İşte o mektup;
Karnım burnumda, bir kız evlat doğurmaya hazırlanırken, son birkaç gündür kalbimdeki kız çocuğu hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Hem de öz be öz babam yüzünden...
Aile kurumu kalabalık bir tiyatrodur ve her bir üyesinin ailenin bütünlüğüne ve mahremiyetine özen göstermesi esastır. Annem Şeniz Büyükkaraca, canım kardeşim Akın'a ve bana bunu öğretti. Babamız Ali Büyükkaraca'yı çocukları olarak, yıllar boyu bu bütünlüğün içine almak istedik. Yani baba sevgisi istedik, güvenmek istedik. Bizi terk ettiğinde ben 3.5 yaşındaydım, kardeşim Akın ise 6 haftalıktı. Öncesini hiç anlatmayayım, zira sonrası bizim için tam bir hayat mücadelesiydi.
Babamızın gidişiyle anladık ki "Herkes sadece kendi öyküsünün kahramanıdır"... Parçalanmış aile sendromunu, kaderi belleyen her çocuk gibi hayatı başarmak zorundaydık. Başka çaremiz yoktu. Lüksümüz de yoktu. Dolayısıyla erken olgunlaşmak ve çekirdek ailemizi korumak durumundaydık. Her şeye rağmen babam hep hayatımızda olsun istedik.
Ama o sevgisini ve ilgisini hep esirgedi. 'Baba gel' diyorduk ama o uzakta kalmayı hep tercih ediyordu. Bize hayatı anlatması gerektiğinde hiçbir zaman ortada yoktu. İçimdeki aile hasreti o kadar büyüktü ki, genç yaşta evlenip bir erkek evlat sahibi oldum ve oğlum şu anda 17 yaşında. Yıllar önce daha sizler beni tanımazken, sadece annemin yardımı ile oğlum için ayakta durmaya çalışırken karşıma sevgili Sezen Aksu çıktı. Annemin anlatmaya çalıştığını bir kez daha tekrarlayarak bana hayatı yeniden şarkılarımla anlattı. Babamdan gelmeyen ne varsa Sezen Aksu'dan gelmiştir.
Sizlerinde bildiği ve izlediği üzere babam Ali Büyükkaraca özel bir kanalda 'Işın Karaca' nın babası' sıfatıyla bir evlilik programına katılıyor. Son üç gündür orada söylenilen yalanlar, yapılan yanlışlar bana ve çekirdek ailemizin bugüne kadar çektiklerini tekrar tekrar hatırlatıyor.
IŞIN KARACA'NIN BABASI İÇİN TIKLAYIN