Meclis Genel Kurulu’nun bugünkü oturumunda HDP Grubu adına konuşan Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş cezaevindeki eski milletvekillerinin kitaplarını da tanıttı. Selahattin Demirtaş'ın ‘Devran’ kitabının satış rekoru kırmayı sürdürdüğünü belirtti. 22 Ocak'da 'leylan'ın piyasaya çıkacağını söyledi.
Hülya Karabağlı - Medyafaresi.com Genel Kurul Haberi
TBMM Genel Kurulu’nun oturumunda HDP Grubu adına konuşan Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş cezaevindeki eski milletvekillerinin kitaplarını tanıttı, Demirtaş’ın tiyatroya uyarlanan ve izleyenleri ile büyük tartışma yaratan ‘devran’ kitabının satış rekoru kırmayı sürdürdüğünü belirtti.
Demirtaş’ın 22 Ocak’ta yeni bir kitabının çıkacağını anlatan Beştaş, “Demirtaş'ın bu kitabı da diğer kitaplar da elden ele dolaşıyor ve hiçbir kitap taş duvarlar arasında kalmaz, hiçbir gerçek saklanamaz. Ayrıca, çok önemli bir katkı da yapıyor. Kıskanmanızı anlıyoruz. Müzik yapıyor, saz çalıyor, şarkı söylüyor, kitap yazıyor, resim çiziyor. Daha ne var? Şiir yazıyor” diye konuştu.
AKP kanadıyla atışmaların da yaşandığı HDP’li Beştaş’ın genel kurul konuşması şöyle:
HDP GRUBU ADINA MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Değerli milletvekilleri, başka bir mesele şu: Biliyorsunuz, bir tiyatro tartışması almış başını gidiyor. Önceki dönem Eş Genel Başkanımızın "Devran" adlı öykü kitabından sahneye uyarlanan, tiyatrosu yapılan eser Kenter Tiyatrosunda sergilendi. Aman tanrım, ne oldu? Böyle, bir anda Türkiye'de temel konu hâline geldi. Demirtaş'ın tartışılması, büyük büyük siyasi değerlendirmeler, saldırılar, hedef göstermeler; garip bir tartışmadır almış başını gidiyor.
Ben arkadaşlarımızın kitaplarını getirdim; evet, sizler rehin aldınız ama arkadaşlarımız içeride yan gelip yatmıyor; üretmeye, okumaya, insanlığa hak, adalet ve özgürlük mücadelesine katkı sunmaya devam ediyorlar. Sevgili Gülten Kışanak "Kürt Siyasetinin Mor Rengi" kitabıyla kadınlara çok önemli bir kitap hediye etti. Yine Selahattin Demirtaş'ın "Devran" kitabı çok ciddi bir satışla rekorlar kırmaya devam ediyor. "Seher" Türkiye'de satış listesinde ilk 10'da, biraz sonra aldığı ödülleri de anlatacağım. Sevgili İdris Baluken'in "Üç Kırık Dal"ı şu anda zaten kitapçılarda, en son "Oko" çıktı. Bu kitapları okuyun, size öneriyorum, çok şey kazanacaksınız. Gerçi gizli gizli okumuşsunuzdur, bundan hiçbir kuşkum yok ama kitap okumak iyi bir şeydir diyorum.
Şimdi, Selahattin Demirtaş'ın yeni bir kitabı da çıkıyor, müjde veriyorum okuyucularına ve iktidara da söylüyorum: "Leylan" 22 Ocakta kitapçılarda, piyasaya sunuluyor. Peki, bir kitap nasıl basılıyor, nerede satılıyor? Bunu halkımız öğrensin, bu kitap üzerinden kıyamet koparanlara söylüyorum. Bir kere, bir kitabın bandrolü alınır ve bunu sonuçta Bakanlık veriyor. Satışa sunulması için bir sözleşme yapılması gerekiyor. Mesela, şu anda Leylan için 100 bin satışlı bir anlaşma yapılmış ve 22 Ocakta yayınlanacak. Yani kitabın yazarını sevmiyorsunuz diye, size her gün kötülüğünüzü hatırlatıyor diye, sizin haksızlığınızı yüzünüze vuruyor diye o kitabı yasaklayamazsınız.
Şimdi, biliyor musunuz 14 dile çevrildi Seher. Demirtaş, bu kitabıyla, "Seher" adlı kitabıyla Fransa'nın saygın Medicis Edebiyat Ödüllerinde aday gösterildi. Eserin İngilizce tercümesi Uluslararası Yazarlar Birliği PEN International tarafından 2018 yılında çeviri ödülünü aldı. Ayrıca, Fransa'da Montluc Direniş ve Özgürlük Ödülü'ne layık görüldü ve bu ödüller artacak, bundan hiçbir kuşkunuz olmasın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Şimdi, siz, Demirtaş'ı üç buçuk yıldır ve Kışanak'ı, Baluken'i, daha yüzlerce arkadaşımızı rehin aldınız, her türlü medya ambargosunu uyguluyorsunuz, sesleri dışarı çıkmasın diye her türlü hukuksuzluğu ve keyfiliği gerçekten yaşatıyorsunuz.
Bir kere, şu anda, zaten -defalarca bu kürsüden söyledik- Demirtaş ya da İdris Baluken ya da Sebahat Tuncel suç işlediği için cezaevinde değil, siyaset yaptıkları için rehinler. Niçin rehinler? Çünkü AKP'yi zorlayan bir siyaset yapıyorlar, çünkü her geçen gün zayıflatıyorlar; iktidar partisi sandıkta yenemediği kişileri, partiyi hedef göstererek, kriminalize ederek kendilerince bir sonuç elde etmeye çalışıyorlar. Ama şunu söyleyeyim: Gerçekten kitaplardan korktuğunuzu fark ediyoruz. Demirtaş dışarıdayken her konuştuğunda ödünüz kopuyordu, düzeltmek için bin dereden su getiriyordunuz, şimdi kitapları, öyküleri tiyatroda sahnelenince bu sefer çıldırıyorsunuz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Yani korku aştı.
Size bir tavsiyem var, gerçekten konuşma önemlidir, bence Demirtaş'ı ve diğer rehin arkadaşlarımızı serbest bırakın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Biliyorsunuz, yazıları, kitapları yüzyıllar boyunca herkes tarafından okunacak. Söz uçar ama yazı kalır. Onların yazmaya devam etmesiyle sizin iktidarınız gitgide daha çok zayıflayacak. Gerçekten bunun adına ne diyelim bilmiyorum. Kıskançlık mı, çekememezlik mi, yoksa zavallılık mı? Gerçekten zavallılık. Yani siyasetin böyle bir meselede bu kadar…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Bir ödül daha aldı. SODEV Sayın Demirtaş'a İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü verdi. Evet, Demirtaş aman dilemiyor, sizden asla nedamet getirmiyor çünkü işlediği bir suç yok. Ama ne yapıyor? Barış, hak, adalet ve özgürlük mücadelesine dört duvar arasında da ısrarcı, tavizsiz bir şekilde devam ediyor. Siz onu yargıladığınızı sanıyorsunuz ama aslında yargılanan sizsiniz. Her gün mahkemelerde Figen Yüksekdağ da Selahattin Demirtaş da Gültan Kışanak da Sebahat Tuncel de sizi yargılıyor, konuşmalarıyla tarihe çok önemli notlar düşüyorlar.
Şimdi, Demirtaş'ın bu kitabı da diğer kitaplar da elden ele dolaşıyor ve hiçbir kitap taş duvarlar arasında kalmaz, hiçbir gerçek saklanamaz. Ayrıca, çok önemli bir katkı da yapıyor. Kıskanmanızı anlıyoruz. Müzik yapıyor, saz çalıyor, şarkı söylüyor, kitap yazıyor, resim çiziyor. Daha ne var? Şiir yazıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Sizin önünüzde bir kâğıt olmayınca okuyamıyorsunuz, "prompter"a bağlı bir hayat yaşıyorsunuz ama orada dört duvar arasında da olsa daha özgür, daha mutlu ve kesinlikle halkla bağı çok daha güçlü arkadaşlarımızın. Yani bu konuda şans eseri, bununla ilgili…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Evet, gerçekten İçişleri Bakanına da bir çift sözüm var tabii ki. Bugün akil insanlar İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya özür dileme çağrısında bulundular. Şimdi, bu ülkede yurttaşların güvenliğini sağlamak sorumluluğunda olan, birinci derecede görevi bu olan İçişleri Bakanı çıkmış milyonlarca seveni olan Kadir İnanır'a "Kadir Efendi" diyor. Ben de Süleyman Efendi diyorum. Herkesin sana "Süleyman Efendi" deme hakkı doğdu artık. Siz, Kadir İnanır'a nasıl "Kadir Efendi" dersiniz ya? Gitmiş, tiyatro izlemiş. Niye rahatsız oldun? Gülistan Doku on bir gündür kayıp, sesini çıkarmıyorsun; her gün işkence yapılıyor diyoruz, konuşmuyorsun ama "Tiyatroya kim gitmiş?" diye konuşuyorsun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Sanat dünyasından, Kadir İnanır'dan, Selahattin Demirtaş'tan özür dilesin. Bir kere, o anlamıyor herhâlde sanattan. Sanat ile toplum arasındaki bağın farkında olsa bunu yapmazdı aslında. Bence, kendi ayağınıza kurşun sıkıyorsunuz. Başkasına gösterdiğiniz saygı oranında saygı görürsünüz diyorum.
Gerçekten, George Orwell'ın "1984" romanını hatırlamamak mümkün değil. Âdeta düşünce polisliği yapılıyor. Yani artık, etrafımızda bandrollü kitaplar satılıyor "Niye satıyorsunuz?" diyorlar. Ya, insanların beynine de mi polis koyacaksınız? İnsanlar üretmesin diye cezaevinde de her birinin başında -hayalet dünyasında George Orwell'ın dediği gibi- düşünce polisleri mi olacak? Vazgeçin bu sevdadan diyorum ve son olarak; Alman bir şair şunu demiş: "Bugün kitapları yakan yarın insanları yakar."
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Kitaplara ve insanlara düşman olmaktan vazgeçin. Leylan'ı da almayı unutmayın tabii. (HDP sıralarından alkışlar)