İŞTE İZZET ÇAPA'NIN MEKTUBU
Sayın Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin,
Yaşadığım bu kötü günümde bana bir geçmiş olsun telefonunu çok görenlerle aynı yolda yürümeyi ben kendime zul sayıyorum.
Abi- kardeş hukukundan bahsetmek güzel de, yeri geldiği zaman durumun gereğini yapmak icab etmez mi Sedat Bey?
Beni tanımayan insanlarından bile, bu konuda asla suçum olmadığını ve yanımda olduklarını belirten mailler, mesajlar ve telefonlar almama rağmen; beni gayet yakından tanıyanlardan bir telefon gelmemesi elbette incitti beni. İçimde kalmasın, arkasında durup yanında yer aldığınız insanların çoğundan çok daha masumum.
Sağ olsun olayın üzerinden dört gün geçtikten sonra Fikret Ercan lütfedip aradı, halimi hatrımı sordu. Ama kimse "İzzet bu hafta ne yazacaksın?" diye sorma tenezzülünde bulunmadı. Aksine, ortalama bir zekanın anlayabileceği netlikte "Arkandayız ama sen bir süre yedek kulübesinde bekle" mesajını verdi.
Göz altındayken tek telefon hakkım vardı ve bunda da ekip arkadaşımı arayıp "İki gün önce bitirdiğim Hakan Kıran röportajını gönderin gazeteye. Vazifemi yapmamış duruma düşmeyeyim" dedim.
Eminim Hürriyet bana çok şey katmıştır, fakat şahitsiniz ben de elimden gelinin en iyisi yapmaya çalıştım. Ancak görüyorum ki, aynı hassasiyette değiliz. Benim arkamda duramayanlarla bu saatten aynı yolda yürümem söz konusu bile olamaz. Herkesin yolu açık olsun.
İzzet Nuri Çapa