Hükümete yakın Star gazetesi yazarı Ersoy Dede ile Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca arasında “FETÖ” tartışması çıktı.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Cemil Ertem'in yeğeni Barış Ertem'in Nihal Bengisu Karaca'nın seçim sonuçlarıyla ilgili yazdığı yazısını sosyal medya hesabından eleştirdi. Ertem’in paylaşımına yorum yapan Ersoy Dede, Karaca için "FETÖ medyasının kıdemli yöneticisiydi. 17 Aralık'tan sonra bile yazılarında hocaefendi demeyi sürdürdü. Soran olursa ‘el alışkanlığı’ diyordu. Tepemize çıkaranlar düşünsün" diyerek cevap verdi.
“MAHKEMEDE HESAPLAŞACAĞIZ”
Ersoy Dede'nin "FETÖ medyasının kıdemli yöneticisiydi" sözlerine Nihal Bengisu Karaca tepki gösterdi. Karaca, “Hiçbir yöneticilik vasfı içermeyen Ek editörlüğünü ‘kıdemli fetö medyası yöneticiliği’ gibi lanse etmesiyle ilgili iftira için ise mahkemede hesaplaşacağız” dedi.
Ersoy Dede daha sonra Karaca'yla ilgili attığı tweeti sildi.
17 ARALIK’TAN SONRA BÖYLE YAZDI: GÜLEN'E YÖNELİK SİSTEMLİ BİR SALDIRI DEVAM EDİYOR
Ancak Karaca, suçlamalara karşılık Ersoy Dede'nin 17 Aralık'tan sonra Gülen'le ilgili yazdığı yazılarını hatırlattı.
"Ben 2009’dan önce onların gazetesinde çalıştım ama senin yaptığın şu Hocaefendi! güzellemelerini yapmak aklıma bile gelmedi. Hele 17/25’ten sonra 2014’te, Gülen’e saldırıyorlar gelin birlik olalım çağrılarını hiç yapmadım" diyen Karaca, Ersoy Dede'nin 20 Ocak 2014'te Yeni Akit'te yayımlanan "O muhabir Gülen'e ne soracaktı" başlıklı yazısını paylaştı. 17 Aralık operasyonundan günler sonra yayımlanan söz konusu yazıda Dede şunları kaleme almıştı:
"Bir şey söyleyeyim mi.. Bakın durum aslında zannedilenden daha ciddi.. Bir an evvel Türkiye'deki kavganın sona ermesi lazım.. Sona ermeli ki, dış saldırılara karşı tek vücut hareket edebilelim..
Türkiye'de seçilmiş hükümete yönelik dış merkezli iç destekli operasyon sürerken, Amerika'da bizzat Fethullah Gülen'e yönelik sistemli bir saldırı devam ediyor.. Herkes enerjisini kendi meselesine harcadığı için kimse kimsenin elini tutmuyor.. Bu iş, bizi hızla aşağıya çeker.. Ama bunu göze almış kamikaze pilotları varken kime anlatıyorsun ki?.."
BAHÇELİ’Yİ ENGİN ALAN’I ADAY GÖSTERDİ DİYE ELEŞTİRDİ
"Bu yazısı da evlere şenliktir. Devlet Bahçeli’yi Gülen’e takık olmakla itham ediyor. Diğer bir yazısında ise ‘Bağrına taş basar ama insanların mutluluğu için dönmez” diyor. Breh breh. Neyse daha çok var ama enerjimi mahkemeye saklayacağım" diyen Nihal Bengisu Karaca, Ersoy Dede'nin 2011 yılında kaleme aldığı şu yazısını aktardı:
"Bazı noktaların aydınlatılması bakımından Devlet Bahçeli’nin, bugünkü grup toplantısı büyük önem taşıyor. Bahçeli, son derece yakışıksız bir üslup ile Fethullah Gülen’i zan altında bırakacak sözler söyledi. Dahası doğrudan; ‘cemaat faaliyetlerini askıya alsın’ diyecek kadar da ileri gitti.. Niye askıya alıyor faaliyetlerini? Efendim kimi davalarla cemaat ilişkilendiriliyormuş, yıpranmasın diyesiymiş.. Meselenin özüne geçmeden önce Sayın Bahçeli’ye, kendi anladığı şekilde bir hatırlatma yapalım. Engin Alan’a, seçmenlerinizin gözünün içine baka baka törenle rozet taktınız mı? Balyoz davası sanığı. Öyle mi? Artık öyle anlaşılıyor ki, MHP’nin de 12 Haziran için milletvekili adayı. Rozeti bizzat genel başkan tarafından takıldığına göre, (olmaz ya, seçim kazanılır, hükümet kurulursa) en azından bakan adayı.. Güçlü bir destekle partiye geldiğine vurgu yapmak için çizdim bunun altını.. Hatırlatalım, Engin Alan, ünlü balyoz eylem planı devreye sokulduğu vakit, liderlerin toplanması gerektiği yönünde talimatı olan bir isim.. Şimdi bu faaliyetler içinde olmakla suçlanan bir isim MHP’nin güçlü pozisyonunda ise, Bahçeli’nin parti faaliyetlerini acilen askıya alması gerekir. MHP seçmeni zarar görür çünkü bu süreçten.. (!) Anladınız mı Sayın Bahçeli, yaptığınız yorumun sizdeki karşılığı neymiş..”
DEDE’NİN BİR BAŞKA YAZISI: ‘HÜZÜNLÜ GURBET’İN SONA ERMEMESİ İÇİN ARTIK HİÇBİR SEBEP YOK
Karaca'nın paylaştığı bir diğer Ersoy Dede yazısı ise 2008 yılında ait. FETÖ elebaşı Fethullag Gülen'in adına açılan internet sitesinde de yayımlanan yazının başlığı "Fethullah Gülen dönmez" idi.
Ersoy Dede söz konusu yazısında şunları yazmıştı:
“Şimdi o itiraz da reddedildiğine göre, Fethullah Gülen'in beraati, bir kez daha, bir kez daha onaylanmış oldu..
‘Hüzünlü Gurbet’in sona ermemesi için artık hiçbir sebep yok..
İsterse bugün dönebilir..
10 yıllık ayrılığın sonunda Fethullah Gülen'in de, geri dönmek için sabırsızlandığını tahmin etmek çok güç değil.. Ama dönmez.. Bu sözümü kısa ve orta vade için söylüyor ve arkasında duruyorum.. Dönmez.. Ama ne zamana kadar dönmez?
Bunu sonra belki değerlendiririz.. Ancak şu konjonktür, dönmesi için en yanlış konjonktür..
İçişleri bakanlığında cemaat yanlısı yapılaşmanın tartışıldığı, medya el değiştirmelerinin cemaate yakın çevrelerin denetim altında tutulduğu iddialarının ayyuka çıktığı, hatta muhalefet partilerinin yüksek perdeden, bütün olup bitenin arkasında Fethullah Gülen'in olduğu yolundaki yorumlarının dillendirildiği bir ortamda, Gülen Türkiye'ye dönmez…
Çünkü bilir ki, kendi ismi üzerinden, kendisi okyanuslar ötesindeyken bile fırtınalar koparılıyordu, bugün ise eğer Türkiye'ye dönerse, siyasete yön vermeye çalışmakla doğrudan itham edilecek…
Kendisi üzerinden, başka kurumlar, başka kişiler yıpratılacak.. Gülen, böylesi bir iç politik oyuna alet olmak istemeyecektir..
Gelmeyi, üzerine gözyaşlarıyla şiirler yazdığı vatanına dönmeyi, çok çok istemesine rağmen, bu dönem dönmeyecektir…
Çok daha açık bir dille ifade edeyim ki, salt ülkenin içinde bulunduğu durumu düşündüğü için, bu ülkede yaşayan insanların refah ve mutluluğunu hesap ettiği için dönmek istemeyecektir..
Bağrına taş basacak, vatanına uzaktan bakacak ama, en azından bir süre daha dönmeyecektir…”
Her ne kadar Ersoy Dede, paylaşımını silse de iki isim de birbirini FETÖ’yle suçluyor…