Hande Soral, Vatan gazetesinden Burak Kara'nın sorularını yanıtladı;
Psikoloji okudunuz, mesleki bir sorudan başlayayım: Dizi sektörünün ve dizi izleyicisinin psikanalizini yapar mısınız? Seyirci hangi dizileri seviyor, hangi dizi neden tutuyor, neden tutmuyor?
Bu büyük bir sosyolojik araştırma konusu... Keşke hangi dizilerin, neden tutmadığını bilebilsem, ama birçok yapımcının da tahmin edemediği gibi bu sorunun çok öngörülebilir bir cevabı yok. Tek gözlemim, dönemsel olarak türlerine göre dizilerin ‘moda’ olması diyebilirim. Mesela Karadeniz hikayesi, aksiyon ya da köy dizileri gibi...
10 sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
Şu an oyunculuk yapmaktan çok keyif alıyorum, uzun yıllar da mesleğimi yapmak istiyorum ama hayat ne getirecek bilemiyorum.
Uzmanlaşıp oyuncu psikoloğu da olmak istiyorsunuz, sizce oyuncular neden psikolog desteği görmeli?
Sadece oyuncular değil, ihtiyacı olan herkesin psikolojik destek alması gerekiyor. Alanında uzmanlaşmanın verimli bir yol olduğunu düşünüyorum, tıpkı sporcu psikologlarında olduğu gibi...
Bu destek neleri değiştirir oyuncuların hayatında?
Psikolojik anlamda her insanın özel bir durumu vardır. Dolayısıyla bu desteğin kişilerin hayatlarına yansıması, yine onların ihtiyaçlarına göre değişir...
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde psikoloji stajı yaptınız, nasıl bir deneyimdi bu, neler kattı?
Yaptığım staj, eğitimimin bir parçasıydı, onun dışında da birçok farklı grupla çalıştım, hepsinin katkısı farklıdır. Hem eğitimime hem de oyunculuk hayatıma farklı katkıları oldu diyebilirim. ‘İnsan tanımak’ her ikisi için de vazgeçilmez bir nimet.
Kötü bir ruh halindeyken kendinizi nasıl tedavi edersiniz?
Çok dibe çöken bir insan değilim, çok değişken bir ruh halim de yok. Genellikle mutlu biriyim, her şeyi de mutlu olmak için yapıyorum. Kendimi kötü hissettiğim anlarda, ona sebep olan duygudan arınmayı deniyorum...
Şöhret olmak nasıl bir duygu, sizi besliyor mu ya da rahatsız mı ediyor?
Tanınan biri olmanın çok güzel tarafları olduğu gibi farklı zorlukları da var. Bu bizim yaptığımız işin bir parçası, böyle kabul etmek lazım, o zaman rahatsız edici olmuyor.
Dizi şartları, birçok oyuncu tarafından eleştiriliyor. Bir diziye başlarken kurallarınız oluyor mu?
Hem kendim hem de yaptığım işin sağlıklı olabilmesi adına zaman zaman istediğim şeyler oluyor elbette… Türkiye şartlarında dizi çekmenin zorlukları, artık herkesin bildiği bir gerçek… Uzun çalışma saatlerinde fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı kalabilmek için uyumak istemek bir lüks ya da kural olmamalı diye düşünüyorum.
Başarınızın ne kadarını güzelliğinize, ne kadarını şansa, ne kadarını yeteneğinize borçlusunuz?
Başarının öncelikle çok istemeye bağlı olduğunu düşünüyorum. Güzellik, yetenek ve şans başarıda etkili olabilir elbette ama istemeden başaramazsınız.
Gelecek kaygınız var mı?
Kaygı derecesinde değil ama geleceğe dair meraklandığım konular elbette var.
Kadına yönelik şiddet ve taciz her geçen gün yükseliyor, bu konuda yeni yasalar da gündemde. Şiddet ve tacize karşı nasıl mücadele edilir?
Bu mücadele, en temelden, evde çocuklarımızı yetiştirirken başlamalı. Yetiştirdiğimiz her çocuk, bir yetişkin olacak. Biz evde insanın değerini, kadın erkek eşitliğini, güçlüyü, güçsüzü ve ahlakı öğretmeliyiz. Bu konu çok hassas ve herkesi olduğu gibi beni de çok üzüyor. Ama unutmayalım ki bu suçu işleyen kişileri de bir anne doğuruyor. Demek ki mücadele; doğan her çocukla başlıyor. Elbette caydırıcı cezalar verilmeli ve bu suçun önüne geçmek için şu an ne yapılması gerekiyorsa yapılmalı. Beni korkutan, yetişen yeni nesiller… Uzun vadede bu sorunun önüne geçebilmek için önce ailelerin bilinçli olması gerekiyor.
Kadınlara güçlenmeleri için ne tavsiye edersiniz?
Kadın her zaman çok güçlü, bunu unutmaması gerekir. Erkeklerle eşit hak ve özgürlüklere sahibiz. Her mesleği yapabilir, her eğitimi alabilir, istediği her yere, istediği her saatte gidebilir. Önce kendimize güvenmemiz gerekiyor.
İsmail Demirci’nin evlenilecek “doğru” erkek olduğunu nasıl anladınız?
İlk gördüğümde İsmail ile evleneceğimi anlamıştım. Sebebini bilmiyorum, sadece öyle hissettim.
Evlilik sizde neleri değiştirdi?
Evliliğimiz aile kurma isteğiyle oldu. Buna ilk adımı attık, inşallah kalabalık bir aile oluruz.
Evlendikten sonra “Sevişme ve öpüşme sahnelerinde oynamam” gibi kurallar geldi mi?
Böyle bir şey olmadı. Eşim de bir oyuncu ve biz birbirimizin kararlarına saygı duyuyoruz.
Anne olmak istiyor musunuz?
Annelik bence çok özel bir sorumluluk ve bir kadın için bambaşka bir duygu… Evet, elbette ben de anne olmayı çok istiyorum.
Cilt bakım sırlarınız nedir?
Cildimin temizliğine her zaman dikkat ediyorum. Yoğun makyajlı günlerin sonrası ve öncesi cildin nem dengesini korumak çok önemli… Diadermine’in şehir hayatının cilt üzerindeki olumsuz etkilerine karşı geliştirdiği yeni serisiyle bakım sırrımı da herkesle paylaşmış oluyorum.
Güzellik sizin için ne ifade ediyor, ‘güzel kadın’ı nasıl tanımlarsınız?
Güzel kadın; güzel kokan, güzel bakan ve güzel gülen kadındır. Bence bakımlı, temiz ve güzel gülümseyen her kadın güzeldir.
Diadermine ile yollarınız nasıl kesişti?
Diadermine markasının Türkiye pazarındaki ilk marka elçisiyim. Ben de markanın çok eskiden beri kullanıcısıyım. Sanırım karşılıklı beğeniyormuşuz birbirimizi…