HDP İmralı Heyeti, KCK’nin önceki gün açıkladığı deklarasyonla ilgili, deklarasyonu ciddi bir özenle ve ciddiyetle ela alınması gerektiğini belirti. Heyet,”hükümet bir yerden başlamak istiyorsa Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasından başlamalı” dedi.
Basın toplantısına, HDP İmralı Heyeti’nde yer alan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ve milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Hatip Dicle ve Ceylan Bağrıyanık katıldı.
Basın toplantısında konuşan Önder, açıklamalarına Antep’de yaşanan katliamı kınayarak başlamak istediklerini belirtti, yaralılara acil şifalar, hayatını kaybedenlere başsağlığı, ailelerine sabır diledi.
Önder, basın toplantısını KCK’nin önceki gün yayınlanan deklarasyon açıklaması üzerine barış ve çözüm taleplerine katkı sunmak için düzenleme kararı aldıklarını belirterek, “Onlarca toplantı yaptık. Hiçbir toplantı hatırlamıyoruz ki başsağlığı dileyerek başlamayalım. Son bir buçuk yılın özeti bir katliamlar ve vahşetler silsilesi olarak geçti” dedi.
“KCK açıklaması boşa çıkarılmaya çalışılıyor”
KCK’nin açıklamasının özel bir değerlendirmeyi hak edecek düzeyde olduğunu kaydeden Önder şunları söyledi:
“Ankara Gar Katliamı’nın hemen öncesinde KCK tarafından bugünküne benzer bir deklarasyon dile getirilmişti. Gar Katliamı ile bu yaklaşım çürütülmeye başlanmıştı. Yine ne tesadüf ki bu açıklamaları takiben 5-6 saat içinde boşa çıkarılmaya çalışılıyor.
“Buradan ne anlaşılır, Sayın Öcalan’ın görüşme süreci boyunca en çok altını çizdiği kavram darbe mekaniğiydi. Bunun bütün ipuçları ile gerek bizlere gerek devlet yetkililerine anlatmakla geçti Sayın Öcalan’ın mesaisi.
“Bu bir buçuk yıl Dolmabahçe mutabakatının boşa çıkarılmasıyla, kalıcı resmi müzakere aşamasına geçilmesi sürecinde harekete geçirilen bu darbe mekaniği ve katliamlar zinciri meseleyi buraya kadar getirdi.”
“Katliam girişimleri darbe girişimine zemin hazırlama girişiminin parçaları”
15 Temmuz askeri darbe girişiminin bir günde hazırlanan, bir grubun ya da bir zümrenin “haydi darbe yapalım” diye başlattığı bir süreç olamayacağını belirten Önder, kaotik bir süreçle ülkenin yönetilemez durumda olduğu bir dönemin hazırlandığını söyledi.
“Darbeyle hesaplaşabilmek, değerlendirebilmek için bu çatışma ve diyalog sürecine bakmak lazım. Suruç’ta, Ceylanpınar’da, Cizre’de ve diğer yerlerde yaşananlar, Ankara Gar Katliamı, İstanbul’daki katliamlar ve diğer katliam girişimleri hep bu darbe girişimine zemin hazırlama girişiminin ince ince parçalarıydı.
“Darbe mekaniği ile ilgili yaptığımız yorumlara “neden bize darbe tehdidiyle yaklaşıyorsunuz” gibi tepki gösterildi. Acı ve çok büyük bir toplumsal tecrübe ile doğrulandık. Tam da bu zamanda KCK’den açıklama geldi ve üzerine Antep’teki katliam yaşandı. Korkarım bu süreç devam edecek.
“Yaşananlar bir karamsarlık üretmemeli. Bu darbecilerle rasyonel bir yüzleşmeden geçer. Kürt meselesinde herkesi hizalama sürecinden vazgeçmek gerek. Bu darbe sürecine HDP’nin tutumu herkesin malumu.
“Fakat tüm parti başkanları çağrıldığı halde parlamentonun üçüncü büyük partisi dışarıda bırakıldı. Bu geleneksel, ayrımcı, ‘tekçi yaklaşımımıza devam edeceğiz’ demekti. Yangından mal kaçırırcasına, yeni anayasa talebi ve çalışmaları HDP dışlanarak, talepleri yok sayılarak, daha baştan kadük doğma durumuna getirildi.
“Devlet ve muhalefet ne yazık ki bu aymazlığın ortağı olmuş durumda. Bu topraklarda irfanla, hikmetle öğrenme alışkanlığı biraz zayıf. Başımıza bu felaketler geldikçe görüyor muhalefet ve tekçi anlayış.”
“Umutlu cümleler kurmamız zor”
Önder, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çözüm ve müzakere sürecine başlangıçta “ülkede Kürtlerle barış bölgede Kürtlerle ittifak” yaklaşımı taşıdığını söyledi.
Önder, Öcalan’ın IŞİD işgalleri başlamadan önceki yorumlarında IŞİD’in ilerleme noktalarına ilişkin öngörülerini dahi sıraladığını, bu görüşlerin hepsinin doğrulandığını kaydetti.
Önder, “Gelişmeler Sayın Öcalan’ın altını çizdiği gibi gelişti” dedi. Abdullah Öcalan’ın Newroz mesajlarında dile getirdiği “Eşme Ruhu” ifadelerini hatırlatan Önder, hükümetten yapılan açıklamaların çözümü geliştirmekten uzak olduğunu kaydetti.
“Bugün bu aymazlıktan kurtulduklarına dair umutlu cümleler kurmamız zor. Geliştirdikleri yaklaşım rasyonel olmaktan uzak. KCK’nin deklarasyonu içindeki şu cümle ‘Bu bir koşul ve dayatmadan uzaktır’ yaklaşımı, ciddi bir özenle ele alınmasını gerekli kılıyor.”
“Tüm yurttaşları ilgilendiren bir durum”
HDP İmralı Heyeti’nin katkı sunmayı sürdüreceğini belirten Önder, KCK’den yapılan çözüm yönlü açıklamaların görmezden gelinmesi tutumu ile ateşkes ve çatışmasızlık süreçlerinin iktidar tarafından araçsallaştırılmasına son verilmesi gerektiğini de belirtti. Önder, “Hak ettiği ölçüde ele alınmaması büyük can kayıpları olarak geri dönüyor” dedi.
Kürt sorununun demokratik temelde çözümünün sadece HDP’nin ve İmralı Heyeti’nin sorunu olmadığını belirten Önder, “Bu AKP’nin CHP’nin, MHP’nin, tüm yurttaşları ilgilendiren bir durum” dedi.
Önder, devletin kararının ne olduğunu beklemeden, KCK’nin yaptığı çağrıyı tartışmak gerektiğini belirterek, “Tartışma konusunda seferber olunmalı, bütün kamuoyunun yaklaşımı bu şekilde olmalı. Bugünün tutumu, bu barışı hep birlikte kuralım şeklinde olmalıdır. Tüm demokratik muhalefet bu özeni göstermeli” diye konuştu.
Abdullah Öcalan’ın 2013 Newroz’unda okunan bildirisinde yer alan en önemli ifadenin “Artık silahlar sussun fikirler konuşsun” olduğunu hatırlatan Önder, başta özgürlüklerin genişletilmesi olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin duyarlı olması gerektiğini söyledi.
“Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasından başlanmalı”
Abdullah Öcalan’ın insanı ölçüler ve hukuk kurallarından uzak bir yöntemle tecrit altında tutulduğunu hatırlatan Önder şunları söyledi:
“Her türlü hakları gasp edilmiş durumda. İmralı, darbecilerin ilk olarak yöneleceği bir yer durumunda. Bir kaosu ve iç savaşı körükleyecek planları vardı darbecilerin. Sayın Öcalan’ın güvenlik, çalışma koşullarına yönelik her türlü iyileştirici çabanın bu ülkede barışa hizmet ettiğini gördük biz. Hükümet bir yerden başlamak istiyorsa, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasından başlamalıdır.”
Önder, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan general ve subaylarının yarısının son bir yılda Kürt kentlerinde katliam ve yıkım saldırılarını sürdürenler olduğunu belirtti, “Yani bugün tutuklu olan darbecilerin, çatışmaların yoğun olduğu yerlerin sorumluları olduğunu görüyoruz” dedi.
Önder, KCK’nin açıklamasının ardından hükümetten kendilerine yönelik herhangi bir temas olmadığını da söyledi.
Baluken: Barış talebi ve yaklaşımı ciddiyetle ele alınmalı
HDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken de yaptığı konuşmada, KCK’nin yaptığı açıklamanın tarihi bir deklarasyon olduğunu belirterek, “Kalıcı barışın bir ayda gelişebileceğine dair vurgu var. Bir buçuk yıl katliamlar, yıkımlarla geçti. Bu meseleyi sadece HDP’nin değil, herkesin tartışması gerek. Bunu tartışacak olan Meclis ise şu an kapalı. Böyle tarihi bir deklarasyonun ciddi biçimde değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz” dedi.
Meclisin 60’dan fazla vatandaşın hayatını kaybettiği bir dönemde kapalı olmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Baluken şöyle konuştu:
“Kalıcı bir barışın gelmesi ve fikirlerin konuşması için ciddi bir beklenti var. Bu durumun ciddiyetle değerlendirilmesi, hızla ve acil oturumların gelişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Parlamento bir buçuk yılda yaşananları izleyen pozisyonda oldu. Şimdi bu tutumu sürdüremez. Meclisteki partiler, bu barış talebini ve yaklaşımını ciddiyetle ele almalı.”