Hürriyet'te yer alan haberde, tesettürlü bir fizyoterapi öğrencisinin, sosyal medyada paylaştığı egzersiz hareketleri görüntüleri nedeniyle suçlama ve hakaretlere maruz kaldığı duyurulmuştu.
Faruk Bildirici o haberde, linç edenlerin kimliklerinin gizlendiğini belirtirken, "Saldırının bizzat muhafazakârlardan geldiğinin üstü örtülmemeliydi" düşüncesini dile getirdi.
Bildirici, " İyi de kim yapmış bu linci? 'Bazı kullanıcılar' demek yeterli fikir vermiyor lincin sorumluları hakkında. Haberi okudum sonuna kadar. Orada da 'bazı takipçiler' adres gösteriliyordu:
Başörtülü Duygu Akın’ın spor videosuna sosyal medyada iğrenç yorumlar
'Bazı takipçileri ‘Başörtüsünü kazandık ama içindeki beyni kaybettik’, ‘Tesettür 28 Şubat’ta bile böyle zulüm görmedi’, ‘Süslüman show’a hoşgeldiniz’, ‘Cidden merak ediyorum neden böylesiniz? Hangi bakış açısı hangi inanç size böyle olmayı normalleştiriyor.
Allah aşkına hakkını veremiyorsanız çıkartın atın şu başınızdakini’ gibi mesajlarla Akın’ı eleştirdi. Görüldüğü gibi, linç düzeyinde saldıranların adresi haberde de açıkça yazılmamış.
Sadece haberi sonuna kadar okuyan dikkatli okurlar, 'bazı takipçiler', “bazı kullanıcılar”ın kimler olduğu konusunda çıkarımlarda bulunabilir. Elbette bu editoryal bir tercih..." ifadesini kullandı.
İŞTE O GÖRÜNTÜLER
Yazısında Akın hakkında yorum yapanların isimlerine yer veren Bildirici, "Durum böyleyken, başörtülü bu genç kızın İslami kesimden bazı kişiler tarafından linç edildiğini haberde uygun bir dille yazmak gerekliydi.
Zira hepimiz biliyoruz ki, bu ülkede 'başörtülü kadına saldırı' denince ilk akla gelen hemen Seküler/Cumhuriyetçi/Atatürkçü kesimdir. Haberlerde de hemen adres gösterilir, suçlamalar yöneltilir." görüşünü savundu.
Bildirici yazısında şunları kaydetti:
Kuşkusuz fizyoterapi öğrencisi genç kızı sosyal medyada linç eden, davranışına ve yaşam biçimine müdahale hakkını kendinde gören muhafazakar tipler de bu ülkedeki tüm muhafazakârları temsil etmiyor. O saldırganların tutumundan dolayı bütün muhafazakârlar suçlanamaz.
Ancak bu ülkede başörtülü kadınlara saldırılar hep Atatürkçü/Cumhuriyetçi/Seküler kesimden bilinir, söylenir, onlar suçlanırken haberde gerçek özneyi gizlerseniz, belleklerdeki özne hatırlanır, bu kaçınılmaz. O nedenle bu kez saldırının bizzat muhafazakârlardan geldiğinin üstü örtülmemeliydi. Saldıranlar da öyle bir iki kişi değil, onlarca…
Yazının devamı için tıklayın