Uzun bir aradan sonra bir dizi ve bir filme geri döndünüz neler hissediyorsunuz?
Bu ara çok güzel bir yoğunluğun içindeyim. Hem filmimiz vizyona giriyor hem de dizim başlamak üzere. Çok değişik duyguları içindeyim. Bazen bu temponun içinden çıkıp baktığımda kendime, “Neler yapmışım vay be” diyorum.
Neler yaptınız bu iki yıllık süreçte?
Dört yıllık şehir dışı bir işten sonra uzun süre dinlenmem şart oldu. Çünkü dizide çok baskın bir karakterdim. O karakterden başka bir karaktere geçmem için böyle bir zaman gerekiyordu. Bu zaman içinde dil eğitimi için Londra’ya gittim. Tatil yaptım, bol bol dinlendim. Bunun dışında kariyer planları yaptım, neler istediğimi ve istemediğime karar verdim. Oyunculuk çok tuhaf bir meslek. Özen göstermezsen ne kendini tatmin edebiliyorsun ne de izleyen bir başkasını. Ben bekleyerek kendimi zorlamak istedim, kafamdaki plana uygun bir rol bekledim. Şu an beklediğime de değdiğini görüyorum.
Çağan Irmak’la yollarınız nasıl kesişti?
Bunun tek bir yanıtı var o da çekim gücü. Onu hayal ettim ve o oldu. İlk sinema filmimin bir Çağan Irmak filmi olmasını bu hayale olan inancımdan kaynaklanıyor. Çünkü bir gün bunun olacağını biliyordum çok emindim beraber çalışacağıma. Bu yüzden Çağan Irmak filmi dedikleri anda direk kabul ettim. Senaryoya, role sonra baktım. Benim yerimde olsa herkes aynı şeyi yapardı. Sonrasında Çağan bana filmi ve rolümü anlattığında zaten çok sevindim çünkü çok sevdim. Bu filmde olduğum için çok gururluyum.
Çağan Irmak bana uğurlu geldi
Çocuklarım Sana Emanet nasıl bir film?
Engin (Akyürek) ve ben çocukları olmayan bir çifti canlandırıyoruz. Bir trafik kazasından sonra Engin’in canlandırdığı Kerem’in bambaşka bir travmasının ortaya çıktığı psikolojik bir dram. İçinde fantastik öğeler var ama çok fazla ters köşe. Aslında tam bir Çağan Irmak gerilimi ama kimse korku filmi sanıp korkmasın.
Çağan Irmak filminde rol alan her genç oyuncu kariyerinde yükselişe geçiyor. Size de böyle bir uğuru olacak mı?
Oldu bile… Onun uğurunu ve etkisini zaten şu an yeni diziyle yaşıyorum. Çok beğendiğim, özellikle oynamak istediğim, hayal ettiğim bir dizinin başrolü oldum.
İkinci filminizi hangi yönetmenle çekme hayali kuruyorsunuz?
Nuri Bilge Ceylan’la… Yeni hedefim ve hayalim. İnanıyorum bir sonraki filmimi onunla çekeceğim.
Orta yolu bulan biriyim
Yeni dizinde nasıl rolle izleyeceğiz sizi?
Yeni rolüm naif ama güçlü bir karakter. Bu yüzden çok yönlü ve keskin bir kadını oynuyorum. Çok mutlu olabilecek bir çiftken yine yaşanan trajik olaylarla başlayan bir hikaye. 70’li yıllarda geçiyor, bir dönem dizisi. Faruk Teber’in yönetmenliğinde Adana’da çekiyoruz. Çekilen sahneleri izlediğimde çok tuhaf oluyorum. Çok etkileyici bir dizi olacak.
Değişmeyen yargılarınız, prensipleriniz oluştu mu?
Hiçbir şeye kesin bir yargı ve önyargıyla yaklaşmam. Olabildiğince realistim. Çok iyi veya çok kötü olmak anlık duygular. Her şey değişiyor. Bu yüzden genelde orta yolu bulan gerçekçi biriyim.
Kafamda çok soru işareti var
Değişime açık mısınız?
27 yaşındayım ve fikirlerim, düşüncelerim çabuk değişiyor. Hayata dair kafamda birçok soru işareti var. Son iki yıldır bunlar üzerine düşünüyorum.
Kaliteli işlerde olmak özgüven yaratıyor mu?
Mutlu ve heyecanlıyım ama ne yaptığımın da farkındayım. Fakat içinde yer aldığım işlerin kalitesinden ekstra etkilenmemeye çalışıyorum. Çünkü o duygudan kopmak çok zor oluyor.
Oyunculukta güzelliğin etkisi ne derece önemli?
Güzellik görmezden gelinemez. Herkes gibi ben de ekranda güzel kadın ve güzel erkek görmek isterim. Gördüğümde de bakarım. Ama güzellik bir oyuncunun kariyerinde yön gösterebilecek bir şey değil.