ‘Meleklerin Aşkı’ dizisini yönetiyorsun şimdi...
Yarışma varken sağ olsun Ersoy (Güler) bana dedi ki: ‘Meleklerin Aşkı’nı çeker misin? Seve seve dedim. Daha önce Oya Başar ile 40 haftaya yakın ‘O Hayat Benim’ dizisinde çalışmıştık. Yine yollarımız kesişti. Aile işi, sıcak bir iş. Set mekanı evime de yakın, yürüyerek gidip geliyorum. Mutluyum.
Kızın Zeynep artık 19 yaşında. Epey yetenekli, genlerini sanırım senden almış. Videoları, esprileri çok konuşuluyor.
Zeynep farklı bir kız. Enerjisi çok yüksek. Geçenlerde yine tendonlarını kopardı. Bütün kız çocuklarını, bütün evlatlarımızı çok seviyorum. Benim üç kızım var: Zeynep, İlknaz ve Ayşe. Gençken ben de çok hareketliydim ama Zeynep benim iki katım enerjide. Çok hiperaktif, her şeye yetişmeye, insanları mutlu etmeye çalışıyor. İtalya’da oyunculuk okuyor, ben de destekliyorum.
Bazen paylaşımları yüzünden çok da eleştiriliyor.
Onu çok konuştuk. “Ölçüyü kaçırma kızım” diyorum. Çünkü ölçüyü kaçırdığı zaman öyle ya da böyle ucuz bir malzeme olabiliyor insan. İşiyle var olsun istiyorum. Her zaman yanında durdum. Fiziği güzel, yetenekli, akıllı bir kız Zeynep. Gidiyor, Avrupa Parlementosu’nda sorular soruyor mesela, böyle özellikleri de var. Şimdi YouTube kanalı açmaya hazırlanıyor. Çok gayretli, içi içine sığmıyor. Hiçbir yaptığını kötü niyetle yapmıyor.
BEN ‘PİNPON TOPU BABA’ TÜRÜNDENİM
Türkiye’deki standart bir baba fügürüne göre biraz farklısın. Mesela Zeynep seksi dans videosunu yayınlayıp çok eleştirildiğinde, sen “Sadece iyi bir insan olsun yeter” dedin. İnsanlar bunu bile eleştirdi...
Ben vazgeçmeyeceğim bu dediklerimden. Çocuklar benimle her şeyi paylaşır. Ben sert biri olarak düşünemiyorum kendimi. Valla kadınlar bizi ele geçirmiş, zıp zıp oynatıyorlar.
Hamdi Alkan nasıl bir baba?
Ben herhalde ‘pinpon topu baba’ türündenim. Çok seviyorum çocuklarımı. Bütün derdim bir işle meşgul olmaları, ülkeye, dünyaya faydalı olmaları.
Zeynep’in koyduğu fotoğrafa yorum yapıyorsun, erkek arkadaşıyla tanışıyorsun. Bunlar olmalı mı sence?
Bence kesinlikle olmalı. Yarın öbür gün çocuğun başına bir şey gelse “Gördün mü bak!” diyecekler. Hayatta kimin başına ne geleceğini bilemezsin ama dinlemek gerekiyor, çocuklarla yürümek gerekiyor. Eşim Selen (Görgüzel) için de geçen gün “Mayolu fotoğrafın güzel olmuş” dedim. Hakikaten de güzel bir fotoğraftı. İçimden geldi, söyledim.
SELEN DENİZE MAYOYLA GİRİYOR, PARDESÜYLE GİREMEZ
Seni eleştirenlere kızıyor musun?
Ergen klavye mesajlarını çok ciddiye almıyorum. Hakaret ve küfür, insanın kulağına geliyor ve üzüyor ama çok da umrumda değil. Kimse kimseyi ilgilendirmemeli! Selen, denize, havuza mayoyla giriyor, pardesüyle giremez. Başkası haşemasıyla girer, bir başkası kadın erkek ayrı yerde girer. İsteyen bununla ilgili fotoğraf paylaşır isteyen paylaşmaz. Kadın spor yapıyor, sağlıklı görünüyor. Verdiği fotoğrafın anlamı çok açık: Spor yapan, sağlıklı, dinç bir anne.
Her yazılanı okuyor musun?
Hayır. Bir ikisine baktım, çok ciddiye almıyorum. O kadar alıştım ki. Artık birbirimize küfür etmeyelim, gelin birleşelim; benim duygum bu. Ne yapayım gidip eşimin, kızımın saçlarını mı yolayım? Böyle mi mutlu olacaksınız? Hayır, bunu yapmayacağım. Dünya yeterince kötü.
“Kızını, karını döv” diyenler bile var. Çok cahilce değil mi?
Çok acıklı. Ben bugün en üstteki yöneticilerimizin de artık böyle düşünmediğine inanmak istiyorum. Çünkü böyle düşünmeyen bir babayım. Karımı, kızlarımı ahlaksızlığa teşvik ediyormuşum gibi abuk subuk şeyler deniyor. Bunları aşmış olmamız lazım. En fanatiğinden en muhafazakarına sevilen biriyim ben. Tek kriterim iyilik. İnsanları dinlemeye, onları kırmamaya çalışıyorum. Kimseye tepeden bakmıyorum. 100 kişi fotoğraf çekmek istese 100’üncüye kadar bekliyorum. Herkese saygı gösteriyorum.
12 YILDIR PROGRAM YAPMIYORUM, MAŞALLAH HER GÜN GÜNDEMDEYİM
Karşılığını beklemek de hakkın...
Birbirimizi duymuyoruz artık, güzel şeyler çok azaldı. Bir tweet atıyorsun, 200 tane yorum geliyor. Yunanistan cayır cayır yanıyor. “Yansın gavurlar!” diyen bir zihniyete karşı yapıyorum ben bunu. O zihniyetle mayoyu eleştiren zihniyet aynı.
Üzerinde mahalle baskısı var mı?
Var. Ben toplumun ahlaki değerlerine önem veririm. Ama bu, karşı tarafın özgürlüğünü kısıtlayacağım anlamına gelmiyor. Sevdiklerime güvenirim.
Eşine koyduğun bir sınır var mı?
Var. Ölçüyü kaçırmasınlar. Selen bir tane fotoğraf paylaştı, iki gün sonra bir daha paylaşırsa o benim için iyi olmaz. İş başka noktaya gelir. Bir şeyin cılkını çıkarmamaktan bahsediyorum. “Gündeme gelmek istiyorlar” diyorlar. Ben gündeme gelmek istesem çok rahat gelirim. Gündeme gelmek gibi bir derdim yok. 12 senedir program yapmadığım halde maşallah her gün gündemdeyim.
EŞİM SELEN’İN ESKİ EŞİYLE GÖRÜŞÜRÜM, BU BEŞERİ BİR TAVIR
Dört yıllık evlisin. Baba olmayı tekrar düşünüyor musun?
Bir ara bunu Selen’le konuştuk, sonra baktık ki bizim çocukların büyüyeceği yok, planları askıya aldık. Küçükken çocukların her şeyi çok kolay. Büyüdükçe daha çok sorun getiriyorlar. Tatlı tatlı sorunlar işte... Hele bi de ünlü babaların kızlarıysa, onlardan hiçbir şekilde desteğini esirgememek gerek. Bu anlamda yeni bir çocuk için bir şey diyemiyorum. Kısmet...
Eşin Selen ve eski eşin Canan Hoşgör’ü de özel günlerde aynı karede görüyoruz. Genelde erkekler o bağı kuramaz.
O bağı her zaman kadın kurar. Burada mimar Selen. Biz de onun başardığı yoldan ilerledik. Konuşabildiler, diyalog kurdular. Ben İlknaz’ın babasıyla görüşürüm. Bu çok beşeri ve medeni bir tavır. Çocuklar için çok gerekli. Düşman olmak hiçbir işe yaramaz.
60 KİLO VERDİM AMA SELEN BENİM KİLOLU HALİMİ DAHA ÇOK SEVİYORDU
Zayıflaman çok konuşuldu. Yeni görüntünle kendini nasıl hissediyorsun?
Takılmıyorum. 60 kilo verdim, 140 kiloydum.
Mide ameliyatı kararında evliliğinin bir etkisi oldu mu?
İşin ilginç yanı, Selen benim kilolu halimi daha çok seviyordu. Ben estetik için yapmadım bunu. Bu bir zayıflama ameliyatı değil, şişmanlık hastalığına koruyucu olarak yapılan bir ameliyat. Ölümcül obezite limitlerinde benim limitim. Kalp damar, şeker hastalığı, bel fıtığı derken yavaş yavaş başlıyor. Bunları engellemenin yoluydu.
Çevremde mide ameliyatı olanlara bakıyorum. Fiziksel olarak istedikleri kiloya gelseler de ruhsal olarak çok iyi sayılmazlar. Sende de değişiklikler oldu...
Bazen Antakya yemeklerini eskisi kadar yiyemiyorum. Özlüyor gibi oluyorum. Gerçi şimdi her şeyi yiyorum, az yiyorum. Az yediğim için rahatım. İstediğin bedende kıyafeti bulmak çok keyifli. Eskiden istediğim hiçbir kıyafeti alamazdım...
Ne yaptın eski kıyafetlerini?
Bir kısmını dağıttım, bir kısmı da duruyor. Bu işte kanaat önderi gibi oldum, sürekli soruyorlar. “Salt zayıflamak için değil, sağlığınıza kavuşmak istiyorsanız yapın” diyorum.
Zayıflayınca kendini daha çok sevmeye başlıyorsun galiba.
Daha çok saygı duyuyorsun, “Aferin bana! Bunu da başardım” diyorsun. Üç kiloluk 20 bebek doğurdum diyorum.
(Suna Akyıldız - Posta)