Medyafaresi.com- Ankara
TBMM Genel Kurulu’nun ‘Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' görüşmelerinde HDP Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, iktidarın Ayasofya gündemine dikkat çekti ve “Emevi'de kılamadınız, belki Ayasofya'da kılarsınız, olabilir. Madem Ayasofya'da namaz kılacaksanız ilk ezanı da Doğu Perinçek okusun, olsun bitsin, hayırlı olsun size” dedi. İktidar kanadından gelen eleştiriler üzerine Özsoy, maksadının hakaret olmadığını belirtti.
Genel Kurul konuşmalarından bir bölüm şöyle:
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Biz bu yürüyüşü niye yapıyoruz? Bakın, biz bu yürüyüşü tabii ki cezaevlerindeki eş başkanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, şu an tutuklu olan binlerce arkadaşımız için yapıyoruz. Kürtlerin kültür, dil, temsiliyet hakları için yapıyoruz. Kürtçe konuştuğu için dayak yiyen ya da öldürülen insanlar için de yapıyoruz fakat biz sadece Kürtler için sokaklarda değiliz.
Bakın, örnek vereyim, KHK'yle işten atılan ve "Ağaç kabuğu yesinler." dediğiniz yüz binlerce insan var, onlar için yürüyoruz biraz. Polis ve asker kurşunuyla öldürülen o kadar çok insan var ki Türkiye'de, Dilek Doğan mı desem, Ali el Hamdan mı desem; bunlar için yürüyoruz, çok fazla insan var.
Cezaevlerinde ölüme terk ettiğiniz insanlar var, siyasi tutsaklar. Şu an Türkiye cezaevlerinde 800 bebek var annesiyle orada büyümek zorunda kalan, 1.500 hasta tutsak var, içerideler. İş bulamadığı için intihar eden gençlerimiz var, mesela öğretmen adayı Aydınlı Merve Çavdar vardı, hatırlıyorsunuz güzel kızımızı, intihar etmişti. Mesela çöpten ekmek, kâğıt toplayan insanlar var, onlar için de yürüyoruz. Talan ettiğiniz doğa için de yürüyoruz, biraz Hasankeyf biraz Kaz Dağları, biraz Cerattepe için yürüyoruz. Bitirdiğiniz tarım sektörünün aç işçileri için de yürüyoruz.
Kamyon kasalarında can veren mevsimlik işçiler için, gittikleri yerlerde her türlü ırkçılığa maruz kalan Urfalı, Diyarbakırlı işçiler için de yürüyoruz. Karadeniz'de çay, Çukurova'da pamuk, Diyarbakır'da buğday işçileri için yürüyoruz. Demokratik bir Anayasa için, barış için, adalet için, özgürlük için, iş için, ekmek için biz HDP olarak yürüyoruz; mesele bundan ibarettir.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Arkadaşlar, biz bunu yaparken siz ne yapıyorsunuz? Burada AK PARTİ'lilere, size sesleniyorum, bunu bilahare konuşacağım, burada değil, bilahare konuşacağım. Ayasofya meselesi şu an tekrar gündemde ya. Arkadaşlar, ben din âlimi değilim, dindar bir aileden geliyorum. Namaz kılmak isteyen her yerde kılar; bir ağacın gölgesinde de kılar, dışarda da kılar…
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ) - O zaman camiye de gerek yok!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Müsaade edin.
Bizim hemen hemen her mahallede üç beş camimiz var, çok şükür, onların birinde kılarız. Yani niyet namaz olsa kılınacak yer olur. Ayasofya meselesi bu önümüzdeki dönem siyasal bir diskur olarak belli ki birtakım dizaynların yapılacağı yeni bir söylem alanı olmuş durumda.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Hişyar Bey, o bir fethin sembolü; İslam'ın sembolü, fethin sembolü.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Kıymetli arkadaşlar, ya Emevi'de kılamadınız, belki Ayasofya'da kılarsınız, olabilir. (CHP sıralarından alkışlar) Onu yapmayın demeyeceğim, yapın; semboliktir, yapın ama benim size önerim, bu dönem zaten bütün televizyon kanallarınıza her gün konuşan bir Doğu Perinçek var, madem Ayasofya'da namaz kılacaksanız ilk ezanı da Doğu Perinçek okusun, olsun bitsin, hayırlı olsun size. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan…
BAŞKAN - Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu üslubu hiç yakıştıramadık Sayın Başkanım, biz daha farklı tonunu bekliyorduk kendisinden. Ayasofya'nın tarihî duruşuna, tarihî hatırasına bu tarz -lütfen yanlış anlamasın- sokak ifadesiyle yaklaşmanın doğru olmadığını düşünüyorum Sayın Başkanım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın Başkan, "sokak" ifadesiyle sataşmıştır, hatibimiz sataşmadan söz alacak.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, arkadaşlar, ben şahsen -böyle, çok fazla söyleniyor- vallahi, en son lisede bir yumruk kavgasına girmişim, hayatta şiddete bulaşmam bu kadardır. Şimdi, bu Mecliste bu bir alışkanlık hâline gelmiş, kim ağzını açarsa "Teröristsin, teröristsin..." diye siyasal tartışmanın önünü kapatıyorsunuz.
Bizim düşüncelerimize katılmak zorunda değilsiniz, onun için zaten 5 tane parti var burada. E, ben zaten sizin gibi düşünürsem sizin partinize gelir üye olurum. Bakın, ben -şahsi çok örnek vermek istemiyorum- yurtdışında akademisyenken geldim, beş yıldır burada yemediğimiz küfür, hakaret kalmadı.
Bakın -zamanım fazla kalmadığı için- Sayın Turan, bu Ayasofya meselesini çok...
Retoriktir, retorik. Retorik diye bir şey var, tamam mı? Sokak dili falan değil. Madem istiyorsunuz şöyle netleştireyim: Adalet ve Kalkınma Partisinin ekonomik popülizm yapacak kaynakları kalmamıştır yani ekonomik kaynak dağıtabilecek durumda değil.
Beş yıldır milliyetçilik üzerinden popülizm yapmaktadır, bu 2019 seçimlerinde toslamıştır, halk bunu yememiştir; şu önümüzdeki dönemde de dinî anlamda bir popülizm yaparak yeni bir gündem oluşturmaya çalışıyorsunuz, bu bağlamda Ayasofya yeni bir söylem alanı olarak ortaya çıkmıştır.
Ben, şu son üç beş yılda sizin kurduğunuz, bu "millî, ulusal ittifak" dediğiniz ittifaka denk getirdim. Ben şahsen beş yıldır Türkiye'deyim. Ben ana akım medyada kesinlikle hiçbir televizyon kanalına çağırılmamışken bu Doğu Perinçek niye size bu kadar tatlı gelmiş, her akşam sizin bir kanalınızda konuşuyor?
Buna istinaden dedim ki, veciz olarak söyledim -Doğu Perinçek namaz kılmayı bile bilmiyor- e, artık ezanı da ona okutursunuz dedim. Bu, ortaya çıkmış olan bu iktidar blokuna bizim bir eleştirimizdir; hakaret kastımız kesinlikle yoktur. Öyle de anlaşılmışsa özür dileriz, hakaret yok burada.