Karaman, 'Dinler tarihi ve İslâm’ın sahihliği konularında çok önemli olan bu İncil şimdi nerededir, orijinali tercümesiyle beraber niçin yayınlanmaz?' diye sordu.
İncil'in nüshalarının 2009 yılı şubatına kadar Genelkurmay Karargahı'nda muhafaza edildiğini, sonrasının ise bilinmediğini ifade eden Karaman, "Dinler tarihi ve İslâm'ın sahihliği konularında çok önemli olan bu İncil şimdi nerededir, orijinali tercümesiyle beraber niçin yayınlanmaz? Bu konuyu da yine devletin ilgili birimleri açıklamalıdırlar" dedi.
Karaman'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
- Barnabas İncili: Değerli araştırmacı ilim adamı Müfid Yüksel Bey'in açıklamasına göre 1983 kışında, Şırnak'ın Uludere kazasına bağlı "Kela Memo" mevkiinde köylüler bir mağara, âdeta bir yeraltı şehri bulurlar. Açtıkları bir lahitin içinde bir mumya, yanında ise büyük boy bir kitapla karşılaşırlar. Ayrıca o odada daha küçük boyda bir kitap daha bulurlar. Uzmanı tarafından okunan bir sayfada şu ifade yer almaktadır: "Ben Kıbrıslı Barnabious. Bu, benim, gökler/semavi yılla 48. yılda yazdığım 4. İncil nüshasıdır. Bu, Vahyi Sâdık olan Allah'ın kulu Meryem oğlu İsa'ya vahyidir."
— Barnabas, İbrani (Levili sülalesinden) ve Kıbrıslı olup, Hz. İsa (a.s.) zamanında ona iman edenlerdendir. Barnabas İncili'nin giriş kısmında Pavlos eleştirilir. Birçok kimsenin, Hz. İsa'nın ‘Allah'ın oğlu' olduğu zannına kapılarak yanıldığını, aldatıldığını ifade eder. Pavlos'un da bu konuda aldananlardan olduğu belirtilir. Barnabas İncili nüshası da, Hz. İsa'nın sözleri ve yaşam öyküsünü içeren bir mecmuadır. Ancak, Canonical İncillerden farklı olarak, Hz. İsa'nın Rabb/Rabbın oğlu olma inancını açık biçimde reddeder. Ayrıca, Hz. İsa'nın (a.s.) 30 yaşında iken, Zeytindağı'nda, Hz. Cebrail'den İncil'i aldığı kaydedilmektedir. Yine, Hz. İsa'nın (a.s.) "kendisinden sonra Ahmed'in geleceğini" söylediği ifadesi de yer almaktadır.
- 1984 Eylülünde İstanbul'a getirilmesi için bir meblağ karşılığı köylülerle anlaşılır. Burada, bu İncil nüshasının İstanbul'da Hamza Hocagil tarafından tercüme edilip, orijinalinin tıpkıbasımı ile birlikte yayınlanması ve nüshanın da Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Bölümüne koyulması hedeflenmişti. Ne var ki, Ekim 1984'te bir ihbar sonucu Sıkıyönetim idaresince ele geçirilmesi bu projeyi akim bırakır. Birkaç yıl Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesinin kasalarında muhafaza edilen Barnabas İncili nüshası bilâhare Ankara'ya gönderilir. Burada, Etimesgut Dil-İstihbarat Okulu'nda iken 13 varaklık bir fotokopisi de alınır. Daha sonra ise Genelkurmay Karargâhına nakledilir.
— Müfid Bey'in ilgili yazısından kısaltarak aktardığım bu bilgi şöyle sona eriyor: Bu İncil nüshaları 2009 yılı şubatına kadar Genelkurmay Karargâhında muhafaza edilmekteydi. Sonrasını ise bilmiyoruz. Dinler tarihi ve İslâm'ın sahihliği konularında çok önemli olan bu İncil şimdi nerededir, orijinali tercümesiyle beraber niçin yayınlanmaz? Bu konuyu da yine devletin ilgili birimleri açıklamalıdırlar.