HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında sağlık emekçilerin grev kararı, elektrik zamlarına tepkiler ve ekonomideki krizin yansımalarını değerlendirdi. Elektrik zamlarına yönelik tepkilerinin meşru olduğunu hatırlatan Oluç, “Neden rahatsız oldu, Sabah grubu? Erzurum, Ağrı, Kars, Erzincan, Iğdır, Bayburt ve Ardahan kentlerindeki elektrik dağıtım şirketi Sabah grubundan olduğu için mi?” diye sordu.
Sağlık çalışanlarının ve hekimlerin hakları verilmedi
Sağlık emekçilerinin grev kararıyla söze başlayan Oluç, sağlık emekçileri ve hekimlerin hakları, mesleki değerleri ve çalışma şartlarının düzeltilmesi, sağlık hakkı ve toplum sağlığı için eylemde olduğunu belirtti. Sağlık emekçileriyle dayanışma içerisinde olduklarını da kaydeden Oluç, “Omuz omuzayız, yan yanayız. Gerçekten özellikle pandemi koşullarında inanılmaz bir fedakarlıkla çalışan çok sayıda sağlık emekçisinin hayatını kaybettiğini bir kez daha hatırlatalım. O koşullarda çalışan ve toplum sağlığının gerçekleşmesi için emek veren sağlık çalışanlarının ve hekimlerin hakları verilmedi” dedi.
AKP tarafından Meclis’e getirilen ve sonradan geri çekilen kanun teklifini hatırlatan Oluç, “Üzerinde bütün muhalefet partileriyle anlaşılmış olmasına rağmen son anda kanun teklifi iktidar tarafından geri çekildi. O kanun teklifi yasalaşmadı. Bu koşullarda çalışıyor sağlık emekçileri ve hekimleri. 2021 yılında 9 bin hekim görevinden istifa etmiş vaziyette. 3 bin hekim emekliye ayrılış vaziyette. Sağlık alanında alarm zilleri çalıyor. Sağlık emekçilerinin ve hekimlerin çalışma koşullarının insanca hale getirmek büyük önem taşıyor. O nedenle bugün onlar eylemdeler. Dayanışmadayız. Mutlaka haklarının teslim edilmesi gerekiyor” diye konuştu.
İktidar ekonomi politikalarıyla işçinin yaşayamaz hale gelmesine neden oldu
Türkiye’nin dört bir yanında emekçilerin eylemde olduğunun da altını çizen Oluç, “Kuryeler, kargo emekçileri, otomotiv ve tekstil alanında çalışanlar, liman işçileri ve son olarak kamyoncular ve tırcılar eyleme geçti. Neden çünkü bu iktidar ekonomi politikalarıyla işçinin, emekçinin, ücretli çalışanın, emeklinin yaşayamaz hale gelmesine neden oldu. Bu nedenle işçiler ve emekçiler de haklarını almak için eyleme çıktılar. Son derece zor koşullarda çalıştıklarını ve yaşadıklarını biliyoruz. Çalışma koşullarına baktığımızda sefalet ücretleri bir taraftan aslında çok kısa zamanda eriyen maaşlarına yapılan zamlar, öbür taraftan tazminat almadan çalışmak, mobinge karşı karşıya kalmak sendikalaşma karşısında işten çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya kalmak, her türlü sosyal güvenceden yoksun bir şekilde çalışmaya devam etmek, hafta sonları dahil olmak üzere günde 16-17 saat çalışmak, bu koşullar insanlık dışı koşullar. Buna karşı emekçiler her yerde protestolarını sürdürüyorlar. Haklarını almak için mücadele diyorlar. İnsanca çalışmak ve yaşamak istiyorlar” ifadelerini kullandı.
Emekçilerle dayanışma ve birlikte mücadele içerisinde olduklarını sözlerine ekleyen Oluç, şöyle devam etti:
Asla emekçilerin işçilerin, emeklilerin, dar gelirlilerin hakça insanca yaşama taleplerinin karşısında olmadık. Her zaman yanında olduk. Her zaman o taleplerle ilgili sürdürülen mücadelenin yanında olduk. Bunu yapıyoruz diye bazı iktidara yakın basın yayın organları dünden beri bize suçlamada bulunuyor. Provokasyon yapıyormuş HDP. Ne provokasyonu. HDP provokasyon yapmıyor, HDP emekçilerin, işçilerin haklı mücadelelerinin yanında. Onlarla dayanışma içindeyiz. Bunu söylüyoruz. Dayanışma diyoruz. İnsanlar meşru demokratik protesto hakkını kullanıyor.
Provokatörlerin bahsedeceksek, provakatörler o yayın organlarının içinde odaklanmış olanlardır. O zihniyetle yayın yapanlardır. Provokatörler Yeni Şafak’tır, Sabah’tır. Onların yayın anlayışıdır provokasyona yol açan. Neden rahatsız oldu, Sabah grubu? Yani Erzurum, Ağrı, Kars, Erzincan, Iğdır, Bayburt ve Ardahan kentlerindeki elektrik dağıtım şirketi Sabah grubundan olduğu için mi? İnsanlar soygun yapıyorsunuz elektrik faturalarıyla dedikleri için rahatsız mı oldunuz? İnsanlar ayağınıza bastılar onun için mi rahatsız oldunuz. HDP hiçbir provokasyonun yanında değildir. Tekrar söylüyorum, meşru demokratik protesto hakkının yanındadır. İnsanların inanılmaz ölçülerde gelen elektrik faturalarındaki itirazlarını dile getirmelerini son derece meşru bir hak olarak görür.
Bakın sefalet endeksi diye bir şey var. Enflasyon ve işsizlik oranlarından oluyor. Son verilere göre ki bunlar TÜİK'in hormonlu makyajlı ve çarpıtılmış verileridir. Bu verilere rağmen sefalet endeksinde Türkiye birinci sıradadır. İkinci sırada Arjantin var. Sefalet endeksinde. Türkiye’nin sefalet endeksi, yani işsizlik oranı ve enflasyon oranın toplamından oluşan sefalet endeksi nasıl yükselmiş. Görüyorsunuz dimi? Durum bu. İşçiler ve emekçiler buna karşı mücadele ediyorlar. Bu sefalet endeksi Türkiye’deki adaletsizlik endeksidir. Bu endeks cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin endeksidir. ‘Verin yetkiyi her şeyi halledeyim’ endeksidir. Böyle yükseldi sefalet ülkede. Sefalet endeksine karşı, onun yarattığı ortama karşı içiler ve emekçiler haklı bir şekilde mücadele ediyor.
BDDK, yeni açıkladı. Bu ülke halkları, hayatını borçla sürdüren bir toplum haline gelmiş vaziyette. Geri döndürülemez borçlar dolayısıyla icralık olan dosya sayısı inanılmaz artış gösteriyor. Takibe düşen kredi oranı arttıkça artıyor. Tüketici kredileri 2 milyar 318 milyon artmış. Kaça çıkmış 776 milyar 652 milyon TL olmuş. Bunların içinde ihtiyaç kredisi yüzde 60’ı oluşturuyor. İhtiyaç kredisi özellikle altını çiziyoruz. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları yüzde 2,3 oranında artmış. 210 milyar 681 milyona çıkmış. İnsanlar krediyle, borçla yaşıyorlar. Bankacılıkta takipteki alacaklar miktarı 160 milyar 950 milyon liraya çıkmış. 35 milyon kişi Türkiye’de bireysel kredi kullanarak yaşıyor. Borçla yaşıyor insanlar. İcra dosyaları 4 Şubat verilerine göre 23 milyon artmış. Bir önceki yıla göre icra dosyalarının artış oranı yüzde 27,5. Ne yapıyor iktidar? Neden icra dosyaları artıyor. Neden bu kadar çok insan mahkemelik oluyor. Buna itiraz ediyorlar. Buna karşı protesto haklarını kullanıyorlar.
Geçen gün sayın Numan Kurtulmuş demiş ki, vatandaş biliyor; ‘Sorunlar var’, Evet biz de biliyoruz. Muhalefet sadece bilmiyor. Çok şükür ilan ettiniz bu sorunların olduğunu ama demiş ki ‘vatandaş biliyor ki Erdoğan çözer.’ Neyi çözer? Ne bozuldu? Kim bozuldu? yapmayın. Vatandaş biliyor ki Erdoğan çözer diyorsunuz, faizi durduk yere yüzde 19’dan yüzde 14’e zırva bir tez ileri sürerek düşürmüş olup da doları fırlatan kimdir? Muhalefet mi yaptı bunu? Şu anda bastırılmış haliyle dolar 13.60’larda dalgalanıyor. Bunu kim bu hale getirdi? Enflasyon TÜİK'in sahte verileriyle yüzde 49’a çıkmış durumda. Bunu kim yaptı, muhalefet mi yaptı? Bunu kimin yaptığını vatandaş biliyor. Ülkenin ekonomisini yanlış politikayla o faiz enflasyon zırva teziyle çok kısa sürede bu hale getirmiş olanın kim olduğunu vatandaş biliyor. Çözümün oradan geleceğini düşünmüyor vatandaş. Bunu göreceksiniz.
Felaket elektrik faturalarının durumunu herkes görüyor. Bunun bu hale geleceğini biz söyledik. Siz bir kanun teklifi getirdiniz kademeli soygun diyelim buna. Kademeli limit artışı dediniz. Kademeli soygun 150 KW saat dediğinizde itiraz ettik. Yapmayın dedik. Dinlemediniz. Çıkardınız 150 KW saati. Aradan bir hafta geçti cumhurbaşkanı açıklama yapmak zorunda kaldı. 210 KW saate çıkartıyoruz dediniz. O da olamaz, yanlış dedik dinlemediniz. Şimdi ne oldu? Fatura yığıldı.
Geçen aralıkta 250 lira olan fatura aynı harcamayla şubat ayında 417 lira olmuş. 300 liralık fatura 530 lira olmuş aynı harcamayla. Durum bu. Bu durumu gördünüz ya sayın İbrahim Kalın da dedi ki, elektrik faturalarında yeni adımlar hazırlıyoruz. Öyle mi? Neden rahatsız oldunuz? Saraya gelen elektrik faturalarından mı? Sayın Kalın bir açıklayın. Saray’ın son iki aylık elektrik faturasının durumu nedir? Aralık, Ocak ve Şubat’ta ne kadar fatura geldi. Demek ki siz bile rahatsız oldunuz. Sıkılmasanız o elektrik faturasını Saray’ın bahçesinde yakacaksınız. O hale geldiniz. Ama siz bunun görmeden vatandaş gördü ve buna karşı muhalefet ediyor ve sokağa dökülüyor. Çok meşru ve demokratik bir haktır yapılanlar."
Gözümüzden kaçıyor, unutuyoruz sanmayın. Ne mesele, bakın Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Şırnak Uludere Belediye Başkanı Adalet ve Kalkınma Parti’li Sait Ürek ve Hilal Belediye Başkanı Cevher Benek hakkında ihaleye fesat karıştırma suçundan 3 yıldan 4 yıla kadar değişen sürelerle hapis cezası verdi. Ne yaptı bu belediye başkanları. Nereye gittiler? Koşa koşa kimin yanına gittiler? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanına gittiler. Cezaları aldıktan sonra birlikte fotoğraf çektirdiler. Biliyorsunuz Süleyman Soylu’nun oldukça zengin bir fotoğraf albümü var. Hala görevinin başındalar. Neden? Ceza almışlar? Neden görev başındalar? Hem de ihaleye fesat karıştırmaktan. Bizim belediyelerimize elinizde bir tek belge yokken yerine kayyım atadınız. Bir kısmı hapiste. Ortada bir hüküm yok, mahkeme kararı yok. Bu nedenle herhangi bir yargılama yok. Bazıları hakkında iddianame dahi hazırlanmamış, ev hapsinde tutuluyorlar, hüküm yok. Kayyım atanmış, ama ortada hüküm var iki Adalet ve Kalkınma Partili belediye başkanı hakkında, birlikte fotoğraf çekiliyor ve görevlerinin başında kalmaya devam ediyorlar. Böyle oluyor. Biz söylüyorduk, mesele hukuk değil. İçişleri Bakanı önce hüküm sonra hukuk diyordu. İşte bunun bir örneği daha karşımıza çıkmış vaziyette."
T24