Kürt sorunu üzerine araştırmaları ve yazılarıyla tanınan İsmail Beşikçi, Barzani’ye yakınlığıyla bilinen Rudaw’a “Kürdistan Referandumu” kararını değerlendirdi.
Sekiz kez cezaevine girip çıkan 17 yıl hapiste kalan İsmail Beşikçi, referanduma ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Bir sosyolog olarak sizce Türkiye bağımsız Kürdistanı tanır mı?” sorusuna, “Evet tanır. 25 Eylül’deki referandumda yüzde 80 civarında oy çıkarsa bunu herkes kabul eder” yanıtını verdi.
İşte Beşikçi’nin Rudaw’a verdiği röportajda ilgili bölümler:
Bildiğiniz gibi Kürtler referanduma gidiyor... Bazı ülkeler, “referandumu erteleyin” diye dayatıyor. Kürtler ise itiraz edip, “referandum için doğru zaman” diyor. Sizce zamanlama doğru mu?
Bir kere Kürt sorunu, Kürdistan sorunu çok geçikmiş bir sorundur. 1920’lerde bu sorun çözülmeliydi. 1920’lerde yani milletler cemiyeti döneminde, Mezopotamya toprakları paylaşılıyordu. O paylaşım sırasında İngiltere’ye bağlı olarak Irak kuruldu. İşte o dönemde bir Kürdistan mandasının olması gerekiyordu. O zamanlar Şeyh Mahmud Berzenci, İngiltere’ye “Bağımsız bir Kürdistan istediklerini” söylüyordu. Ancak İngiltere ve Fransa değil bağımsız bir Kürdistanı, sömürge bir Kürdistanı dahi kabul etmediler.
Bugün Kürtler 50 milyondan fazla bir nüfusa sahip olmasına rağmen hiçbir yerde bir temsilcileri yoktur. Ne BM’de ne, İslam Konferansı’nda ne de 4 yılda bir düzenlenen Olimpiyatlar’da. Örneğin Körfez Ülkeleri’ne bakalım; Katar, Kuveyt, BAE ve Yemen gibi nüfusları 1 milyon olan küçük devletler bugün Kürtlerin geleceğini belirliyor. O yüzden bu sorun çok geçikmiş bir sorundur. Kürtlerin bu yüzden bu konuda ısrarcı olması lazım.
Peki bu referanduma dış güçler, yani büyük devletlerden destek gelmezse Kürtler ne yapmalı?
Önemli olan Kürtlerin tutumudur. Diyelim ki referandum oldu ve yüzde 80 civarında “Evet” çıktı. Bu gerçekleştiği zaman herkes bunu kabul etmek zorunda kalır. ABD de, Türkiye de, İran da. Benim şahsi fikrim kabul edecekleri yönünde. O yüzden burada Kürtlerin tutumu önemli.
25 Eylül’de oy kullanma hakkınız olsaydı sandığa gidip kullanır mıydınız?
Kesinlikle sandığa gidip “Evet” derdim.
Bir sosyolog olarak sizce Türkiye bağımsız Kürdistanı tanır mı?
Evet tanır. 25 Eylül’deki referandumda yüzde 80 civarında oy çıkarsa bunu herkes kabul eder. Türkiye de kabul eder, İran da kabul eder, ABD de kabul eder, Avrupa Birliği de kabul eder. Yalnız Kürtler Avrupa Birliği’ne bugüne kadar yaşadıkları soykırımları hatırlatmalı.
Hatırlarsanız Saddan Hüseyin, “Hangi gaz daha zehirlidir? Onu öğrenelim ve Kürtleri bir çırpıda yok edelim” demişti. O zaman hiç bir devletin sesi çıkmadı. Ama bugün aynı devletler “Irak’ın birliği” diyorlar. Benim şahsi fikrim, referandumdan olumlu sonuç çıkarsa herkesin kabul edeceği yönünde.
Peki Kürtler bu tarihi fırsatı değerlendiremeyip kaçırırsa ne olacak?
Örneğin bugün İran Küçük Zap’ın suyunu kesti. Kürdistan’ın ve Kürt toplumunun tarımsal olarak kalkınması için o bölgeden geçen su önemli. Eğer kendi kendini yönetemezsen bunun planını yapamazsın. Örneğin Kürtler elektrik üretimi için Büyük Zap’a bir baraj yapabilmeli. Muhtemelen Irak buna karşı çıkar. Ancak Kürtler kendi kendilerini yönetiyor olsa bunu yaparlardı.
Yalnız İran ve Türkiye iki güçlü komşu ve ikisi de “referandumdan vazgeçin” diyor…
Bunlar kısaca Kürtlere, “kendi kendinizi yönetmeyin, sizi biz yönetelim” diyor. Kürtlerin bunu görüp, referandumda ısrarcı olması gerekiyor.
Kürtler bağımsızlığını ilan ettiğinde bu komşu devletler herhangi bir saldırıya geçer mi sizce?
1988’de o kadar soykırım oldu neden tepki göstermediler de şimdi çıkıp “zamanı değil” diyorlar. Halepçe’de binlerce insan zehirli gazdan öldürüldü. O gün ses çıkarmayanlar neden bugün ses çıkarıyor? O zamanlar Batılı devletler zehirli gazları fareler üzerinde denerken, Saddam Hüseyin bunu Kürtler üzerinde deniyordu.