Kaplan “Sözleşmeden çıkınca kadın korumasız mı kaldı?” başlıklı yazısında, "Çok zeki bir şarkıcı hanım şöyle yazmış: 'Haydi herkes dövüş sporlarına yazılsın! Ortaçağa dönüyoruz. Orman kanunları geçerli.' Şimdi gerizekâlıya anlatır gibi anlatayım: Türkiye, sözleşmeye imza attığı 2011 yılından önce orman kanunlarıyla yönetilmiyordu. İstanbul Sözleşmesi'nden imzayı çekmemiz, Türk Ceza Kanunu'nu iptal etmiyor. Hatta imzaladığımızdan bu yana iki katına çıkan kadın cinayetlerinin azalmasına bile vesile olabilir. Ayrıca sözleşmede imzası bulunan Belçika veya Avusturya gibi ülkelerdeki kadın cinayetleri oranı da Türkiye'den de fazla. Gerçi hangi veriyi paylaşırsak paylaşalım, sizin Avrupa sevici müstemleke zihniyetiniz değişmez. Ak Parti'den önce Türkiye'de sadece 8 -yazıyla SEKİZ- kadın sığınma evi vardı. Ak Parti bu sayıyı 14'e katladı ve yaklaşık 150 kadın sığınma evi açtı. Yetmedi, 2013'te Şiddet İzleme ve Önleme Merkezleri'ni kurdu. Bu merkezler şu an 81 ilde şiddet mağduru kadınlara ve çocuklarına ücretsiz hukukî yardım ve psikolojik destek sağlıyor." ifadesini kullandı.
Kaplan şunları kaydetti:
"Yetmedi, şiddet uygulayan kişilerin uzaklaştırma kararlarına riayet edip etmediklerini gözlemlemek için "elektronik kelepçe" uygulamasını hayata geçirdi. Elektronik İzleme Merkezi'nde bu kişilerin konumu 7/24 denetleniyor."