TBMM'de basın toplantısı düzenleyen ve IŞİD'in Türkiye fotoğrafı hakkında bilgi vereceğini belirten CHP Konya Milletvekili Atilla Kart; "IŞİD Türkiye'de ağırlıklı olarak Adapazarı Havzası'nda (Gebze, Yalova, Karamürsel, Adapazarı Merkez, İzmit Merkez ağırlıklı), Konya Havzası (Kırıkkale, Kırşehir ve civarı),Bingöl, Adıyaman, Diyarbakır bölgesi, Adana ve civarı, İstanbul (Sultanbeyli ve otogar civarı), Ankara (Hacı Bayram civarı) ve Bursa ağırlıklı bölgelerde katılımlarını ve bu yöndeki faaliyetlerini gerçekleştirdiği görülmektedir.Katılımların yüzde 10-15 seviyesindeki bölümünün daha evvelden 'Cihad hareketleriyle bağlı' olarak, Afganistan, Çeçenistan, Bosna gibi bölgelerde çatışmalara katılanlardan oluştuğu anlaşılmaktadır.
Katılımların ikinci yönteminin vakıf, dernek, medreseler ve küçük küçük örgütlenmeler üzerinden yapıldığı görülmektedir. Üçüncü yöntem ise, seyyar ve gezen ekipler yoluyla, farklı bölgelerden toplayıp, belli merkezlere yönlendirme yoluyla gerçekleştirilmektedir" dedi. Sözü edilen vakıf, dernek ve merkezlerin isimleri kamuoyu tarafından bilindiğini savunan Kart; "Bu isimler aleniyet kazanmıştır. Emniyet'in bu isimlere ulaşmamış olmasını tasavvur edemiyoruz. Ya doğrudan himaye ya da acz ve sorumsuzluk olarak ifade edilebilecek bir tablo söz konusudur. Hükümet, bu sürece açıklama getirmek zorundadır" diye kaydetti.
"DEVLET NEDEN MÜDAHALE ETMEMİŞTİR?"
Türkiye'den katılımların önce Özgür Suriye ordusuna, daha sonra Nusret yapılanmasına ve son 1 yılda ise ağırlıklı olarak IŞİD'e katılım şeklinde tezahür ettiğini belirten Kart, elinde Suriyede'ki çatışmalara katılan ve 2012 yılından bu yana hayatını kaybedenlerin takma isimlerinin olduğu ve ne zaman öldüklerini belirten bir listeyi gazetecilere gösterdi. Açık isimlerin de kendisinde olduğunu ancak bu isimleri paylaşmak istemediğini belirten Kart; "Bu bilgiler devlet tarafından şimdiye kadar çoktan temin edilmiş olması gereken istihbari nitelikteki bilgiler olduğunu, devletin buna göre önlemlerini alması gerektiğini, ancak ve maalesef bu yönde hiçbir ciddi çalışmanın yapılmadığını kaygıyla ve gözlemlerimizle görüyoruz.
Sözünü ettiğimiz bilgilerden de görüleceği üzere Türkiye'nin her bölgesinden katılan gençlerden 90 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu kişilerin nerede, hangi merkezde eğitildikleri bilinmektedir. Bir bölümünün daha önce ağırlıklı olarak Afganistan'da çatışmalara katıldıkları görülmektedir.Tarafımıza ulaşan kısmi bilgilerden söz ediyoruz. Genel tablonun daha vahim boyutlarda olduğu açıktır.Sorun şudur, uzun zaman aralığını ve hazırlık çalışmalarını gerektiren bu gelişmeler yaşanırken, devlet neredeydi?
Devlet, gözü önünde cereyan eden bu gelişmelere neden müdahale etmemiştir? Ya da neden himaye etmiştir?Bunu soruyoruz ve sorguluyoruz.Sorgulamaya devam edeceğiz.Bu bilgilerin elbette ve ayrıca teyide muhtaç olduğu açıktır. Devlet bunun için vardır. Ancak, sözünü ettiğimiz bu bilgilerin akademik bir çalışmaya dayalı olduğunu ve alan bilgileriyle bağlantılı olarak hazırlandığını da ifade ediyoruz" dedi.