Cumhuriyet'in haberine göre, Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), Türk Lirası'nın gerçeğe uygunluk değerini 16,50'ye yükseltti.
IFF, 2021 Mayıs'ta bu rakamı 7,5’ten 9,5’e yükseltmişti. IFF Başekonomisti Robin Brooks, Twitter'dan yaptığı paylaşımda Türkiye'nin cari açığına, yüksek enflasyonuna ve kredi genişlemesine dikkat çekti.
Robin Brooks'un tweetleri şu şekilde:
- "Türkiye'de çok büyük bir kredi genişlemesi devam ediyor ve bu, COVID'in 2020'nin başlarında ilk kez ortaya çıkmasıyla zaten büyük olan genişlemeyi gölgede bırakıyor. Bunların bir kısmı açıkça yüksek enflasyonu yansıtıyor, ancak genel tablo ne yazık ki Türk Lirası üzerinde değer kaybı baskısı oluşturuyor."
- "Türk Lirası'nın adil değer olarak belirlediğimiz dolar TL kurunu 9,50'den 16,50'ye çıkarıyoruz. Lira konusunda olumluyuz, ancak Rusya'nın Ukrayna'yı işgali emtia fiyatlarını yükseltmeden önce bile büyük bir iç kredi genişlemesi cari açığı genişletiyordu."
"KASITLI, BİLEREK VE İSTEYEREK..."
Cumhuriyet yazarı iktisatçı Prof. Dr. Veysel Ulusoy, Robin Brooks'un öngördüğü değer ve Türkiye ekonomisi üzerine konuştu. Cumhuriyet.com.tr'den Gülben Dikmen'e değerlendirmelerde bulunan Ulusoy, "Türk lirasının gerçek beklenen değeri konusunda 2018'den bu yana yorumlar oldukça ağırlıklı bir şekilde işlenmeye başladı. Aynı yılın ortalarında "kasıtlı, bilerek ve isteyerek" yapılan yönlendirme ve söylemler ile liranın dolar karşısındaki değeri inanılmaz bir şekilde düştü. Öyleki hafta sonu, gece geç saatlerde yapılan açıklamaların doları 7.25'lere çıkardığını da tecrübe ettik. Bu planlı oynaklığın yaratıldığı dönemlerde de bütçedeki bozulmalar, merkez bankası rezervlerinin erimesi dahil tüm yanlışların yapıldığı bir eylem alanını gözlemledik" dedi.
"Takıntılı büyüme stratejisinin ekonomide ciddi problemlere sebep olduğuna" dikkat çeken Ulusoy, "İnşaat sektörüne endeksli ya da takıntılı büyüme stratejisi ile de cari açık başta olmak üzere, cılız yatırım ve büyüme sorunları daha da arttı. Finansal piyasalarda yaratılan kredi garanti fonu destekli, plansız yaratılan harcama yöntemi bu olumsuzlukları daha da artırdı ve doğal olarak tüketici ve reel ekonomik güven ortamı dağılmaya başladı. Bu süreçte döviz piyasasındaki seviyenin ve oynaklığının inanılmaz derecede yükselmesi tüm sektörel aktiviteleri neredeyse durma noktasına getirdi" değerlendirmesi yaptı.
"128 MİLYAR DOLARIN ERİTİLMESİ.."
Veysel Ulusoy, yerel seçimde 128 milyar doların eritilmesi ve ucuz bir şekilde başkalarına transfer edilmesi ile ortaya çıkan rezerv boşluğunun lirayı dolar karşısında çok zayıflatıp korumasız bıraktığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Günümüz koşullarına baktığımızda Ukrayna'nın işgali ve ulusal ekonomik dengedeki bozukluklar finansal piyasalardaki getiri trendi ile birleşince doların 17 liradan daha yükseklerde belirlenmesini gerektiriyor. Bu "uygun değer" ve benzeri yaklaşımla değil; nominal faiz oranı, enflasyon oranı ve ülke riski ile tanımlanmış güncel değer olarak tanımlanmış değeridir"
Ulusoy, diğer yandan daha Ukrayna krizi ortada yokken bile doların tahmin edilen lira değerinin bu seviyelere ulaşmış olduğunu söyledi.