Hasan Saltık, 1964 yılında Dersim'de dünyaya geldi. Saltık ilköğrenimini Dersim'de, ortaöğrenimini İstanbul'da tamamladı.
Saltık, 1992 yılında Kalan Müzik'i kurdu. Kalan Müzik, unutulmaya yüz tutmuş arşivlik kayıtları elinde bulunduran koleksiyonerlerden ve eski müzisyen ailelerinden derlediği eserleri yayınladı.
Kalan Müzik'in kuruluş amacı, az bilinen kültürleri ve müzik türlerini bir arşiv halinde toplayıp müzik piyasasında bu birikime bir pazar yaratmak oldu ve 78 devirli taş plakların temizlenerek yeniden basımını gerçekleştiren kurum unvanını kazandı. Pomak göçmenlerinden Sadettin Kaynak’a, Münir Nurettin Selçuk’tan Hacı Taşan’a uzanan geniş bir arşiv müzik severlere sunuldu.
Kalan Müzik, eski değerlerin yanı sıra Erkan Oğur, İsmail Hakkı Demircioğlu, Tolga Çandar, Yansımalar, Grup Yorum, Kardeş Türküler, Fenomen ve çok sayıda ismin eserlerini de yayınlıyor.
'MÜZİK DÜNYASI BİZE ENAYİ GÖZÜYLE BAKTI'
Amcasının oğlu Rahmi Saltuk'un yapım şirketinde çalışırken arşiv yapma fikrinin oluştuğunu söyleyen Hasan Saltık, Anadolu Ajansı'na verdiği söyleşide “Yani öyle bir şey yapmalıyız ki Osmanlı kültürü de dahil bütün Türkiye'nin coğrafyasını ve müzik kültürünü, çeşitliliğini, hepsini tanıtabilelim. Çünkü o sırada taverna ve pop furyası vardı. İlk başlarda biz arşiv serisi yapınca, Anadolu halk ozanları, aşıkları veya diğer dillerde Kürtçe, Lazca, Zazaca, Süryanice, Yezidice veya mübadele şarkıları yapınca, bütün gazeteler, 'Bu plak şirketi de nereden çıktı?' dedi. Hatta müzik sektörü de bize enayi gözüyle bakmaya başladı” demişti.
'KAZANCIMIZI YİNE ARŞİVE YATIRIYORDUK'
“1991 yılında Kalan Müzik'i kurduğunuzda, böyle bir arşiv durumuna geçiş mi yaptınız? İlk yaptığınız albüm hangisiydi?” sorusuna Saltık, şu yanıtı vermişti:
“Yine Grup Yorum’la Gülbahar ile başladık. Ufak ufak şeyler yapıyorduk. Ama oradan kazandığımız gelirleri hep, arşiv serisine yatırıyorduk. Grup Yorum çok popüler bir gruptu o dönem, çok iyi bir satış yakalıyordu. Biz Erkan Oğur’dan kazanıyor, yine arşive yatırıyorduk. Gülay'ın albümünü, sonra Kardeş Türküler'i yaptık. Hep 'Kazancımızı Anadolu arşivine nasıl aktarırız' diyorduk. Anadolu arşivini tüketiciye ve bilgisiyle, fotoğraflarıyla, arşiviyle birlikte aktarmak istiyorduk. Yani bir albüm çıkarırken aynı zamanda, içeriğini, kitapçığını da yapıyorduk. Bilinçlendirme yoluna gidiyorduk. Sonra bunları çok yapınca, artık kabımıza sığmıyoruz dedik. Yurt dışındaki fuarlara, cebimizden finanse ederek katılmaya, gitmeye başladık ve burada Türkiye standını ilk biz açtık”